Şimdilerde medyayı ikiye ayırmak moda oldu. Diğer ayrımları bir kenara bırakacak olursak, geleneksel medya ve dijital medya ayrımı yaklaşık 10 yıldır tartışılmaya devam ediyor.
Geleneksel medya olarak isimlendirilen gazete, radyo ve televizyonlar, bir araya dijital medyadaki rakipleri olan internet siteleri ile mücadele etmeye çalışıyordu. Son birkaç yıl içerisinde ise yepyeni ve çok daha dişli bir rakip geldi. Sosyal ağlar kısa zamanda kişilerin birbirleri ile iletişim kanallarından çok, haber ve içerik paylaşım ağları haline geldiler. Dolayısıyla isimleri de sosyal medya olarak değişti. Daha doğrusu sosyal ağlar artık bir medya platformu oldu.
Tüm diğer medya platformlarından farklı olarak sosyal medya çok daha güçlü bir ortam olarak ortaya çıktı. Bir gazetecinin yazdığı gazetedeki tirajdan çok daha fazla takipçiye ulaşması, birkaç saniye içerisinde düşüncelerini paylaşabilmesinin önü açıldı. Ancak bunu yapabilenler yalnızca gazeteciler değildi. Herhangi bir sosyal ağ kullanıcısı, artık bu medyanın bir muhabirine dönüşmüş oldu. Üstelik anlık şöhreti yakalamaları da hiç zor değil. Eşten dosttan 20 takipçisi olan bir kişinin yazdığı 140 karakterlik yazı bir anda milyonlarca kişinin ekranına düşebiliyor. Sonradan adı sanı bir daha hatırlanmasa bile, neredeyse tüm azimli kullanıcılar bu kısa şöhretin tadını çıkarabiliyor.
Sosyal medyanın herkesi muhabir haline getirmesinde prensip olarak bir sakınca yok. Ancak bu sefer yazılan şeylerin içeriğinden ne kadar emin olduğumuz sorusu ortaya çıkıyor. Gazetecilerin bile kimi zaman hataya düşebildiği, ya da bilerek gerçekleri çarpıtabildiği bir dünyada, 140 karakterlik bir ifadenin doğruluğunu araştırmak nasıl mümkün olabilir ki? 10 yıl önce çekilen bir fotoğrafı dün olmuş gibi göstermek, bir haber kaynağını refere ederek haber çarpıtmak, ya da eliniz Photoshop tutuyorsa, bir resmi azıcık değiştirip yayınlamak için kimseden izin almak zorunda değilsiniz. Dahası, sonradan kimseye hesap vermek zorunda da kalmıyorsunuz.
Haliyle sosyal medyanın habercilik tarafında ciddi sıkıntılar var. Yurt dışında son günlerde sıkça tartışılan bu konu hakkında enteresan bir tavsiyeye rastladım. Sosyal medyada herhangi bir habere rast geldiğinizde beş adımda sorgulamanız tavsiye ediliyor. Liste şöyle:
Kaynağın Merkezi: haberi gönderen kişi gerçekten de o bölgede mi?
Ağ: Gönderen kişi kimleri takip ediyor, kimler onu takip ediyor. Bu hesapları tanıyor muyum?
İçerik: Gönderilen haber bir başka kaynakta da var mı?
Güncel mi: Aynı konu başlığı hakkında sürekli yeni bilgiler geçiyor mu? Eğer öyleyse ne sıklıkta?
Yaş: Gönderen kişinin yaşını biliyor muyum? Gönderilen hesap ne zaman açılmış, eski mi?
Bence oldukça makul ve başarılı bir liste. Ancak yine de tüm bu listeyi kullanmama rağmen, son günlerde maalesef bu listedeki maddelerden geçtiği halde çok manipülatif haberlerin paylaşıldığını halen görmek mümkün. Bu yüzden, sosyal medyayı kullanırken hem sağduyulu olmakta yarar var.
21