Yıldız Holding CIO’su Yekta Caymaz, kısa bir süre önce Yıldız Holding bünyesine katılan United Biscuits’in, sorumluluklarını artırdığını söylüyor. Caymaz, “Yeni bir IT Yönetim Kurulu’nun temelleri atıldı. Bu kurul ile tüm operasyonların yönetişim çerçevesi oluşturulacak” diyor.”
Daha önce dünyaca ünlü premium çikolata markası Godiva, ardından da ABD’nin köklü şekerleme şirketi DeMet’s’i bünyesine katan Yıldız Holding geçtiğimiz yıl Kasım ayında dünyanın en önemli bisküvi şirketlerinden United Biscuits’i satın aldı. Böylece Sabri ve Asım Ülker kardeşlerin, 1944 yılında Eminönü’ndeki Nohutçu Han’da kurduğu küçük bisküvi atölyesiyle başlayan serüven, günümüzde uluslararası arenada “dünyanın en büyük üçüncü bisküvi üreticisi” unvanıyla taçlanmış oldu.
Türkiye’nin bisküvici dedesi Sabri Ülker’in, başarısının sırrını anlatırken dile getirdiği “Başarının temelinde önce bıkmadan, usanmadan çalışma gelir. İkincisi dürüst çalışma, üçüncüsü ise kaliteli çalışmadır. Dördüncü olarak da tanıtıma çok önem verilmeli” sözleri, adeta Yıldız Holding’in bugünkü misyonunun bir özeti niteliğinde… Nitekim, 70’li yıllarda siyah-beyaz çekimiyle dillerimize pelesenk olmuş “Akşama babacığım unutma Ülker getir” sloganıyla başlayan Ülker’in reklam ve tanıtım serüveni, günümüzde global satın almalara ek olarak, teknolojik gelişmelerin de etkisiyle daha geniş kitlelere ulaşıyor. Bu teknolojik gelişmenin alt yapısının oluşturulmasında kuşkusuz en büyük katkıyı sağlayanlardan birisi olan Yıldız Holding CIO’su Yekta Caymaz da, United Biscuits’le birlikte yapılanmalarındaki değişikliğe işaret ederek başlıyor sözlerine.
Caymaz, dünyanın en büyük bisküvi devlerinden birini bünyelerine katmanın sorumluluklarını artırdığını söylüyor Yeni sorumluluklarla birlikte Yıldız Holding bünyesinde bir IT Yönetim Kurulu’nun temelleri atılmış. Yekta Caymaz, bu Yönetim Kurulu ile global alanda faaliyet gösteren tüm firmalarının ve operasyonlarının yönetişim çerçevesini oluşturmak istediklerini ifade ediyor.
Yerel iş birimine odaklanacak olan IT Yönetim Kurulu aynı zamanda küresel alanda da rekabet avantajı sağlayacak uygulamalara odaklanacak. Yekta Caymaz yeni IT Yönetim Kurulu’nun görevini şu şekilde özetliyor: “Bütün alt yapı, iş uygulamaları ve iş uygulamalarında üretilen değerli verinin kurumsal yönetişimini yapmak istiyoruz. Biliyoruz ki veri kısmında bireysel hareket edilemez. İstiyoruz ki Yıldız Holding içinde veri tek bir yerden çıksın ve bu verinin bazı kategorileri ve hiyerarşisi evrensel olsun. O yüzden çok yakın geçmişte, ana veri yönetim projesi başlattık. Ana veri projesini ilk olarak Türkiye’de icra edeceğiz, kısa bir süre sonra ürün ve müşteri ile ilgili ana verimizin özelliklerini ortaya koyacağız.”
“Şirketteki ana verimiz tek merkezli olacak”
Ana verileri farklı boyutuyla görmek isteyen iş birimleri, yerel coğrafyalar ve yerel pazarların bu veriyi kendi kullandıkları operasyonlar içinde yöneteceğini de söyleyen Caymaz, ana verinin Türkiye’de başlattıkları bu proje ile dünyanın her yerinde aynı yönetişim çerçevesinde yapılacağını açıklıyor. Dünyada yeni bir ürünün, portföye girmesiyle birlikte o ürünün ana merkezinin tek olacağını belirten Yekta Caymaz, Veri Ambarı projesi ile bütün ürünlerin ve yardımcı malzemelerin, faaliyet yürüttükleri her coğrafyadan rahatlıkla görüleceğini kaydediyor.
Veri Ambarı projesinin Yıldız Holding için temel amacı elbette, dünyanın her yerinde stok ve satış bilgilerinin tekil yerden edinilmesi, ancak Caymaz bu konuda ürün portföyünün de kontrol altında tutulmasının ikincil amaç olduğunun altını çiziyor. Yekta Caymaz, “Hangi ürünü listeliyorsak aynı zamanda hangi ürünün satışının durdurulacağını bilmek istiyoruz. Global bir şirket olarak, ürün ve müşteri tanımlama gibi konuların da projelendirilmesi için bir süreç organizasyonuna gidiyoruz. Ayrıca ana veri yönetişim metodolojimizi oturttuktan sonra CRM ve SCM projelerimizin de daha etkin biçimde kullanılmasını kurguluyoruz” diyor.
“Teknolojiyi araç olarak iyi kullanmak hedefimiz ama günümüzde her şeyin başı veri…”
Her şeyin başının “veri” olduğunu vurgulayan Yekta Caymaz’a göre, kıymetli teknolojilerin kullanıldığı günümüzde dahi gelinmek istenen nokta yine ‘veri’ oluyor. Zaten şirketlerin de temel amacı bu; katma değerli veriye ulaşmak! Caymaz, bunu iyi kullanan firmaların diğer şirketlerden ayrıştığının altını çiziyor. Katma değerli veri altında iş uygulamalarının da gündemlerinde olduğunu belirten Caymaz, iş uygulamaları tarafında aplikasyon portföylerini oluşturacaklarını ifade ediyor. Caymaz, aplikasyon tarafındaki çalışmalarını şu şekilde aktarıyor: “Hangi uygulamaları nerede ne için kullanıyoruz, mükerrer olan uygulamalar var mı? Bu uygulamaların bakım desteğini nerede nasıl verebiliriz, bunlar ortak kullanılabilir mi? Ya da bununla ilgili kontaklarımızı ortak yapabilir miyiz? Aplikasyon tarafında bu soruların yanıtlarını arıyoruz.”
İş uygulamaları konusunda esnek olduklarının altını çizen Caymaz, sadece tek bir global kaynak planlaması üzerinde durmadıklarını ve bunun çok da gerekli olmadığını anlatıyor. “Ne zaman şirket satın almaları olsa ERP’lerin birleşmesi söz konusu olabiliyor, ancak ana veriye ve bu farklı sistemlerde olusturulan bilgiye sağlam bir yönetişim ile ulaşıldığı müddetçe tekil standartlaşmaya gerek kalmayabilir” diyen Yekta Caymaz’a göre Yıldız Holding tarafında şu anda iyi bir yönetişim çerçevesi yaratılıyor ve iş uygulamaları da bu anlamda daha esnek olunan bir alan.
“Kurumsal iş uygulamalarını mobil platforma indirebilme hedefimiz var”
Peki Yıldız Holding’in daha çok global sistem entegretörleriyle çalışmasının nedeni sadece küresel bir şirket olmasından mı kaynaklanıyor? Yekta Caymaz bu soruyu, ‘Türkiye’nin IT alanında Avrupa ve Ortadoğu’yu etkileyecek derecede iyi işler çıkarttığını’ belirterek cevaplıyor; ancak ekliyor da: “Hâlâ Türkiye’de ciddi bir kaynak problemi var. Bugün en büyük yerel danışmanlık firmalarına bakıldığında bile, yetkinlik açısından gelişim alanları olduğu görülüyor. Türkiye’deki entegretör firmaların ilk problemi danışmanlar, ikinci problemi ise biz müşteriler!”
Mobil platforma değinmişken, müşterilerine ulaşabilmek için yapılabilecek her hamlenin kendileri için çok önemli olduğunu da hatırlatan Caymaz, bu konuda Mobil Cihaz Yonetimi projesinden de bahsediyor. “Şirketimizde kullandığımız mobil cihazları kurumsal olarak yönetebilelim, yaptığımız uygulamaları hızlı dağıtalım ama aynı zamanda da bizim için çok değerli olan verilerin güvenliğini sağlayalım diyerek bir çalışma başlattık” diyen Yekta Caymaz, oluşturdukları altyapının bir sonraki dalgada istenirse BYOD (Kendi Cihazını Getir)’a gidebilecek bir altyapı olduğunu belirtiyor. Bunun yanında MobilizBiz adı altında bir projeleri olduğu bilgisini veren Caymaz, bu uygulama ile kurumsal iş uygulamalarını mobil platforma indirebildikleri ölçüde indirme hedefleri olduğunu söylüyor.
Yekta Caymaz ve ekibi için mobil dünya, çok inandıkları bir platform. Zira onlar da işe temel noktadan, yani yönetim ve yönetim esnasındaki güvenlikten başlamış. Caymaz’ın sözünü ettiği MobilizBiz uygulaması da bu çerçevede hayata geçiyor.
“CYOD (Kendi Cihazını Seç)’da markaya değil, işletim sistemine önem verdik”
Yıldız Holding BYOD tarafında katı kuralları olan bir şirket değil. Ancak şirketin öncelikli olarak CYOD tarafında çalışanlarına sunduğu tercihler söz konusu. Android ve iOS’un öncelikleri olduğunu belirten Caymaz, bu iki tercihin nedenini ise şöyle açıklıyor: “Biz uygulama geliştirirken Android ve iOS’a gidiyoruz. Bazı mobil cihaz markalarının Android’ini daha stabil buluyoruz çünkü yazılım geliştiricilerle ciddi anlamda işbirliği içerisinde oluyorlar. iOS zaten tek elden yönetildiği için gelişmelere daha fazla hakim olabiliyoruz. Bütün bunlara rağmen özellikle ısrarcı olduğumuz marka ve model yok. Bizim dile getirdiğimiz işletim sistemi oldu, marka ve model değil. ”
“Hayatımıza giren dijital dünyanın sebep olduğu davranış değişikliklerinin, müşterilerimize ve ticaretimize olan etkisini incelemek istiyoruz”
Yıldız Holding’in “kaliteli çalışma” misyonunun arkasına “müşteri odaklı çalışma” modelini eklemeden olmaz elbette. Özellikle sürekli gelişme halindeki teknoloji dünyasıyla birlikte Holding’in müşteriye ulaşma şekli de elbette dijitalleşiyor. Yekta Caymaz, bu doğrultuda gerçekleştirdikleri çalışmalarından şöyle bahsediyor: “Örneğin, sanal gerçeklik, yakın mesafeli iletişim mecraları, giyilebilir teknolojiler, düşük ses frekansı kullanımı ile uygulama tetikleme, 3 boyutlu yazıcılar ve benzeri dijital gelişmeleri takip ediyor, AR-GE amaçlı bazı pilot çalışmalar yapıyoruz. Tabi pilot yapılan bütün projeler her zaman canlı kullanıma geçmeyebiliyor, zira biz bir teknoloji firması değiliz. Bizim ticaret değerlerimizde en önemli unsurlardan birisi müşterinin önceliğidir. Müşteri ve tüketicilerimizi kaliteli ürünlerimiz ve servislerimiz ile mutlu etmek ana gayemizdir. Bu açıdan da en önem verdiğimiz konulardan biri inovasyon. Bu alanda üniversitelerle işbirliği yapmayı planlıyoruz. Şu an birkaç üniversitenin bilgisayar mühendisliği, elektronik haberleşme bölümleriyle iletişim halindeyiz ve oradaki üniversiteli arkadaşlarla fikir alışverişi yapma ve proje yarışmaları düzenleme gibi seçenekleri değerlendiriyoruz.
“Müşteri davranış şekillerini, teknoloji boyutuyla da incelemek istiyoruz”
CIO’nun rolü değişiyor. Zira CIO artık hem veriden anlamlı bir bilgiyi çıkarmak, hem de bu anlamlı bilgiden diğer iş birimlerine yardımcı olmak gibi bir görev üstlenmiş durumda. Ancak genel kanıya rağmen, Yekta Caymaz’a göre bu sadece CIO’nun görevi değil. Caymaz, bunun bir takım çalışması olduğunun altını çiziyor ve iyi bir yönetişim çatısının kurgulanmasına değiniyor. Caymaz, “CIO ihtiyaç duyulan bilgileri, zamanında, doğru, anlaşılır ve güvenli biçimde iş birimlerine sunmakla görevli. Yani bunu, çok rahat bulunur, her yerden erişilebilir, raporlanabilir ve farklı boyutlarıyla gösterilebilir hale getirmek bizim görevimiz” diyor. Kendilerinin de Yıldız Holding bünyesinde IT birimini ikiye ayırdıklarına değinen Caymaz, ana işlerini icra ettikleri IT’nin yanı sıra, bir de takım elbisenin altında özgün düşünen, inovatif fikirler üreten bir ekiplerinin varlığına dikkat çekiyor. Rekabet halinde oldukları firmalarla bu yolla kendilerini kıyasladıklarını dile getiren Yekta Caymaz şöyle devam ediyor: “Belirlediğimiz bazı global firmalarla kendimizi kıyaslayarak planlama yapıyoruz. Bizim asıl hedef noktamız müşteri. Ekibimizin bir kısmı müşteri davranış şekillerini teknolojik boyutuyla değerlendiriyor. Ancak o zaman bir IT kaynaklı ürünü veya servisimizi gerçek anlamda yaşama geçirebileceğimizi düşünüyoruz.”
“4 milyar tüketicinin yaşadığı bir coğrafyaya ulaştık. “
“14 ülkede yer alan 77 adet üretim tesisimizde kaliteli ve lezzetli ürün üretiyoruz. United Biscuits’in aramıza katılması ile 4 milyar tüketicinin yaşadığı bir coğrafyaya ulaşmış olduk. Bu hepimiz için büyük bir sorumluluk. Bu sorumluluğun bilinciyle IT ürün ve hizmetlerimizi de daha etkin kullanmak, faaliyet gösterdiğimiz pazarlarda rakiplerimizden farklılaşmak bizim için çok önemli.