Pandeminin etkisiyle tüketici alışkanlıklarında önemli değişiklikler yaşanırken, e-ticaretin ticaret pastasındaki payı büyümeye devam ediyor.
Pandeminin etkisiyle küresel ticarette tarihin en büyük değişim süreci yaşanıyor. Bu sürecin yükselen yıldızı e-ticaret olurken, dönüşüme uyum sağlayabilen markalar için yeni bir dönem başlıyor.
Tüm sektörler üzerinde yıkıcı bir etki gözlemlenen 2020 yılında, e-ticaretin yükselişi artarak devam etti. Sertrans İcra Kurulu Üyesi Batuhan Keleş, 2015-2019 yılları arasında ortalama yüzde 35 büyüyen e-ticaret pazarının, 2020 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 60 seviyelerinde artış gösterdiğini öngördüklerini açıkladı. Keleş, 2020’nin ilk yarısında 97 milyar TL olan e-ticaret cirosunun 2020 yılı sonu itibarıyla 220-230 miyar TL bandında gerçekleşmesini beklediklerini ve bu veriler ışığında e-ticaretin toplam ticaretin içindeki payının ise yüzde 20 bandına yaklaştığını öngördüklerini söyledi.
Firmalar e-ticaretle büyüyor
Ticaretin genelini etkileme potansiyeli çok daha yükselen e-ticaret, artık ticaretin ta kendisi olurken, firmaların büyümesi için de büyük bir öneme kavuştu. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 64’ü, yani 54 milyon kişi sosyal medya kullanıyor. Dünya genelinde her 10 tüketiciden 7’si alışveriş yaparken indirim yakalamaya çalışıyor. Bu oranın büyük kısmı ise Y ve Z kuşağından oluşuyor. Türkiye nüfusunda yer alan 15-24 yaş aralığındaki tüketiciler, yerel ve küresel şirketler için önemli bir potansiyele sahip.
Türkiye’deki bireysel internet kullanımı yüzde 72,9 oranıyla “gelişmekte olan ülkeler” ortalamasının üzerinde yer alıyor. Online perakende satışta tüketicilerin yüzde 70’ten fazlası mobil kanalları kullanıyor. Tüketicilerin yüzde 61’i ise mobil uyumlu platformu olmayan markaların rakiplerini tercih ediyor.
E-ticaret alışverişi yapanların sayısı 39,3 milyon
Türkiye’de e-ticaret kanalları üzerinden alışveriş yapan kişi sayısı ise 39,3 milyona ulaşmış durumda. Müşterilerin yüzde 71’i aradığı ürünleri daha ucuza bulduğunu düşünürken; yüzde 69’u internette daha fazla çeşit bulduğunu; yüzde 57’si daha hızlı alışveriş yaptığını ve yüzde 21’i aradığı ürünü yalnızca internette bulabildiğini söylüyor. Banka kartlarının e-ticarette kullanımı her yıl yüzde 10 oranında artıyor.
E-ticaret ticaretin ta kendisi haline geliyor
Dijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte hız, verimlilik ve sürdürülebilirlik kavramlarının oldukça önem kazandığını belirten Sertrans Logistics İcra Kurulu Üyesi Batuhan Keleş, “Her kriz ortamının mutlaka bir kazananı olur. Pandemi krizinin kazananı da e-ticaret oldu. Öyle ki 2020 yılında çeyrek bazlı yüzde 100 üzerinde büyüme rakamları gördük. 2020 yıl sonu rakamları henüz resmi olarak açıklanmadı ama gerek e-ticaret lojistiği alanında hizmet verdiğimiz müşterilerimizden gerekse yaptığımız diğer değerlendirmelerden gördüğümüz kadarıyla e-ticaret pazarının 2020 yılını bir önceki yıla göre yüzde 60’ın üzerinde bir büyümeyle kapattığı yönünde. Bu anlamda yaklaşık 220-230 milyar TL’lik bir ticaretin e-ticaret platformları üzerinden geçtiğini söyleyebiliriz. ETBİS verilerine göre 2019 yılının başında yüzde 8,1 olan toplam ticaret içindeki e-ticaret payı, 2020 yılının ilk yarısında yüzde 17,3’leri gördü. Bu oranın 2020 yılının sonunda yüzde 20’lere yaklaştığını öngörüyoruz. Dolayısıyla e-ticaret her geçen gün ticaretin ta kendisi haline geliyor ve küresel ticarette tarihin en önemli dönüşümü yaşanıyor. Bu dönüşüme uyum sağlamak ürün ya da hizmeti satmakla sınırlı bir anlayıştan uzaklaşıp; üreticiler, markalar ve tüketiciler arasındaki ilişkiye ve beklentiye uygun bir hizmet yaklaşımını benimsemekten geçiyor. Biz bu dönüşüme B4B4C adını verdik (Business for Business for Consumer). Lojistik dünyası için yeni bir yaklaşım olan B4B4C’de artık tüketiciler, lojistik süreçlerinde merkez konuma gelecek ve tüm lojistik süreçleri tüketici beklentisine göre yeniden dizayn edilecek. Yani yeni dönemde B2B veya B2C yok. B4B4C var” dedi.
Lojistik sektörünün de küresel ticaret zincirinin aksamadan, hızlı ve verimli bir şekilde yürümesi için stratejik roller ve önemli sorumluluklar üstlenmek zorunda olduğunu söyleyen Keleş, sektördeki tüm oyuncuların yeni duruma göre iş yapış tarzlarını organize etmeleri gerektiğini, bu özelliklere sahip olmayan şirketlerin sistemin dışında kalmasının kaçınılmaz olacağını ifade etti.