Geçtiğimiz günlerde katıldığım bir etkinlikte eğitim sektöründeki konuşmacılardan biri izleyicilere şöyle bir soru sordu, “Teknoloji amaç mı yoksa araç mı?”. Cevabı izleyicilere bırakmayıp kendisi verdi; teknoloji bir araçtır, amaç değil!
Kavram karmaşası ya da pazarlama dili ile söylenmiş bir cümle olabilir. Neticede dijitalleşmiş içerikleri pazarlayan bir kişi teknolojiyi elbette araç olarak kullanacaktır. Ancak eğitim dünyasının tamamında teknolojiyi yalnızca araç olarak kullanmaya devam edersek, küresel markaların pazaryeri olmaktan öteye gidemeyeceğiz.
Yine geçtiğimiz haftalarda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık şöyle bir açıklama yaptı, “Özellikle yakında Milli Eğitim Bakanlığımıza bakanlık olarak resmen teklif edeceğiz, artık ilkokullarımıza bilgisayar kodlama dersleri koyalım. Daha ilkokul çağında yavrularımız kodlamayı öğrensin.”
Teknoloji eğitim dünyasına yenilikler getiriyor. Akıllı tahtalar, tabletler, dijital müfredat ve çok daha ilerisinde sanal gerçeklik ve 3 boyutlu yazıcılar ile bambaşka bir eğitim dünyası inşa edebilirsiniz. Ancak teknolojiyi her zaman araç olarak kullanırsanız, bir tüketiciden öteye geçmeniz mümkün olmaz. Şimdilerde eğitim sektöründe yoğun bir şekilde yalnızca araç olarak kullandığımız teknolojiyi en kısa zamanda amaç haline de getirmemiz gerekiyor. Tabletler, akıllı tahtalar, projeksiyon cihazları ve diğer teknolojik oyuncaklar ile doldurduğumuz sınıflarda bunlara nasıl içerik üreteceğini ve hatta ileride bu donanımları nasıl geliştireceğini öğrenene nesiller yetiştirmemiz lazım. Bakan Fikri Işık’ın da belirttiği gibi, öğrencilere dijital dünyanın alfabesini öğretmeye ve daha da önemlisi donanımın da içinde olduğu temel dersleri yerleştirmeye gayret etmeliyiz.
Yakın zamanda İngiltere’de BBC’nin yaptığı gibi, öğrencilerin tamamını kapsayacak, uygun fiyatlı kodlama bilgisayarlarının ücretsiz olarak dağıtılması konusunda çalışmalar yapmak da eğitim liderlerinin kısa vadeli planları arasında muhakkak olmalı. Günümüzde 50 TL altı seviyesinde bu tarz cihazlar satılıyor. Türkiye Cumhuriyeti tüm öğrencilerine yalnızca kullanacakları tabletler dağıtmak yerine, geliştirme yapabilecekleri, yeni şeyler üretebilecekleri platformlar dağıtmayı hedef edinmeli. Bu cihazlar sayesinde öğrenciler teorik öğrenme metodlarını aşarak, öğrendiklerini çok daha hızlı bir şekilde gerçeğe dönüştürebilirler.
Ve son olarak, Türkiye’de bu alanda sosyal sorumluluk gereği hizmet veren birçok kurum var. Daha evvel bahsettiğim gibi Microsoft’un “Hour of Code” benzeri çalışmalar yapılıyor ve bunlardan elde edilmiş deneyimler var. Öğrencilere eğer kod öğretecek isek, bunu eğlenceli ve onların rahatça anlayabileceği bir dilde yapabiliyor olmamız gerekiyor. Aksi halde sınıf geçmek için zoraki öğrenecekleri, başlarına bela olacak bir müfredatı onlara sunmak, onları teknolojiden soğutacaktır. Aman dikkat.
24