Gökbilimciler, Samanyolu galaksimizin hemen yanında, evrenin en eski yıldızlarından birini keşfettiler. Bu keşif, evrenin şafağında ilk ışıklarını yakan yıldızların arayışında bulunan bir yıldız, LMC 119 olarak adlandırıldı ve başka bir galakside bulunan evrenin ikinci nesil ilk yıldızı oldu. Bu yıldız, diğer galaksilerdeki erken dönem element oluşum süreçlerine benzersiz bir pencere sunuyor.
Evrenin ilk yıldızları, Büyük Patlama’nın ardından erken evrende yoğunlaşan hidrojen ve helyum bulutlarından oluştu. Bu yıldızlar, karanlığa ışık saçan füzyon makinelerine dönüştü. Bu yıldızların şiddetli patlamaları ve çarpışmaları, evrende periyodik tablonun üretimini başlattı. Daha sonra bu elementler, takip eden yıldız nesillerine dahil oldu.
Astronomlar, bir yıldızın yaşını belirlemek için metaliklik kullanırlar; bir yıldızın bileşimindeki metal miktarı ne kadar düşükse, o yıldız evrende daha az metal olduğu bir dönemde doğmuş demektir. İlk nesil yıldızların çoğunun çok büyük olduğu ve çok hızlı bir şekilde tükendiği düşünülüyor. Samanyolu’nda bulduğumuz şey, ikinci nesle ait olduğunu düşündüğümüz yıldızlar – metaliklikleri o kadar düşük ki, ilk nesil yıldızların patlamasından sonra kalan materyalden doğmuş olmalılar.
Bu yıldızlar, evrenin erken dönemlerinde dolaşan malzemelerin eşit olarak dağıtılıp dağıtılmadığını bize söyleyebilir. Bu yıldızlar, oluştukları yerin yakınındaki elementleri dış katmanlarında korurlar.