FaturaLab CTO’su & Kurucu Ortağı Ozan Vakar: “Açık bankacılık servislerinin önceliği bireysel müşterilerin ihtiyaçlarına odaklaması nedeniyle B2B tarafta istenen seviyeye henüz gelemedi. Bu nedenle bankaların, odaklarını açık bankacılık servislerinin kullanıcısı olmaktan çok servis sağlayanı olmaya taşımaları, sektörün gelişmesi açısından çok daha önemli.”
Açık bankacılığın finansal teknoloji platformlarının yaygınlaşmasına etkisini, işin tarihsel boyutunu da değerlendirerek kısaca anlatır mısınız?
Açık bankacılık ve fintech arasındaki ilişki, finans sektöründe büyük bir dönüşümün parçası olarak ortaya çıktı. Özellikle son 20 yılda bu ilişki büyük bir ivme kazandı. 2008 küresel finansal krizi, finansal sektördeki geleneksel bankalara güvenin sarsıldığı bir dönemdi. Bu kriz, fintech şirketlerinin ve açık bankacılığın önemini artırdı. Örneğin, Birleşik Krallık 2000’lerin sonlarına doğru açık bankacılığın temellerini atmaya başladı ve 2013’te “Open Banking” adı altında bir regülasyonu kabul etti. Bu, bankaların müşteri verilerini üçüncü taraflarla paylaşmasını ve API’ler aracılığıyla finansal hizmetler sunmasını zorunlu kıldı. Bu regülasyon, Birleşik Krallık’ta birçok fintech girişiminin doğmasına ve finansal inovasyonun hızlanmasına katkı sağladı. Benzer şekilde, Avrupa Birliği (AB) de 2018’de PSD2 (Ödeme Hizmetleri Direktifi) adlı düzenlemeyi yürürlüğe koyarak açık bankacılığın yaygınlaşmasını teşvik etti. Bu direktif, AB ülkelerinde bankaların müşteri verilerini üçüncü taraflarla paylaşmasına ve bu üçüncü tarafların ödeme hizmetleri sunmasına olanak tanıdı. Sonuç olarak, birçok fintech şirketi, ödeme hizmetleri, kişisel finans yönetimi ve diğer finansal hizmetlere yenilikçi çözümler üretmek hedefiyle kuruldu ve finans sektöründe rekabeti çeşitlendirdi. Açık bankacılık ve fintech, finansal hizmetlerin erişilebilirliğini artırdı ve tüketicilere daha fazla seçenek sunulmasını sağladı.
Açık bankacılık hizmetlerin hızla geliştiği günümüzde, platformların üstlendikleri rolün sektör için artıları neler?
Platformların açık bankacılık servislerini kullanarak geliştirdikleri çözümler, bankalarla müşterileri arasında yeni köprüler oluşturuyor. Bu da kullanıcılara daha fazla finansal hizmet seçeneği sunulmasına ve yeni iş modellerinin ortaya çıkmasına yardımcı oluyor. Platformlar, yaratıcı finansal hizmetler sunarak kullanıcı deneyimini arttırıyor ve finansal ekosistemi büyütüyor.
Bankaların diğer bankaların açık bankacılık sistemlerine entegre olmaları sizce açık bankacılığın hedeflediği bir sonuç mu?
Bankalar da diğer bankaların açık bankacılık servislerini kullanarak kendi uygulamalarının değer önerisini artırmaya çalışmaları doğal. Ancak bu konuda fintechler ve onların geliştirdiği platformların bağımsızlık felsefesinden uzaklaşıyorlar. Örnek olarak, mobil uygulamada başka bankalardaki hesapları görüntülemek ve onlardan kendi bankasındaki hesaba tek tuşla transfer yapmak konusunda istekliler ancak aynı kolaylıkta kendi bankalarındaki hesaplardan başka bankalara transfer yapılmasında geri duruyorlar. Ayrıca, müşteri verilerinin güvenliğini ve gizliliğini sağlama konusundaki endişeler ve düzenleyici uyumluluk gereklilikleri, açık bankacılık konusunda daha fazla ilerleme kaydetmelerini engelleyebiliyor. Bununla birlikte açık bankacılık servisleri önceliği bireysel müşterilerin ihtiyaçlarına odakladığından B2B tarafta istenen seviyeye henüz gelemedi. Bu eksiklikler, açık bankacılığın tam potansiyelini açığa çıkarmasını ve B2B platformların daha etkili hale gelmesini de engelleyebiliyor. Bu nedenle bankaların, odaklarını açık bankacılık servislerinin kullanıcısı olmaktan çok servis sağlayanı olmaya taşımaları sektörün gelişmesi açısından çok daha önemlidir.
Bankaların açık bankacılık konusundaki eksikliklerinden yola çıkarak, bu konuda platformlara ne gibi sorumluluklar düşüyor?
Öncelikle, platformlar açık bankacılık ekosistemini desteklemeli ve teşvik etmelidir. Bu, farklı finansal kurumların, finansal teknoloji şirketlerinin ve üçüncü tarafların iş birliği yapabileceği bir ortamın oluşturulmasını içerir. Bunu yaparken, veri güvenliği ve gizliliği platformların öncelikli konuları arasında olmalıdır. Bankaların ve diğer finansal kurumların hassas müşteri verilerini paylaşırken ve erişirken güvende hissetmelerini sağlamak için güçlü güvenlik önlemleri ve sıkı veri gizliliği politikaları gereklidir. Ayrıca, iş birliği ve entegrasyon süreçlerini kolaylaştırmalı ve finansal kurumlar arasındaki iş birliğini teşvik etmelidir. Bu, B2B ilişkileri yönetmek ve farklı oyuncular arasındaki iş birliğini kolaylaştırmak için kullanıcı dostu araçlar ve rehberlik sunmayı içerebilir. Son olarak, platformlar, açık bankacılıkla ilgili eğitim ve farkındalık programları düzenleyerek finansal kurumların ve tüketicilerin bu yeni paradigmayı anlamalarına yardımcı olmalıdır. Bu, açık bankacılığın benimsenmesini hızlandırabilir ve daha fazla katılımcının sisteme dahil olmasını teşvik edebilir.