COVID-19’un dalgaları dünya üzerinde etki etmeye ve insanlığı yaşam ve iş konusunda yaratıcı çözümler geliştirmek için zorlamaya devam ediyor. Peki, gelecekte bizi bekleyen dünyaya dair tahminler neler?
1. Temasın aza indirgendiği etkileşimler ve arabirimler
Çok kısa bir süre öncesine kadar dokunmatik ekranların bize sağladığı yeni olanaklar karşısında büyüleniyorduk. Ancak COVID-19 nedeniyle dokunmatik ekranlar hastalık bulaştırma riski taşıdığı için artık çekimser yaklaşılan bir konu. Dolayısıyla COVID-19 sonrası yeni cihazlarda dokunmatik ekranların azalıp sesli yönetim çözümlerinin gelişeceğini söylemek mümkün. Pandemi öncesi zaten temassız mobil ödeme ile tanışmıştık. Bu özelliğin daha gelişmesi ve yaygınlaşmasını bekliyoruz. Çünkü yeni koşullar bizi mümkün olduğunca temastan uzak hale getiriyor. Bazı mağazalarda temassız ödeme daha ileri bir boyuta taşınıyor. Makine takibi ve izlemesi sonucu kasiyere bile ihtiyaç duymadan alışveriş yapıp çıkabileceğiniz mağazalar daha da yaygınlaşacak. Özetlemek gerekirse makine gözlemine dayalı, ses komutlarıyla işleyen yeni çözümlerin kapıda olduğunu söyleyebiliriz.
2. Güçlendirilmiş dijital altyapı
COVID-19 bizleri zorunlu da olsa evden çalışmaya ve izolasyona alıştırdı. Artık toplantılarımızı, derslerimizi, sporumuzu dijital çözümler sayesinde sürdürebiliyoruz. Bazılarımız COVID-19 sonrasında bile alışkanlıklarını bu şekilde sürdürmeye devam edecek. Virüse olumlu tarafından bakacak olursak sısa bir toplantı için dünyanın bir ucuna uçmanın gerekli olmadığını anlayacak olgunluğa erişmemize yardımcı olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yerine ve daha birçok durumda video konferansların aynı etkiyi yarattığına şahitlik ettik. Kimileri piyano, yabancı dil gibi dersler alarak bu süreci en olumlu şekilde değerlendirmeyi başardı.
3. Nesnelerin interneti ve Büyük veri
Verinin gücünü pandemi zamanında hiç olmadığı kadar hissediyoruz. Bu deneyimden elde edeceğimiz deneyimler gelecekte karşılaşmamızın olası olduğu yeni salgınlar konusunda bizleri eğitiyor. Görüyoruz ki nesnelerin interneti (IoT) ve büyük veri sayesinde ulusal ve uluslararası uygulamalar çok daha erken uyarıda bulunabiliyor. Çünkü salgına dair her türlü veri GPS üzerinden tespit edilip takip edilebiliyor. Enfekte olmuş kişilerin kimlerle temasa geçtiği ve bulaş oranı eskisine oranla çok daha iyi ölçülüp takip edilebiliyor. Tabii ki bu gelişmelerin yanında bir de mahremiyet konusu var. Kolaylıkla elde edilen veriler bugün insanlığın yararına kullanılıyor olabilir ancak yarın bu verinin kötü ellere geçebileceğini veya kötü emeller için kullanılabileceğini unutmamak gerek.
4. Yapay zeka destekli ilaç gelişimi
Tedavi amaçlı ilaç ve aşı geliştirme konusunda ne kadar süratli davranabilirsek COVID-19 ve gelecekteki virüslere karşı çözüm bulup normal hayata dönebiliriz. İşte bu noktada yapay zeka ilaç ve aşı geliştirme sürecinde en büyük destekçimiz olacak. Yapay zeka insan çabasını üstlenerek çok daha hızlı sonuç almamızı sağlayacak. İçinde bulunduğumuz gerçeklik bizlere ilaç gelişimi konusunda yapay zekaya ivedilikle geçiş yapmamız gerektiğini gösterdi.
5. Teletıp
Siz hiç sağlık hizmetlisinden bir e-posta alıp teletıp ya da sanal konsültasyona çağrıldınız mı? Hastaların sayısının artması nedeniyle tıp uzmanları özellikle danışmanlık alanında klasik visitelerin yerini video muayenelerinin alabileceğini söylüyor. Siz de rutin bir kontrol için hastaneyi meşgul edeceğinize uzaktan ve çok daha hızlı şekilde sağlık kontrolünden geçeceksiniz. Bazı kurumlar benzer uygulamaları pandemi öncesinde de deniyordu ancak sosyal mesafe kuralıyla birlikte bu uygulamalar yeni tıbbi standartlar olarak karşımıza çıkacak.
6. Daha fazla çevrimiçi alışveriş
Birçok büyük şirket çevrimiçi alışverişin sırrını çözdüğünü düşünedursun, COVID-19 çok daha geniş ve farklı kitleleri internet üzerinden alışverişe yönlendirerek adeta ezberi bozdu. Özellikle internet satışı yapmayan iş yerlerinin bu dönemde kepenk indirdiğini üzülerek gözlemledik. Bazı firmalar da yeni fırsatları doğru okuyarak çıkış yakaladı. COVID-19 sonrası sağlam konum almak ve büyümek isteyen her kurum çevrimiçi hizmetlere yatırım yapmak zorunda. Aynı zamanda firmaların özellikle kriz ve benzeri durumlarda artan talebi karşılamak adına lojistik ve nakliye konusuna da yeni nesil akılcı çözümler bulması gerekiyor.
7. Robotların artan rolü
Robotların en iyi tarafı virüse yakalanmamaları. İster sebze meyve getirmek amaçlı kullanılsın isterse de bir fabrikada üretimin en önemli halkası olsun fark etmez robotlar, COVID-19 sonrası dünyada bizlere yardımcı olmak adına çok daha fazla sorumluluk üstlenecekler. Pandemi sürecinde birçok şirketin robotlara karşı bu bilinci değişti ve gelişti. Bu da yatırım olarak geri dönecektir.
8. Daha fazla dijital etkinlik
Bugünlerde organizatörler ve katılımcılar dijital etkinliklerin artıları ve eksileriyle yüzleşiyorlar. Örneğin, teknoloji üzerine gerçekleşen tartışmaların başında yapay zekanın eğitim alanında oynadığı rol gündemden hiç düşmüyor. Bu tarz etkinliklerde katılımcı sayısı neredeyse sınırsız. Ancak bir ofis veya salonda görüşmeler yapılıyor olsa koltuk sayısı ve davetiye gibi engellerle karşılaşabilirdik. Dijital etkinlikler aynı zamanda uzak mesafelerdeki insanların kolay katılımını sağlayarak tartışmaya yeni ve renkli bir boyut katabiliyor. Yakın gelecekte bu tarz etkinliklerin tamamen dijital olacağını söylemek yerine klasik etkinliklerin dijital ile harmanlanacağını söylemek mümkün. Bu tarz hibrit çözümleri geliştirmek için organizatörler şimdiden kolları sıvamış durumda.
9. Esporların yükselişi
Sportif organizasyonlar ertelendiği ya da iptal edildiği için ne yazık ki taraftarlar COVID-19 nedeniyle büyük hüsrana uğradı. Ancak salgın döneminde esporlar hız kesmeden yükselmeye devam ediyor. F1 yarışlarının elektronik hallerini izlemeye çoktan başladık bile. Tabii ki kimse bu haliyle elektronik F1’in gerçek bir F1’in yerini almasını beklemiyor. Yine de insanlar yarış ve spor duygularını tatmin edebiliyorlar. Elektronik sporun bir diğer önemli artısı çevrimiçi özelliğiyle her yere çok hızlı şekilde ulaşıp izlenebilmesi. Aynı dijital etkinliklerde olduğu gibi yakın gelecekte klasik sporların elektronik ayaklarının gelişeceğini söylemek mümkün.
Zor bir dönemdeyiz ve COVID-19 psikolojik baskı ile sabrımızı zorluyor. Ancak dikkatli olur, teknolojiyi doğru kullanırsak bu süreçten daha da güçlenerek çıkmak elimizde. COVID-19 sonrası bir dünyada bugün yaşadığımız sıkıntıları geleceğe dair atacağımız adımların ilk dersi olarak yorumlarsak içinde bulunduğumuz ortamı daha yaşanılabilir ve keyifli hale getirebiliriz. Gelecek büyük bir değişim rüzgarı estirecek. Rüzgarı arkanıza almaya hazır mısınız?