ABD Ulusal Siber Direktör Chris Inglis geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, önceki çabaların devlet kurumlarının siber güvenliğe yaklaşım ve yatırım biçimlerini dönüştürmeye öncelik vermeleri gerektiğini söyledi. Çünkü Inglis’e göre mevcut denenmiş yöntemler sonuç vermekten bir hayli uzak.
İş birliği ve kitle kaynak kullanımı
Ingles, Bilgi Teknolojileri Endüstrisi Konseyi’nin ev sahipliğinde düzenlenen siber zirvede kamu ve özel sektörün siber tehditlerle mücadele etme yolları hakkında detaylı bir bilgilendirmede bulundu. “Bence, denediğimiz her şey, asil hedeflerimize hizmet etmedi. Ve böylece oyunun doğasını değiştirebilmemiz için, rakiplerin bize kitle kaynak sağladığı gibi kitle kaynak sağlamamız gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Kitle kaynak kullanımı, bir tehdide karşı savunma yapmak veya bir hedefe saldırmak için aktörleri bir araya getirmek anlamına geliyor. Inglis ayrıca, siber tehditler konusunda yıllar içinde yaşanan bazı gelişmelere rağmen, ABD hükümetinin rakipleriyle rekabet etmek için daha kat etmesi gereken uzun bir yol olduğunu da sözlerine ekledi. Biden yönetimi ve bazı milletvekilleri, Ukrayna’daki savaş, SolarWinds hack’i ve Colonial Pipeline fidye yazılımı saldırısı da dahil olmak üzere büyük kesintilerin ardından siber güvenliğe yeniden odaklandı.
Inglis’e göre gerekli dönüşüm için hükumet girişimleri kadar özel sektörle olan iş birliği de hayati rol oynuyor. “Bu dönüşüm, gerçek çalışmanın arkasına inşa edilecek ve hükumetin özel sektörle iş birliği yapma rolüne ayak uydurması için biz kanaat önderleri baskı kuruyoruz.” dedi.
Yakın tarihli bir kongre oturumunda siber yetkililer, yapılacak daha çok iş olduğunu kabul etmelerine rağmen, federal ağları iki faktörlü doğrulama ve şifreleme gibi yöntemlerle güvence altına alma konusunda ilerleme kaydettiklerini söylediler.
