İnternette denk gelmişsinizdir; tarihin en büyük gafları. Zeki fakat vizyonu kısıtlı insanların yapmış olduğu gaflar.
Aslında burada vizyonsuz demek istemiyorum tabii ki, çünkü maalesef bu gafları yapanların arasında büyük mucitler, iş adamları da var. Gaflardan bazıları 1899 yılında icat edilebilecek olan her şeyin icat edildiğini savunacak kadar “ileri”, bazıları ise kimsenin evine televizyon gibi bir aleti sokmayacağını iddia edecek kadar “sıra dışı”.
Aslında üzerinde durmak istediğim nokta; bu insanların her ne kadar mevcut zamanlarında çok önemli başarılara imza atmış olsalar da geleceği değerlendirmekte büyük hatalar yaptıkları. Buna günümüze gelene kadar şahit olduğumuz pek çok projeyi, firmayı, ürünü örnek verebiliriz. Örneğin bundan 10 yıl önce, bilgisayarımızın olmazsa olmazlarından olan MSN Messanger. O zamanlar programcılığa karşı hobi olarak ilgim olduğu için çok net hatırlıyorum, sistemin büyüklüğü ile ilgili kafa yorar, MSN Messenger’ın artık hayatımızın sonsuza kadar bir parçası olduğunu ve hiçbir gücün onun yerini alamayacağını düşünürdüm (Aynı vizyon kısıtlılık örneği!). Fakat bugün baktığımızda yeni neslin çoğu MSN Messenger’ın ne olduğunu bile bilmiyor. Gelişen dünyada Facebook’un yaygınlaşması ve mobile kayan iletişim eğilimini yakalayamayan bir firmanın elinden kaçırdığı alandan bahsediyoruz. Buna benzer birçok örnek var. Myspace gibi, Yahoo gibi, Altavista gibi, Netscape gibi adını sayamayacağımız kadar çok ve zamanında büyük ses getirmiş birçok projenin bugün adı bile yok ortalarda. Olanların da adı zamanında anıldığı yerlerde değil. Alanlarını kendilerinden on yıllarca sonra gelen gencecik firmalara kaptırmış durumdalar.
Bugün artık korkunç hızla artan dünya nüfusu ve tetiklediği teknoloji arz – talebiyle, şirketler için işler daha da zorlaşmış durumda. Artık 1 ay sonrasını bile kestirmek çok daha güç. Örneğin Vine adlı sosyal medya uygulaması, dünyanın en büyük sosyal medyalarından birine dönüştüğü anda, rakibi Instagram’ın sadece video özelliği koyması ve video süresini uzatması ile 3-4 ay içerisinde en tepeden yere çakıldı ve sonunda şirket Vine’ı kapatma ve uygulamanın karakterini değiştirme kararı aldı. Artık rekabet öylesine sert ve acımasız ki, dünyanın en büyük uygulamasını da yapsanız, yarın bir başka rakibiniz sizi birkaç gün içerisinde tepetaklak edebiliyor ve milyar dolarlık bir şirketken yarın iflas bayrağını çekebiliyorsunuz.
Peki, sorumuza gelirsek; “Facebook bir gün bitebilir mi?” Mark Zuckerberg bu konuda şu ana kadar çok öngörülü ve açıkçası rekabetin sertliğini ve rakiplerini gördüğü için de her zaman temkinliydi. O yüzden ki hiçbir zaman Facebook’u olduğu gibi korumanın değil, olabildiğince 20-30 yıl sonrasının teknolojilerini kovalamanın ve onları facebook veya elinin altındaki diğer sosyal medya araçları ile bütünleştirmenin derdinde. Ama eğer ki yanlış bir tercihte bulunur veya 20-30 yıl sonrasının peşini bir an olsun bırakma hatasına düşerse.. Evet, aynı kaderi paylaşır.