Tablet devriminin başlaması üzerinden tam 4 yıl geçti. Ancak halen kullanıcıların büyük bir çoğunluğu dizüstü bilgisayarlarını tabletlerine değişmiyor. Halen dijital dünyada üretim yapabilmek için masaüstü ve dizüstü bilgisayarlara ihtiyacımız var. Tabletler sörf yapmak, e-postaları kontrol etmek, oyun oynamak ve dosyaları okumak gibi işlemlerde kullanılıyor. Bilişim dünyasının çalışanları bilgisayarlar ise, işin eğlencesini yapanlar tabletler.
Bunda uygulamalardan ziyade işletim sistemlerinin kısıtlamaları başrolü oynuyor. Birden çok uygulama ile aynı anda çalışamama, uygulamalar arası dosya transferinde kısıtlamalar, güvenlik sorunları ve muhtemelen çok daha önemlisi fiziksel klavye eksikliği, tabletleri yalnızca görüntüleme birimleri haline getiriyor. Samsung’un yeni nesil ürünlerinde kullandığı kalemler, çoklu ekranlar kurumsal kullanıcılar için bir nebze kolaylık sağlıyor. Ancak muhtemelen bilgisayarların yerini alabilmeleri için çok daha fazlasına ihtiyaç var.
Dün tanıtılan Microsoft Surface Pro 3 bu ihtiyacı gidermeye aday ilk ürün. Üzerinde bulunan Windows işletim sistemi zaten alışık olduğumuz arabirime sahip. 800 gramlık ağırlığı tabletlere göre ağır ancak taşınabilecek en hafif dizüstü bilgisayar. 12 inçlik ve 2160 x 1440 çözünürlüklü ekranı, iş uygulamaları ve aynı anda birden çok pencere açmak için iyi bir özellik. Tüm bunların yanı sıra kendinden klavyeli bir ürün.
Microsoft’un tablet pazarına geç girmiş olması, bu dört yıllık yarışta ona çok şey kaybettirdi. Ancak özellikle kurumsal pazarda halen standartlar oturmuş değil ve ciddi bir boş alan sahibini bekliyor. Yeni Surface Pro 3 ile Microsoft bu alanda ciddi bir oyuncu olabilir. Son birkaç yıldır sürekli zarar eden Microsoft tablet bölümünün bu en büyük kozunu doğru oynaması ve tüm global pazarlara hızlı bir şekilde girmesi gerekiyor. Belki o zaman gerçekten de klasik diz üstü bilgisayarların sonunu ilan edebilir ve artık tabletlerin hakimiyetinden bahsedebiliriz.
1.293