Uzayın derinliklerinden gelen bir ışık hüzmesi, bilim dünyasında heyecan yarattı. NASA’nın Gelişmiş Uzay Optik İletişim (DSOC) deneyi, Dünya’dan yaklaşık 16 milyon km uzaklıkta, yani Ay’ın ortalama mesafesinin 40 katı kadar bir uzaklıkta, test verilerini kodladığı bir yakın kızılötesi lazer aracılığıyla başarıyla iletti. Bu, optik iletişim için yapılan en uzak mesafeli gösterim olarak kayıtlara geçti.
DSOC, Psyche uzay aracı üzerinde yer alan ve yüksek bant genişliğinde test verilerini Dünya’ya göndermek üzere yapılandırılmış bir teknoloji. Psyche’nin Mars ve Jüpiter arasındaki ana asteroit kuşağına doğru yolculuğu sırasında iki yıllık bir teknoloji gösterimi süresince DSOC, bu verileri göndermeye devam edecek.
Bu teknoloji, uzay araçlarının iletişimini dönüştürme potansiyeline sahip. DSOC’un başarılı bir şekilde “ilk ışığını” alması, insanlığın Mars’a yolculuğu gibi gelecek büyük adımlarını destekleyecek yüksek veri oranlı iletişimlerin yolunu açıyor.
DSOC’un ilk testi, Kaliforniya’daki JPL’nin Table Mountain Tesisinde başladı. Burada, Los Angeles’ın dışındaki tepelerde, mühendisler Psyche’nin yönünü gösteren bir yukarı bağlantı işareti olan yakın kızılötesi bir lazeri aktive ettiler. Yaklaşık 50 saniye sonra, Psyche üzerindeki bir alıcı lazeri aldı ve kendi lazer sinyalini San Diego yakınlarındaki Palomar Gözlemevi’ne geri gönderdi. Bu görev, astronomik bir hassasiyet gerektiriyor ve otomatik rehberlik sistemleri, Psyche’nin kendi lazerini hedeflemeye yardımcı oluyor.
Eğer bu test başarılı olursa, gelecek on yıllarda Ay’a veya Mars’a gidecek astronotlar, yer kontrolüyle iletişim kurmak için lazer ışığını kullanabilirler. Çünkü lazer ışığının dalga boyları radyo dalgalarından daha kısa olduğu için, optik ışık kullanmak, uzay görevlerinin şu anda yaptıklarından birim zaman başına 10 ila 100 kat daha fazla bilgi göndermesine olanak tanıyacak.
DSOC’un “ilk ışığı” 14 Kasım’da gerçekleşti ve mühendisler, Psyche’nin ismini taşıyan gizemli metal asteroide ulaşana kadar sistem üzerinde testlere devam edecekler. Psyche’nin 2029 yılında oraya varması ve ardından 29 ay boyunca bu tuhaf metal dünyayı incelemesi bekleniyor.