Günümüzde yapay zeka, edge computing, blockchain, AR/VR ve benzeri teknolojilerden ziyade, bu teknolojilerin ya da henüz daha pazara çıkmamış olan ama gelmesi beklenen teknolojilerin şirketlere değer katabilir hale gelmesi, denemelerinin yapılması, mevcut süreçlere adreslenip bir iş problemini çözmesi noktasında sektörde daha fazla iyi uygulama örnekleri olması gerektiğini söyleyen Yıldız Holding Bilgi Teknolojileri Başkanı Gül Erol, “Bu konuda Yıldız Holding’i oldukça yüksek seviyede adaptasyona sahip bir organizasyon olarak tanımlayabilirim”dedi.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ndeki eğitiminin ardından uzun yıllar Sabancı Holding bünyesinde BİMSA ve Enerjisa gibi şirketlerde çeşitli görevlerde bulunan Gül Erol, 2019 yılının Aralık ayında Yıldız Holding bünyesine geçti. Erol, yaklaşık bir yıldır Yıldız Holding Bilgi Teknolojileri Başkanı olarak profesyonel hayatına devam ediyor.
Görevinin hemen başında pandemi sürecini de yaşamaya başlayan deneyimli profesyonel, pandeminin hem kişisel hemde iş hayatında önemli değişimlere yol açtığını vurguladı. “Dijitalleşme bu dönemde Yıldız Holding olarak en fazla mesai harcadığımız konulardan biri oldu. Holdingimizi dijital dönüşüm yolculuğunda desteklemek, ileriye taşımak ve faaliyet gösterdiği sektörlerde dijital çağın olanaklarını en etkin şekilde kullanabilmesini sağlamak adına önemli bir deneyim yaşadık” diyen Erol, Holding’in, öncesinde de dijital dönüşüm alanında yatırım yapan bir organizasyon olduğunu, bu nedenle de pandeminin ilk günlerinden itibaren hizmetlerini kesintisiz bir şekilde sürdürmeye devam ettiklerini belirtti.
Yıldız Holding Bilgi Teknolojileri Başkanı Gül Erol ile pandemi sürecini, şirketin dijitalleşme yolculuğunu ve elbette yeni yılın ilk konuğu olarak 2021 planlarını konuştuk…
Pandemi ile birlikte sizin tarafınızda hangi başlıklar daha fazla ön plana çıktı? Yatırımlarınızda değişimler yarattı mı bu süreç?
Pandeminin başından bu yana yaşanan bazı koşulların pandemi sonrasında da kalıcı olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle, kalıcı olacağını varsaydığımız alanlarda yatırımlarımızı artırmayı önceliklendiriyoruz. Bu yatırımların başında altyapı geliyor. Özellikle ileri analitik, iş zekası, bulut teknolojileri, IoT, görev yönetim araçları gibi birçok konu ön plana çıktı. Daha esnek ve genişleyebilen bulut çözümlerinin önemini net bir şekilde deneyimledik. Bu seneki diğer yatırım önceliklerimizden biri de veri ambarıyla ilgili oldu. Veri ambarlarımızın merkezileştirilmesi için yoğun bir şekilde çalıştık. Son olarak ileri analitik-tahminleme, optimizasyon ve modellemenin yanı sıra güvenlik ve bulut teknolojili servislere de yatırım yaptık.
Bildiğim kadarıyla Yıldız Holding’in dijital dönüşüm adına gerçekleştirdiği pek çok çalışma bulunuyor. Onlar şu anda ne durumda? Hala bünyenizde ayrı bir teknoloji şirketi konumlanıyor mu? Bu alanda RPA, IoT gibi yeni nesil teknolojileri kullanarak yaptığınız projeler sürüyor mu, hangi aşamada?
Teknoloji elbette Yıldız Holding için en önemli başlıklardan biri olmayı sürdürüyor. Bu konuda Yıldız Holding Bilgi Teknolojileri departmanımız stratejik bir öneme sahip; Yıldız Holding’in IT ve dijital stratejisine yön vererek şirketlerimizin teknolojik yönünü, tercihlerini, kurumsal mimarilerini ve operasyon modellerini belirliyor, kritik proje ve inisiyatiflere liderlik ediyoruz. Aynı zamanda, Yıldız Holding şirketlerinin dijital dönüşüm süreçlerinde de şirket CEO ve CIO’larıyla sürekli iletişim halinde bulunuyor, kendilerine bu süreçlerde destek veriyoruz.
Diğer şapkamız ise MostDX. Burada da Holding’e hizmet sağlayan yetkinlik merkezlerimiz var. Amacımız bizim için kilit yetkinlikleri ve yetkinlik havuzumuzu günün ihtiyaçlarını karşılar durumda tutmak. Burada örnek olarak kurumsal iş uygulamaları, veri ambarı ve raporlama, bilgi güvenliği, ana veri yönetimi gibi yetkinlik merkezlerimizi sayabilirim. Ayrıca yakın zamanda yeni teknolojilerle oluşturulan Endüstri 4.0, RPA ve Veri Analitikleri gibi yetkinlik merkezlerimiz de var. Bu kaynaklar işi yapandan ziyade teknolojiyi bilen, analiz eden ve yöneten kaynaklar. Aynı zamanda bu teknolojilerin yanında yeni teknoloji deneyimleri oluşturmak ve iş birimlerimiz için değer üretmek üzere start-up ekosistemiyle de güçlü bağlar kuruyoruz.
Bu çerçevede şunu da sormuş olalım; pandemi sürecinde yeni teknolojilerden yararlandınız mı? Ya da süreçlere entegre edilmiş mevcut teknolojilerde ne tür değişimler yaptınız?
Salgın dolayısıyla tüm dünyada yaşanan dönüşüm ve “yeni normal” şartlarında teknolojiyi verimli bir şekilde kullandığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Pandemi sebebiyle uzaktan çalışmanın gerektirdiği altyapı ve birlikte çalışma ortamlarını, çok kısa süre içinde yaygın biçimde kullanılacak hale getirdik. Burada bulut tabanlı çözümlerimiz bize çok yardımcı oldu. Pandeminin en başında “Nasılsın” uygulaması ile çalışanlarımızın durumunu, bir problem yaşayıp yaşamadıklarını soran bir chatbot geliştirdik. Bu bot sayesinde kendisi ya da ailesiyle ilgili bir sorun yaşadığını belirten kişiler varsa ilgili birimleri haberdar eden proaktif bir çalışmayı benimsedik. Yine evden çalışmaya başlandığında iş sürekliliğinde değişim olup olmadığını anlamak için çeşitli veri kaynaklarında hızlı raporlamalarla, üretkenliğin görece nasıl değiştiğini takip etmeye başladık. Beraberinde, çalışanlarımızın uzaktan çalışırken sosyalleşmesi gündemimize girdi. Bunun için “Dijital Koridor” uygulamasını hayata geçirdik. Böylece kampüsümüz içerisinde koridorda karşılaşırken ayak üstü yapılan beş dakikalık sohbetleri dijitalleştirdik. Bugünlerde ise İnsan Kaynakları departmanımızın önderliğinde yeni nesil performans yönetimi ve geri bildirim verme alanlarına odaklandık. Çözümlerimizi belirledik. Pilot birimleri de önümüzdeki ilk çeyrekte canlıya alacağız. Ekibimle birlikte biz de bu pilot çalışmalarının aynı zamanda iç müşterisi olacağız.
Peki, veriyi nasıl kullanıyorsunuz?
Günümüzde veriye sahip olan, büyük imkanlara da sahip oluyor. Yıldız Holding şirketlerinin elindeki verinin hem B2C hem de B2B alanlarda kısa, orta ve uzun vadede nasıl bir değere dönüşeceği konusunda modellemeler yapıyoruz. İş geliştirme, pazarlama, satış, teknoloji, kişisel verilerin güvenliği gibi farklı birimlerimizden oluşturduğumuz çalışma gruplarımızla değer yaratabilecek iş fırsatlarına yoğunlaşıyoruz. Özellikle İK ekiplerimizle birlikte veri odaklı çeşitli akademik programlar oluşuturup bu konudaki tüm organizasyon yetkinliklerini artırmaya çalışıyoruz. Bizim gibi üretim kasları güçlü olan ve birçok fabrikası bulunan bir holding için endüstriyel IoT önemli alanlardan birisi olacak. İmalat yürütme sistemlerinden (MES) IoT’ye giden bu yolculukta, ileri analitik uygulamaları da kullanarak operasyonel verimliliğimizi en üst seviyeye çıkarmak için Holding şirketlerimize yardımcı olmak istiyoruz. Tüm bunların yanında, veri analitiği tarafında da “self service” yapılar sunarak kullanıcılarımızın artık tüm raporlama ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayacağı bir noktaya ulaşmak için çalışıyoruz.
Özellikle gıda perakendesi pandemi sürecinin kritik sektörü oldu. Bu alanda markalarınızın stratejilerine neler dahil oldu? ŞOK Marketler, Bizim Market, Ülker gibi şirketlerinizin pandeminin başlangıcından bugüne kadar olan süreci nasıl yönettiğini ve neler yaptığını merak ediyoruz.
ŞOK Marketler zincirimiz pandemi sürecinde CepteŞOK ile evlere teslimat yapmaya başladı, özellikle bu servis sayesinde Türkiye’nin her yerinde hizmet sunduk. ŞOK Marketler’in yanı sıra Bizim Toptan şirketimiz de büyük bir teknolojik dönüşüm sürecinden geçiyor. Tüm mağazacılık ve arka ofis süreçlerini yeniden tasarlayarak, uçtan uca yeni bir deneyim alanı oluşturmayı hedefliyoruz. Bu dönüşümün içinde CRM, kampanya optimizasyonu ve en iyi teklif gibi müşteriye yönelik süreçlerin kurgulanması, uçtan uca sipariş yönetimi ve optimizasyonu yer alıyor. pladis’te ise saha ve depo süreçlerinin optimizasyonuna yönelik birçok ileri analitik projesini hayata geçiriyoruz.
Çok önemli bir holdingin teknoloji liderisiniz. Özellikle kendi sektörünüz açısından baktığınızda teknoloji noktasında hangi alanlarda tamamlanması gereken eksikler görüyorsunuz?
Bu soruya biraz daha farklı bir açıdan cevap vermek isterim. Yapay zeka, edge computing, blockchain, AR/VR ve benzeri teknolojilerden ziyade, bu teknolojilerin ya da henüz daha pazara çıkmamış olan ama gelmesi beklenen teknolojilerin şirketlere değer katabilir hale gelmesi, denemelerinin yapılması, mevcut süreçlere adreslenip bir iş problemini çözmesi noktasında eksiklikler görüyorum. Bu konuda Yıldız Holding’i oldukça yüksek seviyede adaptasyona sahip bir organizasyon olarak tanımlayabilirim. Yıldız Holding’de yeni bir teknolojinin ne olduğundan bağımsız bir bakış açısıyla, “bu teknolojiden nasıl bir değer üretebilirim, bunu iş süreçlerime nasıl entegre edebilirim” mantığıyla düşünen güçlü, yetkin liderlerimiz ve çalışanlarımız bulunuyor.
2021 planlamalarınızda neler değişti? Yeni yılla birlikte Türkiye’de sektörünüzde ve teknoloji alanında nelerin değişmesini öngörüyorsunuz?
İleri analitik uzunca bir süre bizim için önemli bir çalışma alanı olacak. Bu alana hem insan kaynağı hem de teknoloji, süreç ve kültür boyutlarında ciddi yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. Aynı zamanda yeni teknolojilerle ilgili denemeler yapmayı sürdürüyor, fizibilite raporları çıkarıyoruz. Özellikle pandemi sonrasında da gündemde kalmaya devam edeceğini düşündüğümüz “blockchain teknolojileriyle sürdürülebilirlik” alanında projelere odaklanıyoruz. Açık inovasyona inanan bir kişi olarak start-up’ların çevikliğini, üretkenliğini çok önemsiyorum. Dijitalleşme sürecimizde bu ekosistemden de maksimum düzeyde faydalanmak için çalışmalara devam ederken, yeni programları da yakın zamanda devreye alacağız.
CIO ile Kısa Kısa…
- Ekip kültürünüzü tanımlar mısınız?
Esnek, çalışkan ve eğlenceli bir ekibiz.
- Bulunduğunuz şirkette sizce başarının anahtarı nedir, tek cümle ile ifade edebilir misiniz?
Doğru hedefi belirleyip bu hedef için çok çalışmak ve bunu yaparken çevik hareket edebilmek.
- Sizce, dünya devleri arasında gösterilen teknoloji şirketlerinin ve lider kabul edilen CEO’larının sırrı nedir?
Doğru iletişim ve vizyon sahibi olmak.
- Dünya çapında yapılan en çok hangi teknoloji etkinliğini beğeniyorsunuz?
Gartner, IDC gibi araştırma şirketlerinin etkinliklerini beğenerek takip ediyorum.
- Bugüne kadar karşılaştığınız en büyük sorunu çözmek için hangi teknolojiyi kullandınız? Başarılı oldu mu?
Genelde karşılaştığımız sorunları çözmek için tek bir teknoloji yeterli olmuyor. Ama ilk olarak iletişimin en büyük araç olduğunu düşünüyorum.