Alternatif Bank Bilgi Teknolojileri ve Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zafer Vatansever: “Geleceğin finans dünyası, ürün hizmet ve süreçlerini tasarlarken müşteriyi odağına alan bir bakış açısına sahip. Dijitalleşme ve yeni teknolojiyi müşteri deneyiminde fark yaratmak için kullanmak ise stratejimizin en önemli kısmı.”
İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü mezunu olan Zafer Vatansever, bankacılıkta 20 yılı aşkın tecrübeye sahip. Çalışma hayatına 1999 yılında Toprakbank’ta Kurumsal Bankacılık İlişkileri Yöneticisi olarak başladı ve 2003-2012 yıllarında TEB’de Kıdemli İş Çözüm Yöneticisi olarak görev aldı. 2012-2014 yıllarında Intertech Bilgi Teknolojileri ve Pazarlama A.Ş. de Ticari Kurumsal Krediler Uygulama Geliştirme Bölüm Müdürü, 2014-2019 yıllarında TEB’de Dijital Bankacılık Geliştirme Bölüm Lideri, 2019-2021 yıllarında ise Aktif Bank’ta Operasyon Başkanı olarak görev yapan Vatansever, Temmuz 2021’de Alternatif Bank ailesine Uygulama Geliştirme ve Yazılım Mimarisi departmanlarına Direktör olarak katıldı. 29 Eylül 2022 itibarıyla Bilgi Teknolojileri ve Operasyon’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görevine devam eden Zafer Vatansever ile dijital dönüşüm, bankacılık teknolojileri ve geleceğin finans dünyası üzerine konuştuk…
2024 yılı Alternatif Bank için nasıl geçti?
2024 yılı Bankamız için oldukça hızlı hareketli ve verimli geçti diyebilirim. Bu yıl, birçok alanda çok ciddi altyapı yatırımları yaparak daha iyi bir müşteri deneyimi sunmak için var gücümüzle çalıştığımız bir yıl oldu. Mobil uygulamamızı bu yılın başında yeniledik. Yenilenen uygulamamız müşterilerimiz tarafından çok sevildi. Bunun dışında yapay zeka ve analitik konularını da içerecek şekilde organizasyonumuzu yeniledik. Çok daha çevik bir yapıda çalışmaya ve bunun da sonuçlarını hızlıca almaya başladık.
Alternatif Bank’ta Bilgi Teknolojileri olarak yürüttüğümüz projelerin ana omurgasını, iş kollarımızın Banka stratejisine göre amaçları doğrultusunda belirledikleri hedefler oluşturuyor. Bunun yanında, elbette operasyonel verimlilik, güvenlik, teknolojik altyapıyı yenileme, yeni teknolojileri adapte etme gibi kendi hedeflerimiz de bulunuyor. Planlama dönemlerinde Bankamız stratejisine uygun projeleri, çeşitli gruplarda etiketleyip önceliklendiriyoruz.
Sektör açısından baktığımızda, bankaların temelde yeni müşteri edinme, müşteri deneyimini iyileştirme, ürün penetrasyonu ile derinleşme, süreç optimizasyonu ve iş birlikleri ile yeni gelir akışı yaratma gibi hedefleri bulunuyor. Dijital çözümler, bütün bu hedeflere ulaşmayı mümkün kılan en önemli unsur. Son yıllarda regülasyonlarla da kullanıcıların uzaktan banka müşteri olmasına, işlem yapmasına ve sözleşme onaylamasına imkan tanınmasıyla, dijitalleşme artık strateji veya hedef değil bankacılığın bizzat kendisi oldu.
Biz de bu kapsamda, son birkaç yıldır Bankamızı “insani dokunuş” temelli bir dijital bankaya dönüştürme yolunda hızlı adımlarla ilerliyoruz. Bu hedef kapsamında, dijital platformlarımızı deneyim ve performans odaklı yenileme çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Dijital kanalların yanında çalışan deneyimini iyileştirmek, insan kaynaklı hataları minimize etmek, işlem sürelerini kısaltmak ve verimliliği artırmak amacıyla da Banka içindeki tüm süreçlerde, dijitalleşmeyi ön planda tutuyoruz. Bilgi Teknolojileri altyapısını bu yönde dönüştürecek birçok projemizi de devreye aldık. Bu projelerle, operasyonel işlerde dijitalleşme oranımızı %80’den %97 seviyesine çıkarttık.
Dijital dönüşümle birlikte müşteri alışkanlıklarının da değişimine tanıklık ettik. Müşteri güvenini artırmada ve sürdürülebilir kılmada teknolojinin gücünü nasıl tanımlıyorsunuz? Alternatif Bank’ın dijital olgunluğunu nasıl değerlendirirsiniz?
Dijital dönüşüm, müşteri alışkanlıklarını ve beklentilerini derinden etkileyen bir süreç. Bu dönüşüm; müşterilerin daha hızlı, şeffaf ve kişiselleştirilmiş hizmet taleplerini artırıyor. Müşteri güvenini artırmada ve bunu sürdürülebilir kılmada teknolojinin önemi büyük.
Yeni teknolojiler ve bankacılığın dönüştürücü gücü, rekabette fark yaratmak için en güçlü araçlar. Onları takip etmek, gündemde tutmak ve kullanmak bir seçenek değil, artık bir zorunluluk. Tabi şunun da farkındayız; her teknolojinin ortaya çıkışından gerçek anlamda verimli bir ürün ya da araca dönüşmesine kadar belirli aşamalardan geçen bir hayat döngüsü var. Dolayısıyla yeni teknolojilere yönelik strateji oluştururken veya yatırım yaparken hangi aşamada olduğu da önem arz ediyor.
Süreçlerin dijitalleştirilmesi ve otomasyonu için Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) yazılımlarından da faydalanıyoruz. Bu yazılımlar, birer dijital çalışan gibi önceden tanımlı birçok görevi yapabiliyor. Bu sayede Bankamız içerisindeki İnsan Kaynakları, Risk Yönetimi, Bilgi Güvenliği, Portföy Yönetimi ve Finansal Analiz gibi farklı birimlerimizin zaman ve emek gerektiren birçok sürecini otomatikleştirdik. Dijitalleştirilen ve otomasyona alınan bu süreçlerde hata riski azalıyor, iş kalitesi yükseliyor ve müşteri memnuniyeti de artıyor. 7/24 çalışan robotlarla birçok işi kesintisiz ve 2 kat hızla gerçekleştirilebiliyoruz. Bu robotların kullanımının artırılması ve daha akıllı hale getirilmesi için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca bu sayede çalışanlarımızı daha fazla katma değer yaratan işlere yönlendirerek müşterilerinin ihtiyaçlarına daha fazla danışmanlık sunmalarını sağlayabiliyoruz.
Alternatif Bank olarak, veri analitiği ve yapay zeka sayesinde müşterilerimize özel hizmetler sunuyor, onlarla daha güçlü bir bağ kurabiliyoruz. Veri analitiği müşteriye özel hizmetlerin ve kampanya yönetiminin en temel aracı; müşterinin gerçek ihtiyacını anlayıp ona doğru zamanda doğru ürünü, doğru kanalda ve doğru fiyatla sunmak için bu teknolojiler bize müthiş olanaklar sağlıyor. Bunun yanında elimizdeki veriyi analiz edip değere dönüştürmek için de bu teknolojileri kullanıyoruz. Bu da müşterilerimizin aldığı hizmet ve deneyimin iyileşmesine fayda sağlıyor. Aynı zamanda 7/24 erişilebilir olmak, müşterilerin istedikleri anda hizmet almasını mümkün kılıyor.
Siber güvenlikte ve risk değerlendirmede yapay zeka ve makine öğrenmesini kullanıyoruz. Bu teknolojilerin kullanım alanının önümüzdeki dönemde çok daha fazla artacağına inanıyor ve gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bu konuda değer yaratan birçok start-up ile görüşmelerimize de devam ediyoruz.
Alternatif Bank olarak yenilikçi ürün ve hizmetlerle sektörde öne çıkmayı hedefliyoruz. Özellikle son dönemde, geliştirdiğimiz dijital bankacılık uygulamalarımız, müşteri odaklı stratejilerimiz ve insan temasını da koruduğumuz dijital satış ve servis modelimizle sektörde fark yaratıyoruz.
Alternatif Bank, Fintech ve diğer finansal teknoloji firmalarıyla nasıl bir iş birliği içerisinde? Rekabet yerine iş birliği kültürü oluşturmada hangi adımları atıyorsunuz?
Alternatif Bank olarak, Fintech ve diğer finansal teknoloji firmalarıyla iş birliği yaparak hem kendi dijital dönüşüm süreçlerimizi hızlandırıyor hem de müşterilerimize daha yenilikçi çözümler sunabiliyoruz. Sektörün Fintech iş birlikleri kapsamında en yoğun çalışan bankalarından biriyiz.
Fintech firmalarının sunduğu yenilikçi ödeme sistemleri, kredi değerlendirme algoritmaları veya dijital cüzdan uygulamaları gibi çözümleri kendi ekosistemimize entegre ediyoruz. Bu sayede hem müşterilerimize çeşitlilik sunuyor hem de Bankamızın dijital hizmetlerini güçlendiriyoruz. Açık bankacılık standartları çerçevesinde, Fintech’lerle API tabanlı iş birlikleri kurarak veri paylaşımını ve yenilikçi ürün geliştirilmesini teşvik ediyoruz. Alternatif Bank olarak bu tür iş birlikleri sayesinde, rekabeti bir tehdit olarak değil, gelişim için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz.
DeFi’nin geleneksel bankacılık sistemine olası bir tehdit oluşturabileceği düşünülüyor. Sizce DeFi, bankacılık sektörünü hangi yönlerden dönüştürebilir veya zorlayabilir?
DeFi, geleneksel bankacılık sistemi için hem bir tehdit hem de dönüşüm fırsatı olarak değerlendirilebilir. Blockchain teknolojisine dayalı olan DeFi, aracıları ortadan kaldırarak finansal hizmetlerin daha açık, şeffaf ve hızlı bir şekilde sunulmasını sağlıyor. Bu, bankacılık sektöründe bazı değişim ve gelişimleri de beraberinde getiriyor. Bankaların, DeFi’nin sunduğu yenilikleri kendi iş modellerine entegre ederek, hibrit çözümler geliştireceğini düşünüyorum.
Özellikle dijital varlıkların ve tokenize edilmiş finansal ürünlerin yaratılmasını mümkün kılarak yeni piyasa fırsatları oluşturabilir. Bankacılık sektörünün Fintech’lere benzer şekilde, DeFi ile iş birliği yaparak veya bu teknolojileri kendi bünyesine dahil ederek bu değişimi fırsata dönüştürebileceğine inanıyorum.
Son dönemlerde CIO’ların en önemli gündem maddesi olan teknoloji bütçelerinde sizce nasıl bir dönüşüm olacak? Özellikle global markaların artan hizmet fiyatları sizce hem sektörün hem de Alternatif Bank’ın rotasını farklı yönlere çevirecek mi?
Her alanda olduğu gibi teknoloji bütçelerinde de dönüşüm yaşanıyor. Ancak bu durum bizi daha yaratıcı ve esnek çözümler üretmeye teşvik ediyor. Stratejik öncelikleri, günün şartlarına göre sürekli değerlendiriyoruz. Sınırlı bütçeyi en etkili şekilde kullanmak için yatırım yapılacak teknolojileri titizlikle belirliyoruz. Dijitalleşme, siber güvenlik ve yapay zeka gibi alanlar, öncelikli olmaya devam edecek. Ayrıca otomasyon ve verimliliği artırmak ile ilgili çalışmalarımız son hızla devam ediyor.
Hibrit stratejiler uygulamaya gayret ediyoruz. Hem global markalardan hem de yerel sağlayıcılardan yararlanarak maliyet ve kalite arasında bir denge sağlamaya çalışıyoruz.
Son birkaç yılın gündemi olan GenAI konusuna siz nasıl yaklaşıyorsunuz, bu teknoloji bankacılık sektörü için ne tür potansiyeller barındırıyor?
Generative AI (GenAI), son yıllarda hızlı bir şekilde büyüyerek bankacılık sektöründe devrim niteliğinde değişimlere kapı araladı. Bu teknoloji, verimlilik artışından müşteri deneyiminin iyileştirilmesine kadar birçok alanda potansiyel sunuyor. Alternatif Bank olarak daha iyi bir müşteri deneyimi sunabilmek için bu yıl yapay zeka ve analitik odağında organizasyonumuzda güncellemeler yaptık.
Birçok alanda yapay zekayı etkin bir şekilde kullanıyoruz. Yapay zeka kavramını aşamalı olarak incelersek, ilk aşamanın istatiksel/matemetiksel öngörü modelleri ve bunlara dayalı karar destek sistemlerinin üretilmesi olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz. Bu teknolojiler hali hazırda sektöre çok ciddi verimlilik ve hız kazandıran çalışmalar. Sonrasında ise üretilen bu girdileri, aksiyona dönüştüren robotik süreçler ve insan faktörünün denklemden çıkarılmaya başlanması. Son aşama ise bu iki sürecin “data boomer” çağı dediğim sürecin yaşanması sonrasında ortaya çıkan büyük dil modelleri ve GenAI Uygulamaları. Bunun çok somut faydaları/kullanım alanlarımızın başında code generation/code review’u sayabilirim. Klasik raporlama sistemleri yerine sanal asistanların raporlama ihtiyaçlarını karşılayabilmesi üzerine tartışmalarımız devam ediyor. Ancak yine GenAI’ın mantıksal muhakeme yapabilme noktasına uzak olduğunu düşünüyorum. Yine de büyük dil modellerine benzer geliştirmeleri finansal işlem/log verisi üzerine uyarlayabildiğimizde finansal asistan yaratma şansımız olabilir diye düşünüyorum.
2025 yılındaki teknoloji odağınızda hangi başlıklar yer alacak?
Konvansiyonel sektörlerin başında sayılsak da özellikle Türkiye’de en yenilikçi ve rekabetçi sektörler arasında ilk sıralarda yer aldığımızı düşünüyorum. Bir taraftan müşteri beklentilerini karşılamaya çalışırken diğer taraftan rakiplerinizden ayrışmak, teknolojiye yapacağınız yatırımlarla mümkün oluyor. Çok büyük organizasyonlarız ve büyük bütçeleri yönetiyoruz. Bu bizim için bir baskı unsuru oluştursa da diğer taraftan bize büyük bir güç ve bunun sonucunda fırsatlar sunuyor. Bir taraftan müşteriyi merkezimize alan dijitalleşme yolculuğumuz tam gazla devam ederken diğer taraftan da açık bankacılık ve Fintech iş birlikleri ile ekosistemimiz büyümeye devam ediyor. Yakın zamanda tüm finansal ürünlerin dijital edinim süreçlerine tanık olacağız. Yine bu ürünleri büyük ve merkezi yapılar ile değil de müşteriye dokunan her noktada servis edildiğini göreceğiz. Biz de bu dönüşüme, teknolojik trendlere uygun iş birlikleri ve değişen iş yapış şekillerimize uygun hizmet modelleri ile uyum sağlamaya çalışacağız. Tabi her değişimin yakından izlenmesi ve mükemmelleştirilmesi için de dijital ayak izlerimizi yakından takip ediyor, çıktıları hizmetlerimizi iyileştirmek üzere kullanıyoruz.
En çok hangi teknolojik cihazları kullanmaktan keyif alıyorsunuz?
Akıllı telefonlar ve tabletler benim için vazgeçilmez. Özellikle tabletimde not almak veya projelerimi organize etmek için dijital planlama uygulamaları kullanmayı seviyorum.
Kariyerinizde size en çok ilham veren kişi/yön veren liderlik deneyiminiz ne oldu?
Kariyerimde tüm çalışma arkadaşlarımın bana katkısı çok yüksek oldu. Çok değerli yöneticiler ile çalıştım. Yakın iletişimde olmayı, dinleme ve empati yeteneğiyle bana liderlikte insan odaklı olmanın önemini gösterdiler. Her zaman en küçük fikirleri bile dinleyen ve geliştirmem için bana alan tanıyan ekiplerin içinde oldum. Bu yaklaşım, benim ekip yönetim tarzımı da şekillendirdi.
Hobileriniz neler?
Doğa yürüyüşleri yapmayı ve bisiklete binmeyi çok seviyorum. Ayrıca çocuklarımla satranç oynamak hem zihnimi canlı tutuyor hem de strateji geliştirme becerilerimi güçlendiriyor.
En son hangi kitabı okudunuz? Tavsiye etmek istediğiniz kitap/film/podcast vb. var mı?
En son Yuval Noah Harari’nin “Neksus: Taş Devri’nden Yapay Zekaya Bilgi Ağlarının Kısa Tarihi” kitabını okudum. Bilginin gelişimi hakkında mükemmel bir kitap.
Farklı bir meslek yapıyor olsaydınız bu hangisi olurdu?
Bankacı olmasaydım da yine mühendis olarak çalışacağımı düşünüyorum. Özellikle veri analizi ve optimizasyon gerektiren işler yapmak bana her zaman çekici gelmiştir.
Zaman yönetimi konusunda kendinize özgü stratejileriniz var mı?
Günlük işlerimi sabah erken saatlerde tamamlamaya odaklanıyorum. Ayrıca görevleri önem sırasına göre ayırmak, zamanı iyi yönetmek için çok önemli. Dailyler hayatımın her alanında. Günlük olarak ekip arkadaşlarımla neyin iyi gittiğini, neyin iyileşebileceğini değerlendirmek, öncelikleri belirleme de büyük katkı sağlıyor.