Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) geçtiğimiz günlerde toplanarak ilk defa ileriye dönük olarak nükleer uygulamalarda yapay zeka kullanımını enine boyuna tartışmaya açtı. Daha önce birçok çevrenin soğuk baktığı yapay zeka ve nükleer uygulamalar artık işlemlerin karmaşıklaşması nedeniyle daha güvenilir olduğu düşünülen yapay zekaya emanet edilmeye çalışılıyor.
43 ülkeden 300’ün üzerinde katılımcı ile sanal olarak gerçekleşen konferansta nükleer enerji ile birlikte su kaynaklarının yönetimi gibi insan yaşamını etkileyen konular tartışıldı. Nükleer enerji ve yapay zeka konusunda ağırlık etiklik ve şeffaflık ilkeleri üzerindeydi. Genel anlamda, füzyon araştırmaları gibi konuların artık muazzam bir veri ve onun analizine bağlı olması nedeniyle yapay zeka ve bir sonraki adım olan makine öğreniminine geçmekte zorunlu olduğumuz sonucu ortaya çıktı.
IAEA Genel Müdür Yardımcısı ve Nükleer Araştırma ve Uygulamalar Departmanı Başkanı Najat Mokhtar, “Artık yapay zeka katlanarak artıyor ve uydulardan ve dronelardan gelen yüksek çözünürlüklü fotoğraflar anında yapay zeka tarafından yorumlanırken en karmaşık tıbbi veriler yüksek doğrulukta okunabiliyor. Tüm bu gelişmeler yapay zekanın aslında insana hizmet etmek için ideal bir araç olduğunu ortaya koyuyor. Tarımı verimli hale getirmekten, hayvanların göç yollarını takip etmeye kadar dünyamıza dair birçok önemli veriyi yapay zeka ile edinebiliriz.”
Daha sağlıklı bir toplum
Mokhtar’a göre yapay zeka ve nükleer yani füzyon bilimi bir araya geldiğinde başta kanser araştırmaları olmak üzere birçok alanda sıçrama yaşanacak. Özellikle bireysel ilaç teknolojisinin önünü açacak yapay zeka hastanın verisine özel çözüm üretecek. Bunun için de gelişmiş simülasyonlar kullanılarak üretim maliyetleri düşürülecek. Ancak daha sağlıklı bir toplum için daha çok veriye ihtiyaç duyulması ve tıp etiği ile kişisel verilen mahremiyeti arasındaki ince çizgi nasıl sağlanacak? Bu soru konferansa en az yapay zeka üzerine yaşanan gelişmeler kadar etki etti. Cevabı elbette henüz kimse bilmiyor.