Veriler etkin bir şekilde kullanıldığında, kurumsal stratejilere rehberlik edebilir, müşteri hizmetleri seviyelerini iyileştirebilir ve doğrudan kârlılığa katkıda bulunabilir. Öyle ki ABD merkezli Boston Consulting Group tarafından yapılan araştırmaya göre, veri ve gelişmiş analitik kombinasyonu sadece bu yıl 1 trilyon dolardan fazla yeni değeri ortaya çıkarabilir.
Ancak verilerden bu değeri ortaya çıkarmak zordur. Bunun nedeni, kuruluşlar içinde tutulan verilerin büyük bir kısmının hem şirket içinde hem de bulut tabanlı platformlarda bulunan altyapı silolarında depolanmasıdır. Bu durum, sadece verilerin yönetilmesi zor olduğu anlamına gelmez aynı zamanda verilerden değer elde etmeyi çok karmaşık hale getirir.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar da zorluğun boyutunu vurguluyor. Vanson Bourne tarafından hazırlanan bir raporda, işletmelerin %85’i iki ila beş bulut arasında veri depoluyor. İşletmelerin yaklaşık %44’ü bu parçalı kaynakları yönetmeye çalışmak için altı veya daha fazla araç kullanırken her 10 kişiden biri, 11 veya daha fazla yönetim çözümünü kullanıyor. Bu da neredeyse hiç verimli bir hale gelmiyor.
Proaktif değil reaktif
Birçok kuruluş verileri yedeklemek, depolamak, analiz etmek ve yönetmeye çalışmak için parça parça bir yaklaşım benimsiyor.
Uzun vadeli, şirket çapında bir veri yönetimi stratejisine çok az düşünce verilerek, belirli bir problemi veya kısa vadede sorunu çözmek için hem insan hem de altyapı, genellikle pahalı eski donanım ürünleri şeklinde ek kaynaklar ekliyor. Bu da yaygın veri parçalanmasına ve yönetim giderlerinin artmasına neden oluyor.
Veri parçalanmasının veri kalitesi ve güvenilirliği üzerinde de etkisi vardır. Çalışanlar genellikle farklı konumlarda saklanan dosyaların birden çok sürümü olduğunu ve hangisinin güncel olduğundan emin değildir. Yedeklemeler, arşivler, dosya paylaşımları ve nesne depoları gibi şeylerde tutulan veriler söz konusu olduğunda bu sorun özellikle daha keskindir. Bu verilerin değerini gözden kaçırmak kolay olsa da kullanılabilir hale getirildiğinde ve akıllıca kullanıldığında, aslında bir organizasyon için daha fazla değer katabilir.
Veri parçalanması sorunuyla mücadele
Veri parçalanmasıyla ortaya çıkan zorluğun üstesinden gelme sorumluluğu, yalnızca bir kuruluşun BT departmanına ait bir şey değildir. Bu zorluğun nasıl ele alınacağını belirleyen kuruluşların, yapmayanlara göre belirgin bir rekabet avantajı olacaktır. Veriler herhangi bir kuruluş için en önemli dijital varlık olsa da sadece işletmeler bunu etkin bir şekilde yönetebiliyor ve değerini kullanabiliyorlar.
Veri parçalanması, Avrupa’nın GDPR mevzuatı ve KVKK gibi düzenlemelere uyulması açısından da zordur. Bu zorlukları çözmek, veri yönetimine farklı bir yaklaşım gerektirir. Şirketler içinde var olan çok sayıda kurumsal verinin depolanması, yönetilmesi, korunması ve bunlardan değer elde edilmesi için daha iyi yöntemler bulunmalıdır.
Modern yazılım tanımlı altyapıyı kullanmak, bu farklı öğeleri bir araya getirerek geniş veri dizilerinin yönetimini gerçekten yönetilebilir hale getirir. Teknolojinin başarılı bir kombinasyonu ve iyileştirilmiş insan davranışı, önemli ölçüde iyileştirmeler sağlayabilir.
Gerçek iş değeri sunmak
Veri kontrolü eksikliği kaçırılan fırsatların ötesinde sonuçlara yol açar. Ayrıca, stratejik planlama ve kurumsal çeviklikten müşteri deneyimine ve daha geniş pazardaki rekabet gücüne kadar her şey üzerinde zararlı bir etkiye sahiptir. Bu sorunu ele alamayan veya karşılamayan işletmeler yıllarca gelirlerini, faaliyetlerini ve müşteri deneyimlerini etkileyebilecek önemli dezavantajlarla karşı karşıya kalmaktadır.
Verilerin gerçek iş değerini olabildiğince çok vermesini sağlamak için yönetim, yedekleme ve korumayı kapsayan bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. İşletmelerin şimdi atacağı gerekli adımlar, gelecekte ortaya çıkacak yeni fırsatlardan yararlanmak için en iyi konumda olmalarını sağlayacaktır.