BrandMark, tüketicilerin üretimi ve teslimat süreçlerini izleyerek satın aldıkları ürünler hakkında bilgi edinmelerini istiyor.
İsrail’in Blackbird Ventures ve Japonya’nın blockchain teknolojisi firması EMURGO Ltd.’nin ortak girişimi olan Brandmark, gıda üreticilerinin ürünlerinin kaynağını sergilemelerine ve tüketicilerin satın aldıkları ürünlerin nereden geldiğini ve hangi süreçlerden geçtiklerini anlamalarına yardımcı olmak için blockchain teknolojisini kullanıyor.
Blockchain teknolojisi, sağladığı yüksek güvenlik konusunda bir devrim yaratıyor ve birden çok kuruluş arasında bilgi üzerindeki kontrolün paylaşılmasını sağlayan dağıtılmış bir defter formunu alıyor. Blockchain, veritabanını katılan tüm istasyonlarda aynı şekilde kopyalıyor ve böylece tüm ağ boyunca tek bir gerçeği doğruluyor. Ağdaki bir düğüm başka bir şey bildirirse, diğer düğümler farkı kabul etmeyerek bu tutarsızlığı işaretliyor. Blockchain genellikle bitcoin ile ilişkilendiriliyor ve para birimi alanında blockchain’in bir uygulaması olarak karşımıza çıkıyor, ancak bu teknolojinin birçok kullanımı olduğu biliniyor.
Brandmark, şu anda bu teknolojiyi tüketiciler için şeffaflığı artırmak amacıyla kullanıyor. Bu, ürünlerin sahadan veya üreticiden mağaza rafına kadar yaptığı yolculuğu basit bir barkod taraması yoluyla bilgi vermek olarak açıklanabiliyor.
Brandmark’ın iş geliştirmeden sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Bar-Zeev platformun, müşterilerin hikayelerini farklı bir şekilde anlatmalarına yardımcı olduğunu söylüyor. Üreticiler, sadece ürünün nasıl yapıldığını ve kökenini belirtmek yerine; tüketicilere, ürünün çiftlikten işleme tesisine ve dağıtıcıya kadar satış noktasına nasıl ulaştığına dair gerçek kanıt sunabileceklerini dile getiriyor.
Tüm bu ayrıntılar, artık akıllı telefonla taranabilen ürünün barkodunda yer alacak.
Günümüzde tedarik zincirleri küresel olduğundan, ürünlerin ve hizmetlerin geçmişini, dağıtımını ve konumunu izleme yeteneği, kısacası şeffaflık ve izlenebilirlik bir anahtar görevi görüyor. Çevresel ve sosyal kaygılar küresel holdinglere ürünlerinin nasıl üretildiğine ilişkin dikkat kesilmesini sağlayarak, üretim sürecindeki emisyon seviyeleri, sürdürülebilirlik çabaları, çocuk işçiliğinin olası kullanımı konusunda daha fazla bilgi sahibi olmaları gerektiğini gösteriyor. Üreticiler, içerik tedariği, sertifika etiketleme verileri ve kalite güvence prosedürlerini göstererek ürünleri ile ilgili iddiaları destekleyebilir hale geliyor.
Bar-Zeev, üreticilerin sosyal sorumluluk seviyeleri, adil ticaret, çevresel kaygılar, atıklar ve emisyonlar konusunda yapılan güvenilir işlerini dünyaya göstermelerine yardımcı olacaklarını dile getiriyor.
Gıda üreticileri, esrar üreticileri, ilaç ve kozmetik şirketlerinin hepsinin platform için potansiyel hedefler olduğunu söyleyen Bar-Zeev, gelecekte tekstil üreticileri, otomobil üreticileri ve tütün üreticilerinin şirket odağını genişlettikçe müşteri listesine eklenebileceğini söylüyor. Bar-Zeev, talebin ve aciliyetin yüksek olduğu yerde olacaklarını belirtirken, giderek daha fazla sektörün, ürünlerinin menşei hikayesini anlatmaya ihtiyaç duyacağını ve bunu bir pazarlama aracı olarak kullanacağını da ekliyor.
Endonezyalı kahve üreticileri, zeytinyağı üreticileri ve İsrailli kozmetik firması Ahava, mağazalarında kullanılan sebzelerin izini sürmek için Brandmark’ın müşterileri arasında yer alıyor. Şirket Nestlé S.A., Burger King, Angel Bakeries ve Cannabis Hydroshop ile görüşmelerde bulunuyor.
Peki bu nasıl çalışır? Çiftlikler bilgisayarlarla donatılarak mahsulün hangi koşullarda yetiştirildiği ve ne zaman hasat edildiği hakkında sisteme bilgi giriliyor. Tarladan dağıtıcıya, dağıtıcıdan mağaza rafına kadar ürün yolculuğunun her aşamasında, süreçteki her ortak ürün hakkında girdi sağlanıyor.
Örneğin; kahve izlenebilirlik platformu; tedarik zincirindeki tüm verileri birbirine bağlayarak, çiftlikten başlayıp kahve çekirdeklerinin kavurma süreci boyunca geçirdiği farklı süreçleri müşterinin evine gelene kadar birleştiriyor. Kahve üreticileri, bu bilgiyi basitçe barkodu tarayan veya kısa mesajla gönderilen bir bağlantıya tıklayarak tüketiciye sağlayabiliyor. Uygulama, öğenin kalitesi, kaynağı, koşulları, güncelliği ve son kullanma tarihi gibi ayrıntıları kapsıyor.
Bar-Zeev, bu alanda birçok hile yapılmasının mümkün olduğunu söylüyor ancak zincirde çok sayıda oyuncu olduğu için, her birinin birbirinden bağımsız ve kendi bilgilerini rapor etmesi nedeniyle hile yapılma şansının daha düşük olduğunu savunuyor. Firma ayrıca hat boyunca süreçlerin kanıtlarını toplamak için kameralar, sensörler, termometreler, DNA testleri ve uydu görüntüleri gibi donanımları dağıtarak ortaklarla birlikte çalışıyor.
Gilad Waksman, Bar-Zeev ve girişimci Daniel Rosenfeld, Brandmark’ı Emurgo ile ortak girişim olarak kuran Blackbird Ventures’ın kurucu ortaklarıdır.
Brandmark şu anda bu platformu birkaç Endonezyalı kahve üreticisine sunuyor ve Nestlé S.A., Burger King, Angel Bakeries ve Cannabis Hydroshop gibi büyük gıda şirketleriyle görüşmelerde bulunuyor.
IBM ve diğer firmalar gibi teknoloji devleri de ürünlerin kökenlerini takip etmek için blockchain kullanıyor. Örneğin IBM Food Trust platformu, yetkili kullanıcıların tedarik zinciri boyunca kuruluşlarının gıda ürünü eşgörünümlerinin yolunu bulup izleyebildiği uçtan uca ürün izlenebilirliği sunuyor.
Bar-Zeev, Brandmark’ın avantajının güçlü blockchain kökleri ve yalnızca platforma odaklanması olduğunu söylüyor. EMURGO’nun Singapur, Japonya, ABD, Hindistan ve Endonezya’da ofisleri bulunuyor ve birçok proje yönetiyor.