Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Veri Merkezleri ve Bulut Hizmetleri İçin Planı Ne?

Teknoloji ve internet kullanımının artmasıyla birlikte, veri merkezlerinin önemi her geçen gün artıyor.

Telekom ve Bilişim sektörlerinde kuşkusuz ki en önemli konuların başında veri merkezleri ve bulut hizmetleri geliyor. Dijital ekonomilerin önemli güçlerinden biri olan veri merkezi ekosisteminin gelişmesi için ülkeler önemli yasalar çıkarırken aynı zamanda dünya ile rekabet edebilmek için sektör oyuncularıyla yakın iletişim içinde olup, arzu edilen destekleri de sağlamaya çalışıyorlar. 22 yıldır telekomünikasyon sektöründe yer alan işletmecileri temsil eden ve sektörün gelişimi için katkılar sağlayan TELKODER yaptığı açıklamada, doğrudan sektörü ilgilendiren bir kanun taslağının hazırlandığını, söz konusu taslak hakkında sektör temsilcilerinin son görüşlerinin alınmasının ardından kanunlaşmasının kritik önemine dikkat çekiyor.

Türkiye’de de son dönemde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından hazırlanarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına gönderilen “Veri Merkezi, Bulut Bilişim Ve Platform Hizmetleri Sektörlerinin Geliştirilmesine Yönelik Destek Ve Tedbirler Hakkında Kanun Taslağı”nın son halinin sektör ve kamuoyuyla paylaşılmasının ardından kanunlaşması gerektiği belirtilen açıklamanın detayları ise şöyle…

Türkiye veri merkezi ekosisteminin gelişimi için sektör oyuncularının talepleri dikkate alınmalı

Teknoloji ve internet kullanımının artmasıyla birlikte, veri merkezlerinin önemi her geçen gün artıyor. İşletmelerin, devletlerin ve bireylerin dijital veriye olan talebi, veri merkezlerini vazgeçilmez hale getiriyor. Bu nedenle, Türkiye olarak, veri merkezi ekosistemine daha fazla önem verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu bakış açısıyla TELKODER olarak Türkiye veri merkezi ekosisteminin uygun yöntemlerle neden ve nasıl desteklenmesi gerektiğini ayrıntılı olarak çeşitli yazı ve raporlarla ele almış ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na iletmiştik.

Veri merkezleri alanında küresel yarışta ülkemizin hak ettiği yeri alabilmesi için vakit kaybetmeden atılması gereken çok fazla adım bulunuyor. Özellikle Veri Merkezi İşletmecilerinin artan yapay zekâ ve bulut hizmetleri taleplerine uygun gelişim sağlamaları gerekiyor.

Yapay zekâ modellerinin eğitimi ve uygulaması 2028 yılına kadar 76 milyar dolara mal olacak

Yakın zamanda yayınlanan bir rapor 1 , yapay zekâ modellerinin eğitiminin ve uygulanmasının 2028 yılına kadar 76 milyar dolara mal olacağını öngörüyor. Bu rakam, dünyanın en büyük bulut hizmet sağlayıcılarından birisi olan Amazon Web Services’in (AWS) yıllık işletme maliyetinden (operating cost) iki kat fazlasına denk geliyor. Peki, bu veri merkezleri için ne anlama geliyor? Yeni ve mevcut teknolojinin talep ettiği güç, depolama ve bağlantıyı sağlamak için birçok alanda daha verimli hale gelmeleri gerekiyor. Sonuç olarak, yapay zekânın büyümesi, küresel veri merkezleri için benzeri görülmemiş bir talep oluşturuyor.

Veri merkezi depolama kapasitesinin 2027 yılında 21,0 ZB’ye çıkması bekleniyor

Yapay zekâya olan talep ile birlikte, veri merkezi depolama kapasitesinin 2023 yılı için 10,1 zettabayttan (ZB) 2027 yılında 21,0 ZB’ye çıkması ve beş yıllık bileşik büyüme oranının (CAGR) %18,5 olması bekleniyor. Bu artan depolama alanı yalnızca daha fazla veri merkezine ihtiyaç duyulmasına yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda hesaplama gücüne yönelik artan talebe ayak uydurulmasını da gerektirecektir. Aşırı Büyük Ölçekli (Hyperscale) Veri Merkezlerinin (HDC) raf yoğunluklarını 4 artırması öngörülüyor. 2027 yılına kadar ortalama raf yoğunluğunun, %7,8’lik bir bileşik yıllık büyüme oranına sahip olacağı düşünülüyor.

Sektör oyuncuları olarak ülkemizin gelişimine daha fazla katkı sağlamak istiyoruz

Dünyadaki veri merkezi yatırımları son dönemde önemli bir artış gösteriyor. Anlaşılabileceği üzere bu büyüme, yapay zekâ tabanlı uygulamaların yaygınlaşmasıyla doğrudan ilişkilendirilebilir. Yapay zekâ, çağımızın en önemli teknolojik gelişmelerinden biri olarak öne çıkıyor ve bu gelişmelerin temelini oluşturan veri merkezleri, bu alandaki ilerlemenin temelini oluşturuyor. Yapay zekâ ve veri merkezi ekosistemindeki yaşanacak gelişmeler, ülkemizi küresel rekabetin ön saflarına taşıyabilir. Yapay zekâ ve veri merkezi işletmeciliği, Türkiye’de teknolojik ilerlemenin önemli bir parçası haline geliyor ve biz bu konuda ülkemizin gelişimi için daha fazla katkı sağlamak istiyoruz.

Bulut hizmetleri ve yapay zekâ alanındaki yatırımların artması, hem ekonomik büyümeyi destekleyecek hem de ülkenin küresel rekabet gücünü artıracaktır. Türkiye, yapay zekâ ve veri merkezi teknolojilerinin sürdürülebilir olarak gelişmesini teşvik etmek için kararlı bir şekilde çalışmaya devam etmelidir. Bu doğrultuda, ülke olarak kazananlardan olmak istiyorsak, konuyu her yönüyle ele alıp, Türkiye veri merkezi ekosisteminin önemini kavramış bir şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Bu noktada, Türkiye’nin veri merkezi ekosistemini güçlendirmek ve geliştirmek için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nı harekete geçmeye çağırıyoruz.

Bu doğrultuda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan;

  • Cazibe Merkezleri Programında yer alan il ve beyaz alan sınırının kaldırılarak sektörün ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesini ve hâlihazırda ülkemizde Altyapı Hizmeti (IaaS – Infrastructure as a Service), Platform Hizmeti (PaaS – Platform as a service), Yazılım Hizmeti (SaaS Software as a service) gibihizmetleri veren çeşitli Yerli Bulut Sağlayıcılarının da ilgili destek ve teşviklerden faydalandırılmalarını,
  • Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından hazırlanarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına gönderilmiş olan “Veri Merkezi, Bulut Bilişim Ve Platform Hizmetleri Sektörlerinin Geliştirilmesine Yönelik Destek Ve Tedbirler Hakkında Kanun Taslağı”nın son halinin sektör ve kamuoyuyla paylaşılmasını ve ardından kanunlaştırılmasını talep ediyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu