Son yıllarda şirketlerin gündeminde hep dijital dönüşüm var. Öte yandan şirketlerin en büyük sancılarından biri bu dönüşümü doğru tarifleyebilmek ve doğru beklentiler içerisine girebilmek. Tamamen teknoloji birimlerinin sırtına binmiş bir yük gibi görünen dijital dönüşüm, aslında doğru tariflendiğinde daha büyük bir resmi işaret ediyor. Türkiye’nin en köklü şirketlerinden biri olan Alarko Holding’in Bilgi Teknolojileri ve Dijital Dönüşüm Grup Başkanı Serkan Demir, doğru bir dijital dönüşüm stratejisi için neler yaptıklarını, bir teknoloji implementasyonunda karar verme süreçlerini neden iş birimleri ile birlikte aldığını bizlere detayları ile anlattı.
Alarko Holding bünyesinde teknoloji departmanı nasıl bir organizasyonel şemaya sahip?
Alarko Holding bir topluluk şirketi ve bünyemizde de farklı sektörde faaliyet gösteren şirketlerimiz var. Sanayi, ticaret, turizm gruplarımıza ek olarak enerji sektöründe üretim, dağıtım ve perakende alanlarında faaliyet gösteriyoruz. Aynı zamanda taahhüt sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Holding olarak tüm bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin teknoloji koordinasyonunu biz merkezden sağlıyoruz. Bu haliyle, topluluk genelinde 65 kişiyi bulan bir BT organizasyonundan bahsediyoruz. Öte yandan biz şirketlerin kendi başlarına operasyonel sürekliliklerini sağlayabilmeleri adına, teknoloji süreçlerinde işlerini kendilerinin yapabilmesini önemsiyoruz. Burada bizim için en önemli husus, eğer yapılacak olan dönüşüm stratejik bir konuysa ve topluluk olarak bizlerin de ajandasında varsa, mutlaka merkezi olarak onaya geliyor. Ancak günlük operasyonların devamlılığı ve işlerin hızlı yürümesi için topluluk şirketlerindeki teknoloji birimleri otonom olarak hareket ediyorlar. Biz son dönemde yeni yetkinliklere sahip arkadaşları bünyemize katma noktasında ciddi çaba sarf ediyoruz. Özellikle data mining, RPA ve yeni yazılım dillerindeki teknolojilere hakim kişileri merkez organizasyona katmaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz sene ile kıyasladığımızda teknoloji kadromuzda yüzde yirmilik bir büyüme var. Bu büyüme hızı da devam ediyor.
Holding ve topluluk şirketleri olarak yakın zamanda odaklandığınız teknolojiler ve projeler neydi?
Geçtiğimiz dönemde yaşadığımız pandemi aslında çok önemli değişimlere sebep oldu. Ancak pandemi yaşanmamış olsaydı bile bizlerin gündeminde kapsamlı bir dönüşüm fikri vardı zaten. Ancak elbette pandemi bu dönüşümde ciddi katalizör oldu ve inanılmaz bir hız kattı. Ben oradaki en önemli farklılığı şöyle görüyorum: iş birimleri artık teknolojiden nasıl maksimum faydayı sağlayabileceklerini kanıksadılar ve herkes onun peşine koşmaya başladı. Bu tabii tüm teknoloji birimlerine de ivme kattı. Hepinizin bildiği gibi özellikle uzaktan çalışma noktasında pandeminin ilk günlerinde ofise gelmeden her işimizi nasıl yürütülebileceğini iş dünyası tartışmaya başlamıştı. Bazı şirketlerde bu adımlar atılmıştı ancak genele baktığımızda herkes bir anda bu sorunu masasında buldu. Biz Alarko Holding olarak pandemi dönemine çok hızlı adapte olduk. Pandeminin başlaması sonrasında o dönemde önümüze gelen ihtiyaçlara hızlı cevap verdik, işlerimizin aksamadan yürümesini sağladık. Bütün iş yapış şekillerimizi ve yöntemlerimizi güncel koşulların ötesinde, ihtiyaç duyulabilecekleri de göz önünde bulundurarak tekrardan gözden geçirdik ve değiştirdik. Uzaktan (hibrit) çalışma kültürünü benimsedik ve kalıcı olarak iştiraklere 4 güne kadar uzaktan çalışabilme modeli sunduk.
Dönüşümde varmak istediğiniz hedef nedir?
Alarko Holding olarak dijital dönüşüm en çok önem verdiğimiz başlıklardan bir tanesi, yeni organizasyon yapımızı buna göre şekillendirdik. Dijital dönüşümü sadece teknolojik dönüşüm olarak görmüyoruz daha geniş bir perspektifle ele alıyoruz. Dijital dönüşüm teknolojinin yanı sıra kültür ve insan, yönetişim ve liderlik, yetkinlik ve inovasyon başlıklarını da içeriyor. Operasyonel süreçlerin yalın hale gelmesi çok önem verdiğimiz bir başka başlık.
Şirketlerimizin dijital stratejilerini ana strateji ile hizalayarak uzun dönem yol haritalarını belirliyoruz ve sürdürülebilir olmasına özen gösteriyoruz.
Bilgi güvenliği tarafında da bir dönüşüm oldu mu peki?
Biz geçtiğimiz dönemde bilgi güvenliği tarafına çokça odaklandığımızı söyleyebilirim. Burada hem yeni yatırımlar yaptık hem de farklı yaklaşımlarla konuyu ele aldık. Aynen Dijital Dönüşüm gibi siber güvenlik konusu da holding merkezinde kooordine etmeye çalıştığımız önemli bir başlık. Rakamlarla baktığımızda son 3 senede siber güvenlik yatırımlarının bütçesinin 3 katına çıktığını görebiliyoruz.
Veri güvenliği tarafında neler yapacaksınız?
Güvenlikte tarafından CIO’ların yapması gereken en önemli şey öncelikle sahip olduğu mevcut araçlar ve yazılımlar ile durum analizinin yapılması. Biz de böyle başladık. Buradaki gelişim noktalarımızı tespit ettik ve bu alanda yatırımlarımızı yaparak devreye aldık. Tamamen bu işe odaklı bir ekibimiz var. Sürekli bu alandaki gelişimleri ve olası riskleri raporluyor. Siber güvenlik istihbarat yazılımlarına ile içten dışa bir bakış açımız var. Ancak daha sonra şunu gördük ki güvenlik katmanında bir de dıştan içe bir bakış açısı gerekiyor. Örneğin Penetration Test vs gibi çalışmaları topluluk genelinde düzgün bir yapıya oturttuk. Ancak yine de siber güvenlik bildiğiniz gibi birinin kaçtığı diğerinin kovaladığı bir konu. Dolayısıyla dışarıdaki şirketlerin olgunluklarını sürekli takip etmek ve mevcut konumunuzu tekrar değerlendirmek artık şart.
Siber güvenlik tarafında meslektaşlarınıza tavsiyeleriniz olur mu?
Benim gördüğüm kadarıyla envanterine hakim olan, yani donanım ve yazılım envanterine hakim olan şirketler aslında bilgi güvenliği noktasında hep bir adım önde oluyorlar. Bir diğer önemli husus ise bilgi güvenliğinde içerideki bilgiye dışarıdan birilerinin erişmesini engellemek kadar, verinin içeriden dışarıya sızmasını engellemek de çok önemli. Bu noktada bazen birimleriyle birlikte çalışmak çok önemli hale geliyor. Eski alışkanlıkların değişmesi yönünde kurum içerisinde ciddi çalışmalar yapmak gerekiyor. Bilgi güvenliği noktasında kurumsal farkındalık bence en önemli konulardan bir tanesi. Biz bilgi güvenliği eğitimini artık toplulukta departman gözetmeksizin zorunlu hale getirdik.
Yapılan bu eğitimlerin çıktıları nedir?
Kurum içerisinde farklı eğitimler yapıyoruz. Farkındalık artırıcı eğitimlerin yanı sıra aslında oltalama denemelerimiz veya istihbarat yazılımlarında bir çalışanla ilgili bir şeyi yakaladığımız zaman o kişiye özel ek eğitimler de sağlıyoruz. Bizim yaptığımız tüm bu çalışmalarda sonra şunu gördük, işin yüzde yetmiş ikisi farkındalık ve son kullanıcının eğitiminden ve davranışlarından geçiyor. Yani biz ne kadar yatırım yaparsak yapalım içerideki kaynağın farkındalığını artırmamız gerekiyor ve bilgi güvenliği alanında şimdiki odağımız bu yönde.
Yatırım kararlarınızı verirken nelere dikkat ediyorsunuz?
Çekirdek IT tarafında bir karar verirken önceliğiniz her zaman içerideki envanter ve sistemlerle uyumlu bir çözüm bulmak gerekiyor. Bu sayede içerideki sistemler ile entegrasyonuna, uyumuna daha az zaman harcayabiliyorsunuz. Eğer iş birimlerinin kullanımına vereceğiniz bir teknoloji ise bu durumda birinci günden iş birimiyle el sıkışmak gerekiyor. Onlarla birlikte çözümleri değerlendirmek ve beraber bunu yürütmek bana çok anlamlı geliyor. Çünkü bunun tersi yapıldığında başarısızlıkla sonuçlanan çok örneği vardır. Çok iyi bir teknolojiyi getirebilirsiniz. Çok da iyidir çözüm. Bir Başka şirket çok iyi de kullanılıyor olabilir. Ancak iş birimlerine anlamlı gelmediği için sizde tutmayabilir bu çözüm. Ben bu yüzden iş birimlerinin ihtiyaçları ve taleplerine göz önünde bulundurmanın önemine inanıyorum.
IT kaynak yetersizliği sizin için de bir sorun mu?
Kaynak bulmak gittikçe zorlaşıyor. Bulunsa bile bütçesel anlamda çok hızlı yukarıya ivmelenen bir durum var. Piyasa gerçekleri var. Yurt dışına giden arkadaşlarımız oluyor. Tüm sektörlerde olduğu gibi bu genel bir sorun olarak giderek büyüyor. Teknoloji liderleri olarak bizlerin bu işe daha fazla odaklanmamız gerektiğini düşünüyor. Alarko Holding olarak bizlerin de gündeminde bu durum var elbette. Bu çerçevede daha tercih edilen bir yapıya dönüşebilmek ve var olan kaynakları içeride tutabilecek motivasyonu sağlamak en önemli konulardan bir tanesi.
Bulut konusunda çalışmalarınız var mı?
Bulut bilişim konusunda bir yol haritamız var ve daha fazla bu alanda büyümemiz gerektiğini biliyoruz. Ancak bu noktada da Türkiye’deki bazı regülatif konuları çözmemiz gerekiyor. Bu regülasyonlara uyum sağlamak veya buradaki doğru yol planını belirlemek için çaba sarf ediyoruz şu anda. Çünkü biliyoruz ki bulut bilişiminde daha hızlı büyüsek hem veriye odaklı büyümede hem müşteri memnuniyeti yaratmada daha hızlı ve çevik olabiliriz. Borsaya açık şirketlerimizin ve enerji sektöründeki şirketlerimizin bazı regülasyonlara tabiler. Bu alandaki operasyonlarımızı büyütürken, bu regülasyonları da gözetmek durumundayız. Ancak yerimizde durmuyoruz elbette. Alternatif çözümler üretme noktasında çaba gösteriyoruz.
“Bizim odak noktamız topluluk genelinde, oldukça geniş çerçevede bir dijital dönüşüm stratejisini hayata geçirmek. Bu çerçevede bizim için en uygun olan teknolojileri araştırarak operasyonel mükemmelliği destekleyen, veriye odaklı, dijital okur yazarlığı gelişmiş bir topluluk oluşturmak.”
DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE İNOVASYON DİREKTÖRLÜĞÜ KURDUK
Dijital dönüşümün olmazsa olmazlarından biri de şirketinize katacağınız yeni yaklaşımları, süreçleri, teknolojileri ve iş yapış biçimlerini keşfedebilmek. Bu yüzden BT dijital dönüşüm grup başkanlığı altında, inovasyon direktörlüğü kurduk. Bu direktörlük altında şirkete değer katabilecek yenilikleri keşfeden ve bunları hayatımıza katan bir odak grup oluşturmak istedik. Dijital dönüşümde sektörde bir kafa karışıklığı olduğunu görüyoruz. Teknoloji sektöründe her şey dijital dönüşüm gibi görünüyor. Ancak aslında bu toplamda organizasyonel bir dönüşüm. Bu kültürel dönüşümün içerisinde insan da var, yenilik de var, teknoloji de var. Biz bunları üst yönetim ile el sıkışarak yaptık. Kurmuş olduğumuz bu direktörlük yalnızca teknolojiye odaklanmıyor. Tüm iş birimleri ile ortak çalışarak dönüşümü hızlandırmaya çalışıyor. Bu sebeple diğer iş birimleriyle şirketin en üst seviyesinde komitenin takip ettiği, farklı birimlerin o komitede yer aldığı ancak BT olarak bizlerin liderlik ettiği bir oluşumdan bahsediyoruz. Aslında dönüşüm çerçevesi ve bizim bakış açımız oldukça geniş. Bu şekilde olması noktasında da el sıkıştık ve böylece yola çıktık. Şu anda ilk çıktılar oldukça olumlu. Kurumun daha bir geniş tabana yayılması, insanların sahiplenmesi ve çalışan memnuniyetinin arttırılması noktasında çalışmalar yapıyoruz. Yeni kaynaklar ve özellikle gençler için de tercih edilebilir bir yapıya dönüşmeye çalışıyoruz.
Alarko’nun çekirdeğinde nasıl bir yapı var. Burada temel bir ERP paketi mi çalışıyor, ya da birbirinden bağımsız yapılar mı var?
Alarko’ya bakıldığı zaman çok geçmişten bugüne kadar kendi bünyesinde yazılım geliştirme kültürüne sahip bir organizasyon. Çok geçmiş yıllardan bu yana bu şekilde. Bunun sektörde örneği de azdır. Tüm elektronik işlemleri bile kendi bünyesinde yazıp geliştirmiş bir entegratör gibi çalışan bir yapımız var. Bir de Alarko’da çalışanlar hep uzun yıllardır bünyemizdedir ve o arkadaşlarımızın geçmişten gelen çok güçlü bilgi birikimleri vardır. Tüm şirketlerimizde ve holdingde yazılım geliştirme noktasında kabiliyeti yüksek, yetkinliği yüksek arkadaşlarımız var.