Windlet’in kurucularından Makine Mühendisi Tacetdin Sevdim, yakın zamanda hedefleri arasında rüzgar enerjisi ve elektrikli motosiklet üretimi olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Gelecek vizyonumuz, uzay madenciliği ve sondaj roketleri üzerine çalışmalar yapmak.”
Elektirikli arabalar başta olmak üzere, farklı mühendislik projelerinde çalışmış ve EVA Team (EVA Elektrikli Araç Takımı) kurucu kadrosundan oluşan girişimci ekip, bugün Windlet adıyla sektöre hızlı bir giriş yaptı. Makine Mühendisi olan Tacetdin Sevdim ile birlikte beş arkadaşının kurduğu Windlet; Elektrik- Elektronik Mühendisi Serdar Torun, Endüstri Mühendisi Ümmü Gülsüm Erdağı, Makine Mühendisi Orhan Koray Çalık, Elektrik Mühendisi Burhan Turgay Çalık ve İşletme&Hukuk öğrencisi Mehmet Mahsum Aksu’nun deneyim ve tecrübeleriyle bugün yenilenebilir enerji alanındaki açığı kapatma hedefiyle emin adımlarla ilerliyor.
Bu güçlü ekibin önemli yapı taşlarından biri olan Makine Mühendisi Tacetdin Sevdim ile Windlet’i ve gelecek hedeflerini konuştuk…
Rüzgar türbini fikri nasıl ortaya çıktı? Türkiye’de bu konuda bir eksik görüyor musunuz?
Günümüzde fosil yakıt kullanımının başta iklim değişikliği ve küresel ısınma olmak üzere çevreye ne denli zararları olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Daha yaşanılabilir bir dünya için başta gelişmiş ülkeler olmak üzere toplumların ve devletlerin yenilenebilir enerjiye her geçen gün daha fazla yatırım yapması gözden kaçırılmamalıdır. Windlet ekibi olarak enerji sektöründeki bu açığı gördük ve dünya çapında bir enerji firması olma hedefi ile yola çıktık. Yenilenebilir enerji alanında gerek Türkiye’de gerekse Avrupa’da rüzgar enerjisi potansiyelinin çok yüksek olduğunu biliyoruz. 2019’da yapılan bir çalışma gösteriyor ki, sadece Avrupa’nın rüzgar enerjisi potansiyeli ile tüm dünyanın elektrik enerjisini karşılayabiliyoruz. Yenilenebilir enerji alanında ülkemizde de farkındalığın oluşmaya başladığını düşünüyor ve bu bilincin hızla gelişmesini umuyoruz.
Türk şirketlerinin bu tür projelere bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Üzücüdür ki, Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında birkaç firma dışında ciddi çalışmalar yapan firmalar bulunmuyor. Bu yüzden pazar ihtiyacı ithal ürünlerle karşılanıyor. En büyük hedeflerimizden biri de Windlet olarak bu alandaki açığı kapatıp dünyanın enerji devi olmak.
Projeniz için yatırım aldınız mı, biraz detaylandırır mısınız? Çalışmanızı ne zaman piyasaya sürmeyi planlıyorsunuz?
Projemiz için yatırımcılarla görüşmelerimiz devam etmekte, yatırımcıların projemize olan pozitif ilgisi bizi daha da körüklemekte ve çalışma azmimizi daha da artırmaktadır; ancak hâlâ seri üretime geçebilmek için yatırımcı arayışımız devam ediyor. Bu yüzden Devlet teşviklerine ve halihazırda parçası olduğumuz İTÜ Çekirdek’in BigBang gibi yarışmalarına katılarak finansman ve mentörlük destekleri için çalışmaktayız. Halihazırda piyasaya sürebileceğimiz 2.5 kw/h güç üreten, 2 metre kanat yarıçapına sahip, şehir kullanımına uygun, sessiz titreşimsiz ve yüksek verimli ürünümüz bulunmakla beraber Ar-Ge çalışmaları kapsamında farklı modellerimizin de gelişim süreci hızla devam ediyor.
Teknoloji kullanımı ve uyumu noktasında Türkiye’nin bulunduğu noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Genç bir mühendis olarak bu konuda gördüğünüz eksikleri ve yapmak istediklerinizi aktarır mısınız?
Teknoloji kullanımı bakımından ülke olarak çok iyiyiz ama sadece kullanımda bunun böyle olduğunu düşünüyorum. Konu teknoloji üretmeye gelince herkes geri çekiliyor, özellikle gençlerimizde yüksek teknoloji ürünleri üretecek potansiyel olmasına rağmen kimse elini taşın altına sokmak istemiyor. Windlet ekibi olarak biz elimizi değil, tüm gövdemiz ile bu taşı sırtlamaya hazırız. Ayrıca, Almanya gibi gelişmiş ülkelerde, halkın yenilenebilir enerji kullanmasını teşvik etmek için vatandaşın fazladan ürettiği enerjiyi birim satış fiyatının üstünde bir fiyattan devlete geri satması sağlanırken ülkemizde bu regülasyonlar enerji dağıtım şirketlerinin insafına bırakılmıştır. Umuyoruz ki, yakın gelecekte ülkemizde de regülasyonları halkın yenilenebilir enerji kullanmasını teşvik edecek şekilde iyilişecektir.
Enerji ve otomotiv dışında odaklandığınız sektörler var mı?
Yakın zamandaki hedeflerimiz arasında rüzgar enerjisi ve elektrikli motosiklet üretimi bulunurken, bu sektörlerde dünya devi olmayı planlıyoruz. Bunun yanı sıra gelecek vizyonumuz arasında uzay madenciliği ve sondaj roketleri üzerine çalışmalar yapma hedefimiz var. Uzaya odaklanırken aynı zamanda dünyayı da daha yaşanılabilir hale getirmek üzere yenilenebilir enerji alanında çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.
Bir start-up olarak ürün geliştirme noktasında ne tür zorluklarla karşılaştınız?
Tabii, belli başlı sıkıntılar yaşadık bunlar genellikle prototip üretiminde maliyete dayalı sorunlardı. Prototip tasarımlarında çok ciddi bir sorun yaşamadığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun en önemli sebebi, alanlarında uzman tecrübeli bir kadro ile çalışıyor olmamız.