Yapay zeka, son yıllarda olağanüstü bir gelişme kaydetti, ancak insan düşüncesine denk gelmesi hala uzak bir ihtimal gibi görünüyor. Athanassios S. Fokas, PNAS Nexus dergisinde yayımlanan yeni bir makalede, Yapay zekanın insan zekasını taklit etme ve hatta aşma potansiyelini ele alıyor. Tarihsel olarak, AI’nin başarısı, Go oyununda zafer kazanma veya insanlarla ayırt edilemez düzeyde konuşmalar gerçekleştirme gibi karmaşık görevlerdeki yetkinliğine göre değerlendiriliyor.
Fokas’a göre, bu yaklaşımın bir metodolojik sınırlılığı var. Herhangi bir yapay zekanın insan gibi düşündüğünü iddia etmek için, tüm düşünülebilir insan amaçları üzerinde test edilmesi gerekiyor. Bu nedenle alternatif metodolojiler gerekiyor.
Yapay zekanın “karmaşık hedef” odaklı yaklaşımı, insan düşüncesinin özelliklerini, örneğin duyguları, öznel deneyimleri veya anlayışı yansıtmıyor. Ayrıca, AI gerçekten yaratıcı değil: AI, metafor ve hayal gücü gibi yöntemleri kullanarak, geniş çaplı konular arasında bağlantılar kuramıyor ve hiçbir zaman açık hedefler olmayan yeni sonuçlara ulaşamıyor.
AI modelleri genellikle yapay sinir ağları olarak kavramsallaştırılırken, insan düşüncesi sadece nöronlarla sınırlı değil; düşünce, tüm vücudu ve nöron olmayan birçok beyin hücresi türünü, örneğin glia hücrelerini de içeriyor.
Fokas, hesaplamaların bilinçli düşüncenin küçük bir kısmını yansıttığını ve bilinçli düşüncenin kendisinin insan bilişinin sadece bir parçası olduğunu savunuyor. Büyük miktarda bilinçdışı iş, perde arkasında gerçekleşiyor. Fokas, Yapay zekanın insan düşüncesini aşmada uzun bir yol kat etmesi gerektiği sonucuna varıyor.