Turan Kurucusu Özgür Bayraktar: “Türk Devletleri arasındaki para transferi sürecini, sıfır komisyonla ve saniyeler içerisinde dijital dünyaya taşıyoruz.”
Yaklaşık 17 yıldır internet dünyasında kariyerini sürdüren Özgür Bayraktar, 2007-2009 yılları arasında Türkiye odaklı çok uluslu markalarda Topluluk Yönetimi ve Dijital Pazarlama danışmanı olarak iş hayatına başladı. Daha sonra Türkiye’nin en büyük oyun şirketlerinden Peak Games’in kuruluş ekibine Topluluk ve Pazarlama Direktörü olarak katılan Bayraktar, Türkiye’nin en hızlı büyüyen dijital medya ajansı Krombera’nın da kurucu ortakları arasında yer aldı. Bir diğer büyük oyun şirketi Zynga’da da görev aldıktan sonra, dijital odaklı şirketlere Türkiye ve MENA bölgesinde hızla büyümeleri için üretim, iş geliştirme, topluluk geliştirme ve pazarlama / PR alanlarında danışmanlık yapmaya başlayan Bayraktar, Türk ve global şirketlerdeki çeşitli pozisyonlarda kariyerine devam etti.
Özgür Bayraktar, Mayıs 2022’ye geldiğimizde ise Türk Devletleri’nde yaşayan kullanıcıların hem finansal ihtiyaçlarını karşılamalarını hem de uluslararası para transferlerini dakikalar içinde gerçekleştirmelerini sağlayacak yeni nesil bir finansal uygulaması olan Turan’ı kurdu. Turan’ın hedeflerinden ve Türk Devletleri’ne nasıl hizmetler sağladıklarından bahseden Bayraktar, bu girişimin hikayesini şu sözlerle aktardı:
“Turan, temelinde Türk Devletleri arasındaki fiziki ve aslında sancılı para transferi sürecini dijital dünyaya taşımayı hedefleyen, faaliyetlerine Türkiye’de başlayan ve yakın zamanda Azerbaycan’da da hizmete girecek, bu yıl içerisinde de Özbekistan pazarına giriş yapacak bir finansal teknoloji şirketi. Buradaki bütün çalışmalar regülasyon çerçevesinde gerçekleşiyor. Türkiye’nin en büyük finansal servis sağlayıcılarından biri ve aynı zamanda Turan’ın yatırımcılarından olan Birleşik Ödeme Hizmetleri’nin altyapısını kullanarak, faaliyetlerini Merkez Bankası’nın izni ve denetiminde devam ettiriyor.”
Türk Devletleri arasındaki para transferi sürecinde ne gibi zorluklar var? Turan burada tam olarak neyi adresliyor?
Türk dünyasının en büyük sorunlarından biri, para transferi süreçleri. Çeşitli yöntemlerle Türk Devletleri arasında para transferleri süreçleri fiziki olarak devam ediyor. Bu coğrafyalarda swift ekosistemine dahil olan bankalar zaten var fakat swift biraz daha geleneksel bankacılığı temsil ediyor. Haliyle para transferleri ve işlemlerin gerçekleşmesi zaman alıyor ve yüksek maliyetlerle gerçekleşiyor. Diğer taraftan, geleneksel ve kayıt dışı olan yöntemler de var. Paranın büyük bir kısmı Türkiye’den bu coğrafyalara hala tırlarla, bavullarla gönderiliyor. Bu kayıt dışı ekonomi de ülkelerin hiç tercih etmediği bir şey. Biz de bu süreci hem iyileştirmek hem kayıt dışı süreci kayıt içi hale getirmek hem de geleneksel bankacılığın sistematik kaslarını yeni nesil finansal teknolojilerle hızlandırarak gerçekleştirmeyi hedefledik. Peki bunu nasıl sağlıyoruz?
Uygulamamızı indirdikten sonra, birkaç dakika içerisinde üyeliğinizi aktif hale getiriyorsunuz ve örneğin, Azerbaycan’a sıfır komisyonla saniyeler içerisinde sanki Türkiye’deki bir bankaya havale yapar gibi para transferi yapabiliyorsunuz. Bu elbette geleneksel bankacılığın mevzuatsal şartları ve bizim de üzerine inşa ettiğimiz finansal teknolojilerle sağlanıyor. Türkiye, Azerbaycan ve Özbekistan arasında ödeme koridorları kurmak ve bunun tamamını %100 dijital olarak gerçekleştirmek, en önemli motivasyonlarımızdan biri.
Diğer taraftan, Türkiye’de yaşayan yaklaşık 600 bine yakın soydaşımız var. Bu coğrafyalardan ülkemize eğitim, çalışma gibi çeşitli sebeplerle geliyorlar ve ülkemizde yaklaşık üç ila beş yıl arası misafir oluyorlar. İkamet izni oldukları için regülasyonel açıdan bankalarda hesap açmaları adına aslında herhangi bir engel yok fakat bankalar müşterileriyle genellikle mevduat ilişkisi kurmak ister. Burada yaşayan soydaşlarımız da kazandıkları parayı kendi memleketlerine göndermeyi tercih ettiklerinden, Türkiye’de hesap açma noktasında biraz muhafazakar kalıyorlar. Sonuç olarak da finansal ekosistemin dışında kalıyorlar. Fatura, kira gibi pek çok ödeme süreçleri hep elden ve nakit olarak ilerliyor. Turan ile uluslararası para transferi noktasında bu soydaşlarımıza sadece bir ödeme koridoru açmıyoruz, aynı zamanda Türkiye’deki online ve offline finansal ihtiyaçlarını karşılayacak bir karta sahip olmalarını sağlıyor, kendi banka hesaplarına para gönderme imkanı veriyoruz. Kısacası, bir bankacılık/finans uygulamasının sunabileceği birçok hizmeti sağlıyoruz. Mevzuat gereği, geleneksel bankacılıktan farklı olarak, müşterilerimizle mevduat ve kredi ilişkisi kuramıyoruz, fakat nakit akışı sağlama noktasında bütün sorunlarına yanıt veriyoruz.
Avrupa ülkelerindeki soydaşlar da bu hizmetlerden yararlanabiliyor mu?
Bizim odağımız, kaba tabirle Çin ile Türkiye arasında bulunan Türk Devletleri çünkü herkesin gözünü Avrupa’ya ve Amerika’ya diktiği bu dönemde, aslında regülasyonel olgunluğun yeni yeni gelişmeye başladığı ve bu olgunlukla birlikte fırsatların da çok olduğu bu coğrafyanı, hatrı sayılır bir dijital finansal okuryazarlığı seviyesinde olduğunu gördük. Bu bölgelerin dijital adaptasyonu da oldukça yüksek. Haliyle odağımızı da Türk Devletleri üzerinde yoğunlaştırdık. Türk diasporasıyla, Türk Devletleri teşkilatıyla, ilgili ülkelerin bakanlıkları, büyükelçilikleri, başkonsoloslukları ile yakından çalışıyoruz. Gelecek dönemde örneğin, Almanya’da yaşayan bir Özbek vatandaşın kendi ülkesine para gönderme koridorunu kurma noktasında çalışmalarımız elbette olabilir. Ancak önümüzdeki iki yıl içerisindeki esas hedefimiz; Türk Devletleri’nin tamamında bu operasyonu sağlamak.
Türkiye’deki fintech’lerin olgunluğunu, fırsatlarını nasıl değerlendirirsiniz?
Hem Avrupa’da hem Amerika’da iş nedeniyle yaşama fırsatım olduğu için bu deneyimi çok rahat gözlemleyebildim. Avrupa’da akşam 9’dan sonra çalışmayan ATM’ler varken, Türkiye’deki ATM’lerimizde ise neredeyse hisse senedi alabilecek durumdayız. Finansal teknolojiler bakımından gerçekten de kıyaslanamayacak kadar ileri bir seviyedeyiz. Haliyle, bu anlamdaki girişimcilerimizin de finansal teknoloji kası çok güçlü. Özellikle, yakın dönemde BDDK’nın hayata geçirdiği servis bankacılığı, dijital bankacılık gibi bence devrim niteliğindeki adımlar, Türkiye’yi finansal teknolojide apayrı bir lige çıkardı. Birçok Avrupa ülkesine kıyasla, mevzuatsal kapsayıcılık ve dijitalleşme noktasında çok üst düzeydeyiz. Türkiye’nin bu finansal teknoloji gücü, gittiğimiz ve gitmek istediğimiz coğrafyalarda ciddi bir rol model teşkil ediyor ve fırsat yaratıyor. Haliyle bu bölgelerdeki regülasyon yapıcılar, bir Türk şirketi olarak bilgi ve deneyimlerimizi önemsiyor ve beraber mevzuat geliştirme noktasında faaliyetler yapabiliyoruz. Zaten bu bölgelerdeki kurumlar, regülasyon geliştiricileri, mevzuat geliştiriciler, kanun yapıcılar da Türkiye’nin yaptığı çalışmaları yakından takip ediyor. Bu sayede, A ülkesinden B ülkesine ya da C ülkesine girerken bambaşka bir regülasyonla karşılaşmıyoruz ve bu, işimiz için çok hızlandırıcı bir etki. Çünkü regülasyonlar ciddi teknolojik gereksinimleri de kapsıyor. Haliyle Türk Devletleri coğrafyasında kendimizi çok şanslı hissediyoruz.
Gelecek dönemde, hangi ülkelerde açılımlarınız olacak?
Öncelikli planlarımız arasında, Azerbaycan ve Özbekistan’da operasyonlarımıza başlamak yer alıyordu ve yıl içerisinde bu hedeflerimizi gerçekleştireceğiz. 2024 itibarıyla da Kırgızistan ve Türkmenistan gündemimizde olacak. Faaliyet alanlarımızı genişletirken emin adımlarla ilerliyoruz çünkü gittiğimiz her ülkede şirketleşiyoruz. Kamu otoriteleriyle, kanun yapıcılarla, regülasyona tabi çalışmalar gerçekleştiriyor ve bir teknoloji transferi yapıyoruz. Bu süreç de biraz zaman alıyor. Kısacası 2024 sonu hedefimiz; Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’da hizmet vermek. Fakat bölgedeki farklı fırsatları da gözlemliyoruz.