Efektif bir IT dışkaynak teklif çağrısını (RFP) bir araya getirme güç bir iş. Gereksinimleri topladınız. Servis maliyetlerinizin taban seviyesini belirlediniz. Süreç için kuralları ayarladınız. Kontrattaki maddeleri yerli yerine koydunuz. Ayrıntılı bir müzakere takvimi belirlediniz. Şimdi arkanıza yaslanıp RFP yanıtlarının gelmesini bekleme zamanı.
Fakat hemen rahatlamayın. Firma yanıtlarının içerisinde kağıt üzerinde harika gözüken ama anlaşma bir kez yürütülmeye başlandıktan sonra gerçekte tıklayan bir saatli bombaya benzeyen ayrıntılar olabilir. Buradaki dış kaynak tekliflerinin tehlikesine dikkat edin:
1. Büyük İndirimler
Diğer tüm teklif verenlerden yüzde 10’dan daha aşağı bir fiyat veren firmadan kaçının. “Rakipler kabaca diğer tüm sorumlulukları bilir,” diyor Sanda Partners’ın dışkaynak danışmanı Mark Ruckman. “Fiyatını düşük tutan herhangi bir işletme ya işi almaya çalışıyordur ya da kapsamını anlamıyordur.”
2. Kazanç paylaşımı teklifleri
Müşteri ve sağlayıcının geliştirme ya da inovasyon sonucundaki finansal kazanımları paylaşmasını şart koşmayı sevmeyecek ne var? Öyle gözüküyor ki çok şey var.
“Bu taahhütler sıklıkla müşteriye garanti edilmiş tasarrufları sağlamak niyetiyle mekanik fiyat indirimleri olarak ve tedarikçiyi de kâr marjını koruyabilmesi için yenilik yapmaya zorlamak için hazırlanır,” şeklinde konuşuyor global teknoloji ve dışkaynak firması Hunton & Williams’ın eş başkanı Randall Parks. “Tasarrufu elde etmiş olan müşteri, yeniden yapılanma sürecinin zorlu işine katılmak için çok fazla ekonomik teşvike sahip değildir. Sağlayıcının ise böyle bir teşviki vardır ama müşterinin gayretli katılımı olmaksızın hedefi yakalamada yetersizdir.”
Dışkaynak analist firması HfS Research’ün COO’su Esteban Herrera’ya göre kâr paylaşımı anlaşmalarının çoğu çok fazla belirsizdir. “Belirli olduklarında dahi, ilişkiyi olumsuz etkileme eğilimindedirler çünkü gerçek yatırım ve gerçek geri dönüşle ilgili olarak aynı sayfada buluşmak güç olabilir.”
Ve IT servis sağlayıcısı bu tür iyileştirmeleri doğal olarak aramamalı mı? “Müşteriler şu perspektifi benimsemeli; bu tasarrufları elde etmek sağlayıcının sözleşme yükümlüğü olmalı, marj hakkı değil,” diyor dışkaynak danışmanlığı Pace Harmon’dan Steve Martin.
3. Penalty Earnback Provisions
Sağlayıcılar sıklıkla servis seviyesi anlaşmalarında (SLA) hem servis kredilerini (karşılanmayan bir SLA hedefi için satın alıcının faturasına verilen finansal bir kredi) hem de geri kazanımları (müteakip iyi performans için bu kredileri geri kazanma yolu) dahil etmeyi teklif eder. Fakat bu düzenlemelerin gerçek değeri genellikle desteklenmez çünkü geri kazanımlar kolaylıkla kredileri dengeleyebilir, diyor dışkaynak danışmanlığı Everest Group’tan Betty Breukelman. “Her ne kadar ilk etapta çekici gibi gözükse de, sağlayıcı için servis kredilerini geri kazanmak mümkün olduğunda, kredileri tamamıyla boşa çıkartabilir. Bilhassa eğer çok kolay kazanılıyorlarsa,” diyor Breukelman.