Wavelink’e göre, SD-WAN’ın benimsenmesi hızlı bir şekilde ivmeleniyor. Şirketler de tehditleri azaltmak için teknolojiyi bağımsız bir uygulama yerine bir bütünün parçası olarak görmeli. Bu noktada işletmelerin SD-WAN’ın güvenlik platformuna entegre edilmesini gerektiren güvenlik odaklı bir ağ modelini benimsemesi gerekiyor.
Wavelink kuruluşların, güvenliği her yenilik veya genişleme projesinin entegre bir işlevi haline getirerek güvenlik önlemlerinin ağın ayrılmaz bir parçası olmasını sağlayabileceğini söylüyor. Böylelikle saldırı ekipleri genişlemeye devam ettikçe BT ekipleri de güvenliğe ayak uydurabilecek. Şirket, SD-WAN’ın tasarım gereği güçlü bir güvenlik dokusuna entegre edilmek için uygun olduğunu belirtiyor.
Güvenliği SD-WAN çözümlerine entegre eden ters işlem sorunludur ve SD-WAN çözümünün performansını doğrudan yavaşlatabilir. Wavelink, SD-WAN’ın güvenlik platformlarına eklenmesini, kenarda konuşlandırılması gereken cihazları ortadan kaldırmasını ve SD-WAN’ın işlevselliğini ve faydalarını güvenlik platformuna tam olarak entegre etmesini öneriyor. Bu yaklaşıma göre güvenlik, daha sonradan düşünülen SD-WAN üzerine bindirildiğinde ortaya çıkabilecek boşlukları ortadan kaldırabilir.
Şirkete göre, kuruluşlar giderek daha sorunsuz ve etkili bir duruş sağlamak için çeşitli nokta çözümleri yerine kapsamlı güvenlik platformları uygulamayı tercih ediyor. Bu, işletmelerin temel işlevleri tek bir sistemin parçası haline getirdiği anlamına geliyor ve SD-WAN, antivirüs ve saldırı önleme sistemleri gibi güvenlik platformunun bir parçası oluyor.
Wavelink genel müdürü Ilan Rubin, “Sürekli gelişen tehdit ortamına ayak uydurabilmek için kuruluşların, güvenliği ağ modellerinin merkezine koyması gerekiyor. Bunu yapmadığı takdirde kuruluşlar; saldırı alanlarının genişletilmesi, dijital inovasyon ve artan riske tehlikeli bir şekilde maruz kalacaktır. SD-WAN, kuruluşların uzaktan çalışanlar ve ofisleri için bağlantılarını hızlandırma ve basitleştirmenin bir yoludur ancak siber suçlular bu işlevselliği kuruluşa saldırmak için kullandığından bu da risk oluşturur. SD-WAN’ı güvenlik platformunun içine yerleştirmek, bu riski ele almak ve çevik bir çözüm sağlamak için gereklidir.” diyor.
Rubin şöyle devam ediyor: “SD-WAN, yalnızca birbirine kaynaklanmış bir dizi nokta çözümüyle değil, gerçekten entegre bir güvenlik platformuna entegre edildiğinde en iyi performansı gösterecektir. Tek bir birleşik sistem olarak çalışmak için sıfırdan bir güvenlik yapısı oluşturulur. SD-WAN, bu sistemin bir parçası olarak çalışmak için sıfırdan inşa edildiği sürece güvenli bir çözüm olarak gelişebilir. Bu da ağ ile çalışan SD-WAN sisteminin güvenliği açısından önemli faydalar sağlayabilir. SD-WAN hala nispeten yeni bir teknoloji olsa da, potansiyel güvenlik risklerinden kaçınmak, daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak ve işlemleri basitleştirmek için yakınsama sürecine erkenden başlamak mantıklı bir hamledir. ”