CISO’ların siber tehditlere karşı risk yönetimi nasıl olmalı?

Liderlerinin başarılı olması için hem mevcut hem de gelişmekte olan riskleri anlaması gerekiyor.

Siber güvenlik tehditleri, günümüzde her işletme için ciddi bir risk oluşturuyor. Geçtiğimiz günlerde İngiltere’nin yayımladığı bir anket, işletmelerin %50’sinin son 12 ay içinde bir ihlal veya saldırı yaşadığını ortaya koydu. Büyük işletmelerde ise bu oran neredeyse dörtte üçe yükseldi. Teknolojinin hızla ilerlemesi, beraberinde yeni riskler ve düzenlemeler getiriyor.

Mevcut ve gelişmekte olan riskler

Liderlerin başarılı olması için hem mevcut hem de gelişmekte olan riskleri anlaması gerekiyor. Bu riskleri doğru bir şekilde yönetmek, kurum için fırsatları en üst düzeye çıkarmanın anahtarıdır. Bu noktada CISO’nun rolü, hiç olmadığı kadar kritik.

Siber tehditler; veri çalma, verileri rehin tutma, gasp, fidye yazılımı ve kurumsal casusluk gibi pek çok şekilde ortaya çıkıyor. Teknoloji geliştikçe tehditler de dönüşüm geçiriyor. Secureworks’ün CISO’su Ken Deitz, bu konuda yapay zekaya dikkat çekiyor. Deitz, yapay zeka hizmetleri oluşturma ve işletme sürecinde yeni bir tehdit ortamının başladığını belirtiyor. Yapay zeka, yanlış cevaplar vermesi için kandırılabilir, veri zehirlenmesiyle yanlış yönlendirilebilir. Böylece pek çok tehdit aracılığıyla saldırıya uğrayabilir.

Yapay zekanın çift taraflı kullanımı

Yapay zeka, sadece savunma değil saldırı için de kullanılabilir. Deitz, “İyi şirketler yapay zekayı iş gücünü daha verimli hale getirmek için kullanmaya çalışırken, tehdit aktörleri de aynı teknolojiden yararlanarak verimlilik ve bilgi kazanmaya çalışıyor.” diyor. Bu, saldırganların kodlarını ve araçlarını iyileştirmelerine, yeni saldırı yöntemleri geliştirmelerine yardımcı oluyor. Yeni siber saldırılarda, kimlik avı e-postaları yöntemleriyle hileli finansal işlemler yapılmasında artış yaşanıyor.

Teknolojik değişimin hızı, firmaların yeni tehditlere ayak uydurmak için kaynak ayırmasını zorunlu kılıyor. Sadece mevcut tehditlere hazırlanmak yeterli değil, gelecekteki tehditlere de hazırlıklı olmak gerekiyor.

Düzenleyici ortamın değişimi

Tehditlerin yanı sıra düzenleyici ortam da hızla değişiyor. Özellikle farklı pazarlarda faaliyet gösteren veya bu pazarlara açılmak isteyen şirketler için hangi düzenlemelere uyulması gerektiğini anlamak karmaşık olabilir. Avrupa’da şirketlerin hem AB’nin hem de tek tek ülkelerin mevzuatına, ABD’de ise eyaletlerin gizlilik yasalarına uyması gerekiyor. Şirketler hem siber suçlulara karşı korunmalı hem de müşteri verilerini yönetme şekilleri nedeniyle para cezası veya kovuşturma riski almamalıdır.

Veri uyumluluğu ve güvenlik kültürü

Mevzuata uyumluluk, bir yük olarak görülmek zorunda değildir. Aslında, siber saldırıların neden olabileceği hasarı azaltabilir. Şirketlerin büyük miktarlarda kolayca erişilebilir veriye sahip olması, düzenlemeler ve güvenlik olayları açısından bir sorun haline gelebilir. Uzmanlar, şirketlerin veri miktarını azaltmalarını ve verilerin etkinliğini en üst düzeye çıkarırken hacmini en aza indirmeye odaklanmalarını öneriyor. Bu, müşteri ve ekip arkadaşlarının verilerini güvende tutmanın en iyi yoludur.

CISO’nun rolü ve işletme başarısı

Bir CISO’nun rolü, sadece kayıpları önlemekle sınırlı değildir. Aslında, işletme için fırsatlar yaratmak da CISO’nun görevleri arasındadır. Bir işletmeyi büyütmek, her zaman risk almayı gerektirir. Siber tehditler bu risklerin önemli bir parçasıdır. Bu tehditlere karşı koruma tedbirleri uygulamak, bir işletmenin hızla büyümesine, yeni müşteriler edinmesine ve gelir elde etmesine olanak tanır. CISO, en kötü senaryolara hazırlanmak yerine, en iyi senaryolar için zemin hazırlayan biri olarak görülmelidir.

Siber güvenliğin önemi

Siber güvenliği ciddiye almamanın bedeli ağır olabilir. 2023 yılında bir veri ihlalinin dünya çapındaki ortalama maliyeti yaklaşık 5 milyon dolar olarak bildirildi. Bu nedenle, her firmanın ilgili risklere karşı harekete geçmesi gerekiyor. Risk azaltmayı ‘savunma kalkanı’ olarak değil, firma genelinde işletmenin ayrılmaz bir parçası olarak görmek gerekli.

Bir CISO’nun riski yönetirken tüm organizasyondaki liderlerin desteğini kazanması gerekiyor. Teknolojik değişim iş operasyonlarını geliştirirken, yapay zeka da siber suçluların yaklaşımlarında daha sofistike olmalarını sağlıyor. Siber saldırı karşısında büyümeyi destekleyen ve riske karşı koruma sağlayan bir kültür inşa etmek zorunludur.

Siber güvenlik, her işletmenin başarısı için kritik bir unsur haline geliyor. Bu nedenle, işletmelerin siber tehditlere karşı hazırlıklı olması ve bu tehditleri yönetme yeteneğini geliştirmesi gerekiyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu