Yeme-içme sektöründe teknolojinin gücü: 6 CIO’nun perspektifinden dijital dönüşüm stratejisi

Bu dosya konusunda, 6 farklı IT yöneticisinin gözünden yeme-içme sektöründeki dijital dönüşümün perde arkasına ışık tutuyoruz.

Dijital çağın hızı, geleneksel iş yapma biçimlerini her sektörde köklü bir değişime zorluyor. Yeme-içme sektörü de bu dönüşümden payını alıyor ve teknolojinin sunduğu olanaklarla daha verimli, müşteri odaklı ve yenilikçi bir yapıya bürünüyor. Artık sadece lezzetli yemekler sunmak yeterli değil; tüketiciler hızlı hizmet, kişiselleştirilmiş deneyimler ve sürdürülebilirlik beklentisiyle işletmelerden daha fazlasını talep ediyor.

Bu noktada, sektörün dijital dönüşümüne yön veren kilit aktörler olarak IT liderleri, yeme-içme işletmelerini geleceğe hazırlamak için stratejik adımlar atıyor. Müşteri verilerinin analizinden tedarik zinciri yönetimine, dijital ödeme sistemlerinden akıllı mutfak teknolojilerine kadar uzanan geniş bir yelpazede çözümler sunan liderler, kuruluşlarının sektörün değişen dinamiklerine ayak uydurmasına yardımcı oluyor.

Bu dosya konusunda, 6 farklı IT yöneticisinin gözünden yeme-içme sektöründeki dijital dönüşümün perde arkasına ışık tutuyoruz. Teknolojinin işletmelere sunduğu fırsatları, karşılaşılan zorlukları ve gelecekteki olasılıkları birlikte keşfederken, bu dönüşümün sektörde nasıl bir devrim yarattığını yakından inceliyoruz…

Turgut Kıroğlular

Divan Grubu BT ve Dijital Dönüşüm Direktörü

Viyana Teknik Üniversitesi Enformatik bölümünden mezun olduktan sonra 1998 yılında SAP danışmanı olarak sektöre adımını atan Turgut Kıroğlular, Beiersdorf grubu şirketlerinden tesa’nın global IT yapılanmasının kurulumu ve genişlemesi aşamalarında danışmanlık ve proje yöneticiliği yaptı. İş hayatının 14 yılı Almanya merkezli, Avrupa ve Güneydoğu Asya’da 20’den fazla ülkede dijital dönüşüm projelerinde geçen Kıroğlular, 2015 yılında Türkiye’ye döndükten sonra IT sektöründe farklı şirketlerde tedarikçi ve müşteri tarafında roller üstlendi. Odak alanı ise genel olarak SAP gibi büyük dönüşüm projeleri ve değişiklik yönetimi oldu. 

Divan ise hizmet sektöründe 1956’dan beri kalitesi ve sürekliliği ile saygı duyulan büyük bir marka. Otelcilik ve ziyafet merkezleri ile hizmet veren şirket; restoranları, kendi ürettiği ürünleri sattığı pastaneleri ve kafeteryaları ile 80’den fazla lokasyonda misafirlerine her zaman en üst kaliteyi sunmaya devam ediyor.

Yeme-içme sektöründe dijital dönüşümün ele alındığı dosya konumuzda Divan Grubu BT ve Dijital Dönüşüm Direktörü Turgut Kıroğlular şirketin 2024 yılı gündemini, 2025 odağını, sektördeki dönüşümü ve trend teknolojilerle ilgili düşüncelerini şöyle anlatıyor:

Mükemmel müşteri deneyimi için entegre çözümler: Divan Life

Önceliğimiz, misafirlerimize hizmet verdiğimiz her alanda uçtan uca en iyi deneyimi sunabilmek ve bunu sürekli kılmak. Bu yıl hayata geçecek olan Divan Life platformu; kurumsal sadakat ve kampanya yönetimi platformu Joyalty ile omnichannel satış platformu Token X’i ve online ve saha otelcilik uygulamalarımızı uçtan uca entegre edecek. Projeyi 10’dan fazla tedarikçi ile beraber gerçekleştirmekle beraber, iki grup şirketimiz Chippin ve Token, stratejik ortaklarımız olarak projenin belkemiğini oluşturuyor.

“Yapay zeka destekli veriye dayalı karar verme” projelerimize önce operasyonel verimlilik alanından başladık: Makine öğrenmesi ile gerçekleştirdiğimiz Vardiya Planlaması projesi, projenin asıl hedefinin yanı sıra, şirket olarak verinin önemi konusundaki farkındalığımızı artırdı. Otellerde hayata geçirdiğimiz Dinamik Oda Fiyatlandırması çözümü, hızlı değişen piyasa şartlarında en optimum fiyatı yakalamamızı sağlıyor. Açık kaynaklardan aldığımız fiyatları analiz ettiğimiz Rakip Fiyat Analizi ile piyasa fiyatlarını yasal çerçevede daha yakın takip edip fiyat geçişlerini daha doğru planlayabiliyoruz. Veriye dayalı karar verme çalışmalarımıza 2025 yılında misafir deneyimi alanını da ekleyerek devam edeceğiz.

Sürdürülebilirlik de Divan’ın stratejik odaklarından: KarbonNötr Konaklama Projesi ile misafirlerimizin karbon ayak izlerini nötrlemelerine destek oluyoruz. Dijital Tartı ile gıda atığını dijital olarak ölçüp kaynağında önlenmesi için adımlar atıyoruz. IoT Enerji Takibi ise tüm lokasyonlarımızdaki elektrik sarfiyatını anlık olarak takip etmemizi sağlıyor. Önümüzdeki dönemde, bu verileri çeşitlendirip detaylandıracağız. Bütün bu projeleri sürdürülebilirlik alanındaki vizyonumuzun başlangıç projeleri olarak görüyoruz.

S/4HANA ile stratejik dönüşüm

Divan Life; hem misafirlerimizi tüm hizmetlerimizle bir bütün olarak buluşturduğumuz konseptin hem de önümüzdeki senelerde devam edecek misafir odaklı programımızın adı. 2025’de hem otel hem de yeme-içme sektöründe, rezervasyondan otel/restoran içi ve sonrası hizmetlere kadar misafir deneyimini artırıcı, yapay zeka destekli, kişiselleştirilmiş hizmetlere odaklanacağız. 

İç operasyonlarımızı tamamen gözden geçireceğimiz S/4HANA projemizi iki ayrı etapta ele alacağız. Bu sene sonuna kadar başlatmayı planladığımız ilk proje tamamen tasarım odaklı olup, ardından başlatacağımız ikinci projede teslimatı gerçekleştireceğiz. Bu ayrımı yapmamızdaki amaç; tasarım aşamasında çıkan süreç ve organizasyon odaklı sorunların çözümü için gereken zamanı ayırıp doğru kararları alabilmek, ayrıca teslimat baskısının beklenen değeri üretemeden ilerlememize neden olmasını engellemek.

Veri, yapay zekanın öğrenmesi ve karar vermesi için gerekli temel yakıt. Öncelikle veri yönetişim yapımızı kurup, verimizin kalitesini ve sayısını artırmaya yönelik projeler gerçekleştireceğiz.

Divan; gıda ve konaklama kültürümüze uzun yıllardır hizmet eden köklü bir kurum. 2024’te kurulan Divan Akademi’yi büyütüp önce şirket içi sonra tüm Türkiye’nin hizmetine sunmayı, hatta ilerde dünyaya açabilmeyi istiyoruz. Gerekli dijital altyapı konusunda biz de bu önemli oluşumun bir parçası olacağız. 

Yeme-içme sektöründeki en önemli dönüşüm alanları neler olacak?

Yeme-içme sektörü de diğer sektörler gibi veriden daha iyi yararlanmak zorunda. Sahadaki tüm verilerin daha iyi okunup analiz edilebilmesinin önemi artacak. Stok-maliyet-planlama optimizasyonunun yanı sıra sürdürülebilirlik, envanter yönetimi, personel yönetimi, sipariş yönetimi gibi verilerin çok az ya da kısmi olarak toplandığı, çoğu zaman birbirinden bağımsız olarak değerlendirildiği yapıların yerini, sahayı daha etkin ve hızlı okuyabilen, gerçek zamanlı veri ile yöneten yapılar alacak. 

Veri paylaşımını kolaylaştıran, sadece kendi çözümünü dayatmayan, diğer çözümlerle de iletişimini hızlı ve kolay kuran şirketler öne çıkacak. İş modelleri de bu bağlamda farklılaşma gösterebilir, ortaklıklar gündeme gelebilir.

Kullanıcı deneyimi en önemli rekabet avantajlarından biri olmaya devam edecek. Buradaki pazarın yaratıcı çözümlerle hızlı bir dönüşüme gideceğini düşünüyorum.

Veri güvenliği ve KVKK gibi yasal zorunlulukları unutmamak lazım. Bu konularda gerekeni yapmayan şirketler çok büyük risklerle karşı karşıya. Öte yandan maliyet-performans dengesini doğru ayarlamak lazım. 

Bizi yavaşlatan işlerden arınmak istiyoruz!

En büyük odağımız; günümüzde artık bir zorunluluk olan dijital dönüşümün bir kültürel dönüşüm projesi olarak ele alınması. Önce insana ve kültüre yatırım yapacağız. En üst seviyede misafir deneyimi sunabilmek, sürekli değişime ayak uydurmak için inovasyon, çeviklik ve ekip çalışması gibi yetkinliklerimizin kuvvetlenmesi de gerekiyor. Sadece sorunlara hızlı çözüm sunmak yeterli değil.

Misafirlerimize dokunan tüm alanlarda stratejik ortaklıklara gideceğiz. Genişlemeye ve paylaşıma açık modern mimarilere ve bunu yönetecek organizasyonel ve süreçsel dönüşüme ağırlık vereceğiz. 

Mobil kullanımın önemi sürekli artıyor. Mobil misafir deneyimini uçtan uca deneyimle birleştirip en doğru şekilde sunmayı, mobil servislerin sayısını artırmayı hedefliyoruz.

Ofis ve fabrika süreçlerimizi S/4HANA Projesi ile gözden geçirerek kesinlikle basitleşme ve yalınlaşma odaklı çalışacağız. Misafir odaklı inovasyonlara daha fazla yer açabilmek için bu bir seçim değil, bir zorunluluk. Bizi yavaşlatan ve/veya hantallaştıran işlerden arınmak istiyoruz.

Yapay zeka sektörde fark yaratacak

Otellerimizde oda fiyatlandırını yapay zeka kullanarak belirliyoruz. Restoran ve pastanelerimiz için vardiya planlamasını yapay zeka ile yapmak için pilot çalışmalarımızı tamamladık. Operasyonel alanda planlamadan tedariğe, lojistikten personel yönetimine her alanda verimlilik sağlamak mümkün.

Asıl fark yaratacak alan ise misafirlerimize sunduğumuz hizmetlerde olacak. İhtiyaç ve beklentiler çok hızlı değişiyor, yaratıcı çözümlere ihtiyaç artıyor. Yapay zeka ile verilen hizmetlerin ve yapılan kampanyaların çeşitlendirilmesi ve kişiselleştirilmesi rekabet avantajı sağlayacak.

Nigar Ünlü

Terra Pizza BT Direktörü

2002 yılında yazılım danışmanlığı ile iş hayatına başlayan Nigar Ünlü, son 15 yılda perakende sektörünün farklı alanlarında çalışma fırsatı buldu. 2009 yılında Yazılım Yöneticisi olarak başladığı Mavi serüveninden, 2020 yılında Yazılım Direktörü olarak ayrıldı. Ardından startup ruhuyla İstegelsin’de Head of Development pozisyonunda görev aldı. Farklı altyapılar ve teknolojiler kullanarak, perakende sektöründe üretimden sahaya, tedarikçiden depoya birçok alanda dijital dönüşüm projeleri gerçekleştiren Ünlü, 2022 yılında Terra Pizza ekibine Dijital Dönüşüm & BT Direktörü olarak katıldı.

Terra Pizza ise 1995 yılında İzmir’de Pizza Pizza adıyla kuruldu. 2018 yılında, Mediterra Capital’in Pizza Pizza’yı yüzde 100 oranında satın almasıyla markanon adı “Terra Pizza” olarak değişti. Şirket şu anda, İzmir Torbalı’daki 8.000 m²’lik modern tesisinde üretim ve tedarik operasyonlarını sürdürüyor. Bayilik sistemiyle çalışarak, Türkiye’nin 45’ten fazla ilinde 180’den fazla şubede her gün misafirlerini ağırlayan Terra Pizza, 1000’in üzerinde kişiye de istihdam sağlıyor.

“Lezzet ve kaliteye verdiğimiz önemle, bugün pizza severlerin buluşma noktasıyız. Yerel değerlere bağlılığımız ve standartlarını korumaya büyük özen gösterdiğimiz hizmet kalitemizle; birliktelik, paylaşım ve kutlama gibi insanların keyif aldığı anları çoğaltıyoruz. ‘Gel, beraber olsun!’ sloganımızla misafirlerimize eşsiz lezzetler sunmaya devam ediyoruz.” sözleriyle Terra Pizza ailesinin bir parçası olmaktan gurur duyduğunu ifade eden Terra Pizza BT Direktörü Nigar Ünlü, şirketin 2024 yılı değerlendirmesini, 2025 yılı planlarını ve sektörün teknoloji dönüşümünü şöyle paylaşıyor:

“Depo ve Fabrika Modernizasyonu” yılı

2024 yılını Terra Pizza olarak, “Depo ve Fabrika Modernizasyonu” yılı ilan ettik. Depo yönetim uygulamamız ile lojistik ve üretim süreçlerimizi izlenebilir bir yapıya kavuşturmayı, böylece depo operasyonlarımızı daha etkin yönetmeyi hedefliyoruz. Stok seviyelerini ve sipariş akışlarını süreçlere uygun konfigürasyonlarla kontrol ederek operasyonel verimliliğimizi artıracağız.

Gerçek zamanlı veri analizi ile stok hareketlerini anlık olarak izleyip talep tahminleri yaparak, stok yönetimini daha hassas bir seviyeye getireceğiz. Yapay zeka (AI) algoritmalarını kullanarak envanter ve stok yönetimini otomatikleştirip olası sorunları önceden tespit ederek müdahale edebileceğiz. Bu sayede, depo operasyonlarımızın etkinliğini artırarak maliyetleri düşürmeyi ve müşteri memnuniyetini yükseltmeyi hedefliyoruz. Gerçek zamanlı veri senkronizasyonu için bulut tabanlı altyapı kullanarak stok yönetimindeki doğruluğu ve hızımızı artırmayı amaçlıyoruz. Aynı hedef doğrultusunda ilerleyebilecek tedarikçi firmalarımızla süreçlerimizi değerlendirip geliştirerek ilerliyoruz.

Uygulama seviyesinde çalışmalara başlamadan, altyapı ve siber güvenliği birinci önceliğimiz olarak ele aldık ve 2024 yılı başında altyapı modernizasyon çalışmalarını tamamladık. Fabrikamızın sürdürülebilirliği için altyapımızı yeniden tasarlayıp izlenebilir bir seviyeye getirdik.

Şirket içindeki uzun süreli manuel süreçleri gözden geçirerek RPA (Robotik Süreç Otomasyonu) teknolojilerini devreye alıyoruz. Bu sayede manuel süreçlerde çalışan ekip arkadaşlarımızı daha katma değerli görevlere yönlendirmeyi amaçlıyoruz.

Perakende sektöründeki en büyük önceliğimiz; müşterilerimize en iyi alışveriş deneyimini sunmak. Bu hedef doğrultusunda, kullanıcı arayüzü (UI) ve kullanıcı deneyimi (UX) tasarım süreçlerimizi yeniden ele aldık ve uygulama seviyesinde yeniden yapılandırma (refactoring) çalışmalarına başladık. A/B testleri ve kullanıcı geri bildirimleri aracılığıyla topladığımız verilerle müşteri sadakat uygulamamızı da ekleyerek uygulamalarımızı kullanıcı dostu hale getirip müşterilerimize mükemmel alışveriş ve lezzet deneyimini sunmayı amaçlıyoruz.

2024 yılı içinde odaklandığımız bir diğer proje, kurye süreçlerini optimize etmeye yönelik çalışmalar. Bu proje ile hem sipariş teslimat süreçlerini iyileştirmeyi hem de artan kurye maliyetlerini azaltmayı hedefliyoruz. Özellikle kurye rotası ve paket optimizasyonu üzerine yoğunlaşarak operasyonel verimliliği artırmayı ve lojistik maliyetleri minimize etmeyi istiyoruz. Bu optimizasyon sayesinde, en ideal teslimat süreleriyle müşteri memnuniyetini artırırken, kaynak kullanımını da en verimli hale getirmeyi planlıyoruz.

Yazılım projelerimizi geliştirirken şirket içindeki siber güvenlik altyapısını da güçlendirmeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl DLP (Veri Kaybı Önleme) sistemini devreye alarak hareket halindeki, durağan ve anlık verilerin nerede kullanıldığını ve hangi işlemlerden geçtiğini analiz ederek, veriyi DLP ile filtreleyip sınıflandırabiliyoruz. 2024’ün ikinci yarısında da altyapımıza AI tabanlı bir XDR (Genişletilmiş Tespit ve Yanıt) çözümü ekledik. Bu çözüm ile uç nokta güvenliği, tehdit tespiti, bulut güvenliği ve BT operasyonlarını tek bir platformda birleştirerek kapsamlı bir koruma sağlamayı hedefliyoruz. XDR uygulamamız, yeni öğrenme yetenekleri sayesinde benzer tehditleri daha hızlı tespit edip analiz yaparak hızlı ve etkili aksiyon almamızı sağlayacak.

Hijyen standartlarını, IoT ve AI algoritmalarıyla denetleyeceğiz

2025 yılında da yeme-içme sektöründe en önemli odak noktalarımızdan biri olan müşteri memnuniyetini artırmaya devam edeceğiz. 2024 yılı içinde başlatacağımız IoT (Nesnelerin İnterneti) projelerini 2025 yılında da geliştirerek ilerletmeyi hedefliyoruz. Yılın başından itibaren süreçlerimize IoT, yapay zeka (AI) altyapısı ve görsel işleme teknolojilerini nasıl entegre edeceğimize dair değerlendirmeler yapıyoruz. Bu süreçlerin ana amacı; şubelerimizde üretilen pizzaların kalitesini denetlemek, şube hijyenini değerlendirmek ve çalışan memnuniyetini ölçmek. Müşterilerimizin verdiği siparişler ile fırından çıkan pizzaları eşleştirerek ürün doğruluğunu sağlamayı amaçlıyoruz. 

Yeme-içme sektöründe hijyen, müşteriye sunduğumuz hizmetin kritik unsurlarından biri. Bu nedenle, hijyen standartlarını sürekli izlemek için IoT süreçleri ve AI algoritmalarını kullanarak denetim yapmayı hedefliyoruz.

Çalışan ve müşteri memnuniyetini görsel işleme teknolojisiyle analiz ederek gerektiğinde operasyon yöneticilerimize hızlı aksiyon aldıracak bir alarm mekanizması geliştirmeyi planlıyoruz.

Birçok teknoloji müşteri deneyimini dönüştürecek

2025’te yeme-içme sektöründe dijitalleşme ve otomasyon ön planda olacak. Yapay zeka ve makine öğrenimi, sektörde büyük bir dönüşüm yaratacak. AI tabanlı kişiselleştirme motorları; müşterilerin geçmiş siparişlerini, arama geçmişlerini ve tercihlerine göre özelleştirilmiş menü önerileri sunacak. Bu, veri analitiği ve algoritma optimizasyonu sayesinde hem müşteri deneyimini iyileştirecek hem de restoranların satışlarını artıracak. Doğal dil işleme (NLP) teknolojileriyle çalışan chatbotlar, müşteri hizmetlerinde hızlı ve etkili destek sağlayacak.

Mutfaklarda ve teslimat süreçlerinde robot teknolojisi ve otomasyon çözümleri üretkenliği önemli ölçüde artıracak. Robot şefler, yemekleri standartlara uygun ve hızlı bir şekilde hazırlayacak. Örneğin; yemek hazırlama robotları, pişirme sürelerini optimize ederek hatasız sonuçlar verecek. Teslimat için otonom araçlar, siparişleri hızlı ve güvenli bir şekilde müşterilere ulaştıracak. Böylece teslimat süreçleri daha verimli hale gelecek. Ayrıca IoT cihazları, mutfaktaki ekipmanların performansını izleyerek bakım ihtiyaçlarını tahmin edecek ve üretkenliği artıracak.

Temassız sipariş ve ödeme sistemleri büyük bir ivme kazanacak. QR kodları ve mobil cüzdan uygulamaları, müşterilere hızlı ve güvenli ödeme yöntemleri sunacak. Bu sayede işlem süreleri kısalacak ve müşteri memnuniyeti artacak. Akıllı terminal sistemleri ve NFC (Yakın Alan İletişimi) teknolojisi, ödeme süreçlerini daha da kolaylaştıracak. Gıda izlenebilirliğinde blok zincir teknolojisi kullanılacak. Bu, müşterilerin tükettikleri yiyeceklerin kökenini ve tazeliğini şeffaf bir şekilde doğrulamalarına olanak tanıyacak. Blok zincir tabanlı sistemler, tedarik zincirindeki her aşamayı izlemeyi ve böylece operasyonel verimliliği artırmayı mümkün kılacak.

Son olarak, sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojileri yeme-içme sektöründe kendini gösterecek. Müşteriler, AR gözlükleri ile yemeklerin nasıl hazırlandığını gerçek zamanlı olarak görebilecek. VR ise restoranların sanal turlarını sunarak mekanları önceden deneyimlemelerine olanak tanıyacak. AR uygulamaları, menü öğelerini 3D olarak görmeyi ve etkileşimli tarifler keşfetmeyi sağlayacak. 

Bu teknolojiler, yemek deneyimini tamamen yeni bir boyuta taşıyacak ve restoranların üretkenliğini artıracak.

Yapay zeka, veri ve bulut teknolojileriyle geleceğe yatırım

Müşteri odaklı bir dönüşüm gerçekleştirmek için şirketimiz, bilişim alanında birkaç ana yatırıma odaklanmayı planlıyor. Öncelikle, yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerine yatırım yaparak müşterilerimizin davranışlarını daha iyi anlayabilir ve onlara hem şubelerimizde hem de uygulamalarımızda kişiselleştirilmiş deneyimler sunabiliriz. Bu teknolojiler, müşteri ihtiyaçlarını tahmin etmemize ve otomatik yanıt sistemleri oluşturmamıza yardımcı olacak.

Bir diğer önemli yatırım alanımız, veri analitiği ve büyük veri çözümleri olacak. Müşteri ve bayi verilerini etkili bir şekilde toplamak ve analiz etmek, ihtiyaçlarını daha iyi anlamamıza ve stratejik kararlar almamıza olanak tanıyacak. Bu veriler, hizmetlerimizi ve ürünlerimizi daha iyi bir şekilde özelleştirmemizi sağlayacak. Modern CRM sistemleri ile müşterilerimizle olan etkileşimlerimizi takip ederek memnuniyeti artırmak için gerekli analizleri gerçekleştireceğiz.

Bulut teknolojilerine yapacağımız yatırım da kritik öneme sahip. Mevcut sistemlerimizi çoklu bulut yapılarında yönetiyoruz. Sistemlerimizi büyütürken bulut bilişim altyapısı bize daha esnek, ölçeklenebilir ve sürdürülebilir hizmetler sunmaya devam edecek. Bu alanda da yatırım yapmayı sürdüreceğiz.

Son olarak, çalışanlarımızı yeni teknolojilere ve müşteri hizmetleri stratejilerine uygun şekilde eğitmek için eğitim programlarına yatırım yapacağız. Bu sayede ekiplerimizi geliştirerek dönüşüm sürecimizin başarılı bir şekilde ilerlemesini sağlayacağız. Bu alanlara yapacağımız yatırımlar, çalışan mutluluğunu artırırken müşteri odaklı dönüşümümüzü de destekleyecek.

Operasyonel verimlilikten kişiselleştirilmiş deneyimlere, devrim niteliğinde yapay zeka uygulamaları

Yapay zeka; yeme-içme sektöründe devrim yaratma potansiyeline sahip ve şu anda çeşitli uygulama alanlarında kullanılmakta. Örneğin; makine öğrenimi algoritmaları, restoranların geçmiş verilerini analiz ederek talep tahminleri yapabiliyor. Bu sayede, stok yönetimi ve envanter kontrolü süreçleri optimize edilerek malzeme israfı en aza indiriliyor.

AI tabanlı chatbotlar ve sesli asistanlar, müşteri etkileşimlerini otomatikleştirerek müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) süreçlerini iyileştiriyor. Bu sistemler, doğal dil işleme (NLP) teknolojisi kullanarak müşterilere gerçek zamanlı yanıtlar verebiliyor, sipariş alabiliyor ve menü hakkında bilgi sunabiliyor.

Gelecekte, yapay zekanın daha ileri seviyelerde entegrasyonu; kişiselleştirilmiş öneri sistemleri ve akıllı menü tasarımı gibi çözümleri içerebilir. Derin öğrenme (deep learning) teknikleri, müşterilerin geçmiş siparişlerini analiz ederek kişiselleştirilmiş tavsiyeler sunabilir. Ayrıca robotik otomasyon ve akıllı mutfak cihazları ile yemek hazırlama süreçleri daha verimli hale getirilebilir, bu da operasyonel maliyetleri azaltabilir.

Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) gibi interaktif teknolojiler de müşteri deneyimini zenginleştirebilir. AR teknolojisi sayesinde müşteriler, restorana gitmeden önce menüyü sanal olarak inceleyebilir ve yemeklerin sunumlarını önceden görebilirler.

Özetle, yapay zeka ve ilgili teknolojiler, yeme-içme sektöründe hem operasyonel süreçleri optimize etme hem de yenilikçi müşteri deneyimleri sunma açısından büyük fark yaratabilir. Bu teknolojiler, veri analitiği ve bulut bilişim altyapılarıyla desteklendiğinde sektörün geleceğinde önemli bir rol oynayacak.

Fatih Özengin

Kahve Dünyası BT Müdürü

Çalışma hayatının ilk bölümünde, ağırlıklı olarak süreç analizi, süreç iyileştirme, ERP çözüm danışmanlığı, proje yönetimi ve yazılım projeleri gibi alanlarda çeşitli pozisyonlarda yöneticilik yapan Fatih Özengin, daha sonra masanın diğer tarafına geçerek, tecrübesini teknolojiye yatırım yapan kurumlarda değerlendirme kararı aldı ve farklı sektörlerde Bilgi Teknolojileri operasyonlarından sorumlu yönetici olarak görev aldı. Danışmanlık tecrübelerinin yanı sıra, saha deneyimi ve akademik teorik bakış açısıyla konulara yaklaşmaya özen gösterdiğini belirten Özengin, bu nedenle görev aldığı kurumlarda bir BT vizyonu oluşturmak ve kurumsal stratejilere hem destek olmak hem de yön vermek amacıyla katkıda bulunuyor.

Kahve Dünyası ise yarım asırdır kahve ve kakao ticareti yapan, 30 yıla yaklaşan çikolata deneyimi bulunan Altınmarka Grubu’nun bir üyesi. İlk mağazasını İstanbul’un Eminönü semtinde açan şirket, misafirperverliği ve ikram kültürü sayesinde, kısa sürede sektörün öncü markalarından biri haline geldi. Günümüzde, Türkiye’nin coğrafi penetrasyonu en yüksek kahve ve çikolata zincir olarak konumlanan Kahve Dünyası’nın yurt içinde 300’ü aşkın mağaza ve 1.000’e yakın satış noktası; yurt dışında ise 14 mağazası bulunuyor. Her gün 100 bini aşkın misafirine hizmet veren şirket, tüm mağazalarının işletmesini üstlenerek kalitesini garanti altına alıyor ve kahve, çikolata, dondurma, unlu mamul ve fit lezzetlerden oluşan bini aşkın ürün çeşidini, Türkiye’de benzeri olmayan bir kahve mağazacılığı anlayışıyla sunuyor. “Hepimizin Ortak Noktası” söylemiyle faaliyetlerini sürdüren Kahve Dünyası, kurumsal sosyal sorumluluk projelerini budunyahepimizin.org platformunda bir araya getiriyor.

Kahve Dünyası BT Müdürü Fatih Özengin de bu yıl hayata geçirdikleri projeleri, müşteri odaklı dönüşüm yol haritasında yapacakları yatırımları ve sektörün trend teknolojilerini şöyle değerlendiriyor:

Misyonumuz; verimlilik, çok kanallı pazarlama, iş zekası ve güvenlik

Bilgi Teknolojileri misyonumuzu dört ana başlık altında topladık. İlk olarak, üretim ve lojistik operasyonlarda iç verimliliği artırmaya odaklanıyoruz. İkinci olarak, mağaza kanallarında çok kanallı pazarlama yatırımlarına ağırlık veriyoruz. Gıda sektöründe faaliyet gösterdiğimiz ve sıcak satış yaptığımız için müşteri taleplerini zamanında sezmek ve ölçmek büyük önem taşıyor. Müşterilerimize mümkün olduğu kadar çok kanaldan tutarlı ve doğru ürün ve kampanya bilgileri sunarak, müşteri segmentasyonunu yönetip müşteri tercihlerine göre ürün ve kampanya adreslemesi yaparak, rekabet avantajı elde etmeyi hedefliyoruz. Üçüncü olarak, satış, lojistik ve üretim operasyonlarının planlanması amacıyla bütçe yönetimi ve iş performansını ölçmeye yönelik iş zekası projelerine ağırlık veriyoruz. Son olarak, sistem entegratörleriyle iş birliği yaparak bilgi güvenliğini en üst düzeyde sağlamayı hedefliyoruz.

Müşteriye özgü ürün ve pazarlama kampanyaları sunacağız

Özellikle sıcak satışın ve ürün çeşitliliğinin olduğu mağazalarımızda kampanya ve fiyat yönetiminin esnek ve çevik olması gerekiyor. Müşterilerimize değişen dinamik hizmet ve ürünlerimizi doğru şekilde ve doğru zamanda sunabilmemiz büyük önem taşıyor. Bu bağlamda, dijital ekranlar projemiz kritik bir rol oynuyor. Mağazalarımızda müşteri kuyrukları oluşabiliyor ve bu projeyle kuyruk analizleri yaparak olası satış kayıplarını gözlemlemeyi hedefliyoruz. Projenin ikinci aşamasında, mağazalarımızı ziyaret eden müşterilerimizi (yaş, cinsiyet vs.) gruplandırarak dijital ekranlarda ilgili müşteriye özgü ürün ve pazarlama kampanyaları sunmayı planlıyoruz. Ayrıca müşteri yoğunluk analizlerine göre mağaza bazında online kiosk yatırımlarını değerlendiriyoruz. 

Diğer önemli bir müşteri deneyimi yatırımımız ise Arabaya Servis (Drivethru) konseptiyle açılan ve açılacak Arabana mağazalarımız olacak. Bu mağaza konseptinde, müşterilerimiz araçlarından inmeden siparişlerini verip ürünlerini alabiliyorlar. Ayrıca mobil uygulamamızı ve e-ticaret sitemizi daha çevik ve esnek kampanya içerikleri, ürün içerikleri ve entegrasyon kapasitelerini artırmak amacıyla yeni teknolojik platformlara taşıyor ve yükseltiyoruz. Enflasyonist ortamda sürekli yaşanan ürün fiyat değişiklikleri nedeniyle dijital etiketleme projesi de gündemimizde.

Yapay zeka ile talep tahmini ve operasyonel mükemmellik

Dünyanın her köşesinde, ister üretim yapsın ister hizmet versin, tüm ticari firmalar müşteri talebini ürün ve servis bazında tahmin etmeye çalışıyor. Kahve Dünyası olarak, bu konsepti sistemleştirme hedeflerimiz arasında; mağazalarımızın ve tüm satış kanallarımızın talep edilen ürünlere daha fazla yer vermesi, müşteri kaybı yaşamadan satış yapılabilmesi, lojistik ve tedarik zinciri açısından doğru hammaddeyi tedarik edebilme, doğru ürünün üretilmesi ve mamul depolama ile sevkiyatına kadar operasyonel iç verimliliğin sağlanması yer alıyor. Bu sayede stratejik rekabet üstünlüğü, ürün kârlılığı gibi hedeflerin yanı sıra, lojistik anlamda da verimlilik amaçlarımıza ulaşma konusunda önemli bir yol katetmiş olacağız. Özellikle ürün ve bölge bazında geçtiğimiz dönemlere ait satış performansları ve müşteri satın alma eğilimlerini baz alarak vergisel uygulamalar, kampanya etkileri, faiz-döviz politikaları ve diğer ticari ekonomik parametreleri yapay zeka algoritmalarına dahil edip ürün bazında dönemsel tahminleme yapabilmek, gıda sektöründe kritik bir başarı faktörü olacaktır.

Yasin Usta

HD Holding BT Direktörü

Selçuk Üniversitesi Programlama bölümünden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi Mühendislik Yönetimi bölümünde yüksek lisansını tamamlayan Yasin Usta, küçük yaşlardan itibaren analiz etme, keşfetme ve inşaa etme merakı sonucunda, kariyerine bilgi teknolojileri alanda yön verdi. Eğitim hayatı boyunca birçok staj ve proje deneyimi oldu ve İstanbul Üniversitesi’nde yazılım geliştirme üzerine bir sertifika programına katıldı. Üniversite hayatı boyunca, öğrenci kulüplerinde aktif rol alarak liderlik becerilerini geliştiren Usta, üniversite eğitimi sırasında tanınmış Elumatec AG şirketinde yaz stajlarını yaptı. Bu süreçte CNC sektöründe yazılım süreçleri ve proje yönetimi süreçlerinin yürütülmesinde görev aldı ve yazılım stratejileri hakkında değerli bilgiler edindi. Şu anda HD Holding’te bilgi teknolojileri departmanında BT Direktörü olarak çalışan Yasin Usta; yazılım, analiz, iş çözümleri ve proje yönetimi konularında güçlü bir arka plana sahip. İletişim ve takım çalışması becerileri sayesinde de çeşitli projelerde iş birliği yaparak fikirleri etkin bir şekilde geliştirmeye devam ediyor.

Ankara’da kurulan HD Holding ise 1995 yılından bugüne Türk mutfağının geleneksel lezzetlerini misafirlerine sunmaya devam ediyor. HD İskender ile başlayan yolculuğuna, Pidem ve Makarnam markalarını da dahil ederek lezzet ağını genişletiyor.

HD Holding, dışarıda yemek yeme deneyiminin hakkıyla ve ulaşılabilir şekilde gerçekleştirilmesi için çalışıyor. İşinin ehli ustaların hazırladığı Türk mutfağı lezzetlerini ulaşılabilir fiyatlarla, önceliği misafir memnuniyeti olan ekiplerin desteğiyle, herkesle buluşturan şirket, bulunduğu her pazarda Türk mutfağının lider temsilcisi olmayı hedefliyor. HD Holding bünyesindeki markaların başarısının arkasında ise kurucularının da sahip olduğu değerler yatıyor: Ülkesi için değer yaratma, misafirlerine iyi ve kaliteli hizmet verme ve yapılan her işin en iyisini yapma tutkusuyla çalışarak, sahip oldukları ve korumaya çalıştıkları tüm değerleri HD Holding çalışanlarının da benimsemesine büyük önem veriyor. Saygı, güvenirlik, misafir odaklılık, performans kültürü ve takım çalışmasının odak noktasında olduğu değerler, çalışanların en iyi hizmeti sunmasında da markanın gücünün artmasında da büyük rol oynuyor. Bu tutku, HD Holding’i bugün 50 ilde 300’ü aşkın restoran sayısıyla “Türkiye’nin en büyük yerli restoran zinciri” haline getiriyor.

Yoğun geçen 2024 yılını paylaşan HD Holding BT Direktörü Yasin Usta; 2025 yılındaki odak noktalarını, yeme-içme sektöründeki en önemli dönüşümü, yapay zeka teknolojisinin sektöre yaratacağı etkiyi şu şekilde anlatıyor:

Dijital dönüşümle güçlenen iş süreçleri

Dijitalleşme alanında birçok projeye odanlanıdık. İş süreçlerinin dijitalleştirilmesi, veri analitiği ve raporlama uygulamaları ile paket satış altyapısının güçlendirilmesi projeleri öne çıkan projelerimizden. İş süreçlerinin dijitalleştirilmesi alanında ise geçtiğimiz yıl SAP S/4 HANA geçişini gerçekleştirdik, bu yılda SAP EWM projemizi devreye alacağız. Raporlama süreçlerimizde de mobilitemizi artırmayı ve doğru veriye ulaşımı hızlandırmayı hedefliyoruz. Covid-19 salgınından sonra tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeme-içme alanında alışkanlıklar değişti. Biz de paket süreçlerimizi dijitalleştirecek gelişmeler üzerinde çalışıyoruz.

Veriyi bilgiye dönüştürme ve sürdürülebilir başarı yolunda dijital stratejilere odaklanacağız

Hepimizin bildiği gibi, her zamankinden çok daha fazla data üretiyoruz. Data bolluğu içindeyiz fakat bilgiye açız. Data kirliliğinin önüne geçerek bilgiye dönüştüren yollarda bilgiyi merkezileştirip raporlamalarımızı en doğru modelde yapmak için projeler geliştiriyoruz. Öte yandan, yine herkesin bildiği gibi son dönemlerde en önemli konuların başında sürdürülebilirlik geliyor. Tek seferlik başarı ya da çıktılar yerine, takım olarak sürekli başarı elde etmek birliktelik açısından önemli. Sürdürülebilir insan kaynağı, sürdürülebilir süreçler ve sürdürülebilir teknolojiler kurgulayarak her adımda başarı odaklı alacağız.

Tüm bu işlemlerin merkezinde de “hız” kelimesi yatıyor. Tek başına hızı değil, doğru ve sürekli hızı tüm süreçlerimizde artıracağız ve rakiplerimizden farklılaşmaya odaklanacağız. Son olarak, dünyamızın içinde olduğu siber güvenlik süreçlerinde ilerlemeler kaydedecek ürünleri sistemlerimize entegre edeceğiz. Bu süreçlerin başında da uygulama güvenliği olacak.

Mutfakta yapay zeka teknolojisi!

Yapay zekayı hayatın hemen her alanında kullanmaya başladık. Restoranlar da yapay zeka ile sipariş yönetimini, müşteri etkileşimlerini ve envanter kontrolünü optimize ediyor. Bu da verimliliği ve misafir memnuniyetini artırıyor. Yapay zeka, restoranlarda sipariş yönetiminden envanter kontrolüne kadar birçok alanda restoran yöneticilerine yardımcı oluyor.

Sipariş Yönetimi: Yapay zeka destekli bir sipariş takip programı, misafirlerin siparişlerini daha hızlı ve doğru bir şekilde almamızı sağlayacak. Doğal dil işleme (NLP) teknolojisi kullanılarak sesli siparişleri anında mutfağa iletebileceğiz. Ayrıca geçmiş sipariş verilerini analiz ederek ve misafirlerin tekrar eden sipariş alışkanlıklarını öğrenerek kişiselleştirilmiş öneriler sunabileceğiz.

Müşteri Etkileşimi: Restoranlar, yapay zeka tabanlı chatbotlar ve sanal asistanlar kullanarak müşteri hizmetlerini 7/24 aktif tutabiliyor: Rezervasyon işlemleri, menü bilgileri ve özel talepler gibi çeşitli konularda anında destek sağlanabiliyor. Ayrıca misafir geri bildirimlerini analiz eden yapay zeka, restoranın hizmet kalitesini iyileştirmek için de önemli görevler üstlenebilir.

Envanter kontrolü: Yapay zeka, stok seviyelerini gerçek zamanlı olarak izleyebilir ve optimize edebilir. Talep tahmini algoritmaları kullanarak, işletmedeki hangi ürünlerin ne zaman ve ne miktarda sipariş edilmesi gerektiğini belirleyebilir. Stok fazlası veya eksikliğinin önüne geçerek, restoran maliyetlerini düşürebilir. Bu sayede, restoranlar kaynaklarını daha verimli bir şekilde kullanarak rekabet avantajı elde edebilirler. Envanter kontrolü yapan restoranlar tedarik zincirlerini optimize ederek gıda israfını da önleyebilirler. 

Müşteri etkileşimi alanında CRM ürünlerine yatırım yapmaya devam edeceğiz. “Pidem” markamızda bu yatırımlarımızı yaptık, diğer markalarımızda da devreye alacağız. Dünya her zamankinden çok daha hızlı olmaya başladı. Müşterilerimizi tanımak ve onlar ile bağlar kurmak sadık bir müşteri topluluğu yaratmak geleceğin en önemli fark yaratan konusu olacak.

Teknoloji ile dönüşen restoranlar

Teknolojik yenilikler, tüketiciye daha üst düzey bir hizmet sunmak isteyen sektörler için bir değişim ve gelişim kaynağıdır. Restoran sahipleri için önceleri yemek siparişi vermek için kullanılan teknoloji, günümüzde farklı bir boyuta ulaştı. İnteraktif akıllı masalar, sanal çubuklar ve robotlar sayesinde gelişmiş bir teknik hizmet ve müşterilerin farklı bir deneyim yaşamasını sağlayan yenilikler, yeme-içme sektörü için heyecan veriyor.

Dışarıda yemek yeme olgusu artık günümüzde sosyalleşme, iletişim ve eğlence aracı kullanılıyor. Bu amaçla; yemek yoluyla insan iletişimini ve sosyalleşmeyi, eğlendirmeyi ve geliştirmeyi amaçlayan girişimler, ticari çözümler olarak ortaya çıkıyor. Bu yeniliklerden biri olan akıllı masalar, yemek ve eğlence için yeni bir yol olarak tanımlanıyor. Yeme-içme sektöründe yapay zeka teknolojisinin kullanım amaçları doğrultusunda ortaya çıkan kiosk, tavsiye robotları, chatbotlar, robotlar, akıllı masa gibi teknolojik uygulamalar sektöre pek çok fayda sağlayacak. Dünyadaki örnekleri ise şöyle;

Akıllı masa ürünlerini geliştiren “interactive restaurant technology” firması, farklı kullanım özelliklerine ait akıllı masaları satışa sundu. Halka açık alışveriş merkezleri gibi mekanlarda kullanım için dijital sipariş, bilgi alışverişi ve kafeler için ödeme seçeneği sunan kafe masaları, yapay zeka destekli garsonsuz sipariş, sosyal medya kullanımı, oyun, parmak boyama, diğer masalardaki kişilere mesaj gönderme gibi özellikleri bulunan kapsamlı apps koleksiyonu masaları gibi farklı temalarda akıllı masaları bulunuyor. Örneğin; Londra’da bulunan ‘’inamo’’ restoranı, misafirlerine farklı deneyim yaşatmak için akıllı masaları tercih ediyor. Kullandığı teknoloji ile ünlü olmaya çalışan restoran, 2019 yılında “Teknolojinin En İyi Kullanımı” ödülünü aldı. Kullandığı akıllı masalarla, müşteriye canlı şef kamerası ile mutfak operasyonunu görüntüleme, oyun oynama, masaüstünü süsleme gibi birçok olanak sağlıyorlar.

Yemek servisi ve mutfaklarda kullanılan robot örneklerine bakıldığında; Moley (dünyanın ilk ev robotik şefi); Londra merkezli Moley Robotics şirketi tarafından “Robo-Şef” olarak ilk defa 2015 yılında üretildi. Set üstü ocak, mutfak robotu, bulaşık makinesi, temel aletler ve mutfak eşyaları bulunan bir mutfak bu. Yemek hazırlayan insanın hareketlerini kaydedip, ne yapması gerektiğin öğrendiği bir özelliğe sahip. 

Flippy ise kızartma ızgara, hazırlama ve kaplama işlemlerine yardımcı olan başka bir yapay zeka ürünü. Sıcaklık kontrolüne, gıdayı izlemesine ve görmesine izin veren sensörler ve kameralarla bütünleşmiş bir yazılım ile çalışıyor. Fast food sektörü, çalışanlarının devir hızı yüksek olduğu bir sektördür. Bu sektörde yer alan CaliBurger firması da 2017 yılında California’da Flippy robotlarını kullanmaya başladı. 

Japon teknoloji şirketi SoftBank da “Pepper” adında bir insansı robot üretmek için MasterCard ile iş birliği yaptı. Pepper; müşteri siparişlerini işleyen, ürün önerileri sunan ve müşterilerin robotun el tabletini kullanarak hesaplarıyla ödeme yapmalarını sağlayan bir robot garson.

Chatbotlar; restoranların müşteri taleplerine cevap vermek, müşteri siparişlerini işlemek ve kişiye özgü siparişler oluşturmak için yapay zeka üzerine kurulu sanal asistanlardır. Bu alandaki örnek uygulamalara bakacak olursak da bu yapay zeka uygulamalarından biri olan “Say2eat” 2015 yılında ortaya çıkan bir girişim. Say2eat; gıda hizmet zincirleri ve perakendecilere, müşteri ilişkileri becerilerini geliştirmelerinde yardımcı oluyor. Facebook Messenger, SMs ve Amazon Echo gibi uygulamalarla bütünleştirilen Say2eat sayesinde, tüketiciler kolaylıkla sohbet botları ile restorana yemek siparişi verebiliyor.

Tavsiye motorları ise tüketicilerin yemek tercihlerine göre yemek seçmelerine yardımcı olmak için tasarlanan yapay zeka uygulamalarıdır. İnsanların zevkini belirleyen böylece insanların doğru seçimler yapmalarını sağlayan yapay zeka uygulamalarından biri olan “Halla“ 2016 yılında Los Angeles merkezli olarak kuruldu. Tavsiye motorunun kullanılmasıyla, müşteriler önceden belirlenmiş olan lezzet profili ve özelliklerine uygun yemek deneyimleriyle eşleştiriliyor. Müşterinin yemek tercihleri ve konumlarına uygun olacak şekilde, ilgilerini çekebilecek restoranlarla ilişkilendirmeyi sağlıyor. 

2013 yılında yapay zeka uygulamaları üzerine kurulan “TellSpec” şirketi de insanlara seçtikleri yemekler konusunda daha sağlıklı seçimler yapma özelliğini sunuyor. TellSpec tarafından geliştirilen cihaz bir gıdaya doğru yöneltildiğinde, gıda hakkındaki yağ değeri, toplam kalori değeri, glisemik indeks değeri gibi veriler cep telefonu uygulamasına yansıyor.

Son olarak kiosklar, müşterilerin bekleme süresini azaltmak ve müşteri sipariş deneyimini geliştirmek için oluşturulmuş yapay zeka uygulamalarıdır. McDonald’sın self servis kiosku, dijital menü kartları kullanarak hava durumuna, mevsimlere ve müşterinin tercihlerine göre önerilerde bulunuyor. İçeceklerin şeker miktarı, hamburgerlerin sos seçimleri ve tuz seçimi gibi kişiselleştirmeler sunan bu dokunmatik ekran üzerinden yemek seçimini yapan müşteri, siparişini tamamlayıp ödemesini de gerçekleştirebiliyor.

Kerem Özlü

BigChefs BT Direktörü

2007 yılında, Bilgisayar Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra kariyerine Turkcell’de Sistem Uzmanı olarak başlayan Kerem Özlü, iki yıla yakın bir süre Turkcell’de çalıştıktan sonra Yazılım Destek Uzmanı olarak Protel’e geçti. Restoran ve otel otomasyonlarının yanında, ek yazılım destek ve geliştirme görevlerinde de çalıştı. Kariyerinin uzun bir bölümü olan Zorlu Holding’te ise yaklaşık 7 yıl Bilgi Teknolojileri Müdürü olarak görev yapan Özlü 2018 yılından bu yana, yurt içi ve yurt dışında 150+ şubesi bulunan ve bünyesinde Numnum, NN Street Food, Buselik ve yeni markaların da yer alacağı BigChefs’te Bilgi Teknolojileri Direktörü olarak çalışmalarına devam ediyor.

Big Chefs’in odağında enerji verimli teknolojilerin yer aldığını ifade eden BigChefs BT Direktörü Kerem Özlü, müşteri deneyimi odağında pek çok projeyi hayata geçireceklerini belirterek, yol haritasında yer alan başlıkları şu şekilde dile getiriyor:

Sürdürülebilir projelerle sektörde rol model oluyoruz

2024 yılı içerisinde mobil uygulama ve hızlı ödeme teknolojilerine yönelik çalışmalarımız oldu. Aynı zamanda, dijital dönüşüm süreçlerine de tam entegre olarak çalışmaya başladık. E-Adisyon, Vuk-507 gibi yeni nesil çözümlere entegrasyon sağladık. Yapay zeka destekli yazılım ve kameralar ile duygu durum analizi ölçümüne de başladık. Servis yaptığımız robotları sisteme tam entegre ederek, siparişin tüm aşamalarında ve ödeme ile sonlandırılmasında kullanıma da başlıyoruz.

Öte yandan çevreye olan sorumluluğumuz kapsamında yaptığımız Güneş Enerjisi Santrali (GES) Sözleşmesi, BigChefs’in çevre ve sürdürülebilirlik vizyonunun önemli bir adımı olarak değerlendiriliyor. Enerji Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 5.1.h maddesinde belirtilen limitler çerçevesinde kurulacak olan güneş enerjisi santrali, 1,749 kWp kapasiteye sahip olacak. BigChefs olarak, topluma ve geleceğe sorumlu marka olma misyonuyla hareket ederek gıda israfını azaltmak, atıkları geri dönüşüme kazandırmak, enerji verimliliğini artırmak, atıksız mutfak pratiklerini yaygınlaştırmak, yerel üreticiyi desteklemek ve tedarik zincirini sürdürülebilir hale getirmek gibi bir dizi önemli çevreci inisiyatif ve proje başlatarak sektörde rol model olduk.

Sürdürülebilir iş modelini yurt içinde ve yurt dışındaki şubelerinde uygulamaya devam eden BigChefs, mutfakta hiçbir lezzetin hikayesinin bitmemesi için Michelin yıldızlı Innocenti Evasioni’nin Kurucu Şefi Tommaso Arrigoni ile iş birliğine imza attı. Atıksız mutfak prensibine dayalı Yarının Mutfağı menüsü; bir yemekteki atık potansiyeli olan malzemelerin diğer yemeklerde değerlendirilmesini sağlayarak atıksız bir mutfak için ilham verdi. Bu projeyle, sektörde atıksız mutfak konusuna dikkat çeken BigChefs, misafirlerini de çevreci bir yaklaşımla bilinçlendiriyor.

Sürdürülebilirlik konusundaki çabaları sadece mutfakla sınırlı kalmayan BigChefs, kadın istihdamını desteklemek ve toplumdaki yerlerini güçlendirmek amacıyla Toprağın Kadınlarından Sofralara inisiyatifini de hayata geçirdi. Bu proje sayesinde BigChefs, tarımdaki 2,5 milyon kadın istihdamına dikkat çekiyor. Toprağın Kadınlarından Sofralara inisiyatifi; kadın üreticilere üretimlerine devam etme motivasyonu kazandırarak hem ekonomik kazanımlarını artırıyor hem de yerel üretimin sürdürülebilirliğine katkıda bulunuyor.

Dijitalleşmede çevreci hedefler

2025 gündemimizde çok çeşitli konuş başlıkları yer alıyor. Öncelikle, sürdürülebilir teknolojilerle enerji tüketimi ve karbon ayak izini azaltmak için enerji verimli teknolojileri geliştirmeyi ve daha etkin kullanmayı hedefliyoruz. İklim değişikliğiyle mücadele içinse dijital çözümlerimizi geliştiriyoruz. Karbon emisyonlarını izlemek ve azaltmak, enerji tüketimini optimize etmek ve yenilenebilir enerji kaynaklarını efektif kullanmak için soğuk ve sıcak izlenebilir iklim alanlarımıza sensörler dahil ederek takibini sağlıyoruz. Merkez lokasyonlarımız ve işletmelerimizin daha verimli, sürdürülebilir, yaşanabilir hale gelmesi için veri analitiği, IoT ve yapay zeka tabanlı altyapı çözümlerini de hayatımıza dahil edeceğiz. Bu çözümler trafik yönetimi, enerji tüketimi, atık yönetimi gibi alanlarda bizlere fayda sağlayacak. Öyle ki atık yönetimi konusunda merkez ofisimiz dahil olmak üzere tüm lokasyonlarımızda çalışmalara başladık. Merkez ofisimize sıfır atık belgesi de almayı hak kazandık.

Restoranların enerji tüketimini kontrol altında tutabilmek için otomasyon sistemlerimizi geliştiriyoruz, akıllı senaryolara bağlayarak uzaktan kontrol ve ölçümleme konularını iyileştiriyoruz. Gıda güvenliği izleme alanında da yeni nesil teknoloji ve ekipmanlarla sıcaklık, hijyen ve saklama koşullarını iyileştirmeyi hedefliyoruz.

Öte yandan artan dijitalleşmeyle birlikte, kullanıcı verilerinin güvenliği ve mahremiyetinin korunması büyük bir sorun. Veri ihlalleri ve siber saldırılara karşı daha etkili koruma yöntemleri geliştiriyoruz.

Çalışan sayımız arttıkça, yeni teknolojilere uyum sağlaması için eğitim programları geliştiriyoruz. Dijital platformlar, çalışanların sürekli olarak kendilerini geliştirmelerine fayda sağladığı için bu alanda iyileştirme ve çalışmalar sağlıyoruz.

Son olarak restoranlarımızda yapay zeka destekli sosyal medya analitiği kullanarak, hedef kitlemize daha iyi ulaşma ve kampanyaları optimize etme alanında çalışmalarımız var. Kullanıcıların sosyal medya platformlarındaki davranışlarını analiz ederek, daha etkili içerikler oluşturmaya çalışıyoruz.

Sektörün gündemi, teknoloji entegrasyonu ve sürdürülebilirlik olacak

Yeme-içme sektöründeki en önemli dönüşüm, büyük olasılıkla sürdürülebilirlik ve teknoloji entegrasyonu alanlarında gerçekleşecek. Bu dönüşüm gıda üretimi ve tedarik zincirinden başlayarak, restoranların işleyişine ve tüketici deneyimine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayacak. Sürdürülebilirlik açısından yerel ve organik malzemelerin tercih edilmesi, atıkların azaltılması, karbon ayak izinin minimize edilmesi ve su kaynaklarının verimli kullanımı gibi uygulamalar yaygınlaşacak. Ayrıca bitki bazlı ve laboratuvar ortamında üretilen alternatif proteinlerin daha fazla benimsenmesini bekliyoruz.

Teknoloji entegrasyonu ise dijitalleşme, otomasyon ve yapay zeka kullanımını içeriyor. Restoranlar, sipariş ve ödeme süreçlerini hızlandırmak için dijital menüler ve temassız ödeme sistemlerini kullanacak. Aynı zamanda mutfak otomasyonu ve veri analitiği sayesinde operasyonel verimlilik artırılacak. Tüketicilerin tercihlerine göre kişiselleştirilmiş deneyimler sunulması da teknolojinin bu alandaki etkilerinden biri olacak. Bu iki alandaki gelişmeler, yeme-içme sektöründe rekabetin yeniden tanımlanmasına ve tüketici beklentilerinin evrilmesine yol açacak.

Yapay zeka ile uçtan uca tam verimlilik

Müşteri odaklı bir dönüşüme giderken; müşteri verilerini doğru analiz edebilecek CRM sistemi, mobil uygulama, yeni nesil temassız ödeme seçenekleri, AI çözümleri ile siparis alma ve ödeme, robot üzerinden sipariş ve ödeme, QR kod, hologram ve NFC gibi teknolojilerle sipariş ve ödeme deneyimlerini zenginleştirme gibi alanlara yatırımlar yapmayı planlıyoruz. Misafir geri bildirimlerine daha hızlı yanıt verebilecek ve bu geri bildirimleri iş süreçlerine entegre edebilecek bir sistem de kuruyoruz. Öyle ki yapay zeka teknolojileri ile misafirlerimizin duygu durum analizlerini ölçümleyebileceğimiz bir sistemi devreye alıyoruz.

Kuşkusuz yapay zekanın sektöre fark yaratabilecek birçok çözüm sunması da mümkün. Örneğin;

  • YZ, müşteri tercihlerini analiz ederek kişiselleştirilmiş yemek önerileri sunabilir. Önceki sipariş verilerini kullanarak müşterilere özel menü önerileri yapılabilir.
  • Müşterilerin diyet kısıtlamalarını, alerjilerini ve tercihlerini göz önünde bulundurarak onlara özel menüler sunmak mümkün hale gelebilir.
  • Müşterilerin sipariş alışkanlıklarını, tercihlerini ve trendlere yönelik davranışlarını analiz ederek restoranların stratejilerini optimize edebilir.
  • Geçmiş verileri ve dış faktörleri (hava durumu, etkinlikler, vs.) analiz ederek gelecekteki satışları tahmin edebilir ve bu sayede stok yönetimi ve personel planlaması iyileştirilebilir.
  • Tedarik zinciri süreçlerini optimize edebilir, malzeme teminini daha verimli hale getirebilir ve israfı azaltabilir.
  • Personel planlamasında ise yoğun saatlerde daha etkili bir şekilde çalışan sayısını optimize edebilir ve böylece maliyetleri düşürebilir.
  • YZ tabanlı chatbotlar, müşterilerin sorularını hızlı bir şekilde yanıtlayabilir, rezervasyonları yönetebilir ve hatta siparişleri alabilir. Bu da müşteri memnuniyetini artırabilir.
  • Yine chatbotlar veya sanal asistanlar, online sipariş süreçlerini daha akıcı hale getirebilir ve müşterilere anında öneriler sunabilir.
  • Menüdeki yemeklerin besin değerlerini analiz ederek müşterilere daha sağlıklı seçimler yapmaları için bilgi sağlayabilir.
  • Farklı malzemeler ve tarif kombinasyonlarını analiz ederek yenilikçi yemekler oluşturabilir.
  • Sosyal medya, anketler veya müşteri geri bildirimlerinden toplanan verileri analiz ederek müşteri memnuniyeti hakkında derinlemesine içgörüler sağlayabilir.
  • Müşteri şikayetlerini ve geri bildirimlerini otomatik olarak analiz ederek, hızlı ve etkili çözüm önerileri sunabilir.
  • Müşterilere restoranın atmosferini sanal olarak deneyimleme imkanı sunabilir. 
  • Artırılmış gerçeklik ile müşteriler, sipariş etmeden önce yemeğin nasıl görüneceğini görebilirler.


Bu tür yapay zeka çözümlerinin yeme içme sektöründe hem müşteri memnuniyetini artıracağını hem de operasyonel verimliliği geliştirebileceğini düşünüyoruz.

Bülent Üvey

Özsüt Bütçe Raporlama ve BT Direktörü

1991 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun olan Bülent Üvey, kariyerine bankacılık sektöründe yazılım uzmanı olarak başladı. Gıda, kâğıt ve madencilik gibi farklı üretim sektörlerinde Bilgi Sistemleri, Bütçe Raporlama, Stratejik Planlama ve İş Geliştirme departmanlarında yöneticilik yaptı. 13 yıldan uzun bir süredir ise Özsüt ailesinde yer alan Üvey, burada dört yıldır Bütçe Raporlama ve Bilgi teknolojileri Direktörü olarak görev yapıyor. 

Özsüt’ün artık herkesin bildiği gibi marka yolculuğu İzmir’den başlıyor. Osmanlı Mutfağı’ndan gelen bir tatlı ustasının yanında yetişen kurucu Sefer Usta, 1938 yılında İzmir Kemeraltı’nda, 16 metrekarelik bir dükkânda kuruyor Özsüt’ü. Önce yoğurt ve kaymak satmakla işe başlıyor. Ardından, bugün de aynı lezzetle misafirleriyle buluşan kazandibi tatlısıyla tanınıp seviliyor. Marka serüvenine ise geleneksel tatlılar üreterek devam eden Özsüt, özellikle 70-80’li yıllarda ününü giderek artırıyor ve İzmir’in alamet-i farikalarından biri haline geliyor. İlk şubesini 1991 yılında İzmir Alsancak’ta açan şirket, 1996 yılından itibaren ise franchising sistemine geçiyor ve franchise uygulamasının ülkemizdeki öncülerinden olarak tüm Türkiye’de yaygınlaşıyor. Hem yerelde hem de globalde ününü her geçen gün artıran Özsüt, bugün Türkiye’nin 45 ilinde 150’yi aşkın mağazası ve yurt dışında ise Azerbaycan’da bulunan 8 şubesiyle faaliyetlerine devam ediyor. 

2024 yılının verimlilik ve otomasyon odağında geçtiğini dile getiren Özsüt Bütçe Raporlama ve BT Direktörü Bülent Üvey, 2025 hedeflerini ve yapay zekanın sektöre katkısını şu sözlerle aktarıyor:

2025 odağımız, ERP projesi ve sadakat uygulamaları

2024 yılında Özsüt’te özellikle verimlilik artışı üzerine yoğunlaştık. Müşterilerimize yeni ürünler, yeni lezzetler sunmaya devam ederken artan maliyetleri kontrol edebilmek adına üretimde otomasyona ağırlık verdik. Aynı zamanda müşterilerimize daha uygun maliyetler ile hizmet verebilmek adına kasadan satış yapılan yeni konseptler üzerine çalışıyoruz. Gündemimizde yer alan diğer konular ise Süreç Yönetimi ve RPA (Robotic Process Automation). Mevcut ERP’nin yapay destekli yeni nesil güncellemelerine geçiş için gerekli analiz ve incelemeler için yoğun mesai harcıyoruz. 

2025 yılında ise bayilerimize ve müşterilerimize daha yakın olmayı, onlarla iletişim kanallarımızı artırmayı hedefliyoruz. Yeni ERP projesinin bayilerimize daha iyi hizmet verebilmek adına bize hız ve dinamiklik katacağına inanıyoruz. Ayrıca müşterimizi daha iyi tanımak için uygulayacağımız sadakat uygulaması ve bayilerimize daha iyi hizmet verebilmek için planladığımız ERP projesi gelecek yılın yatırım planları arasında yer alıyor.

Yapay zeka ile üretim ve pazarlamada yenilikçi yaklaşımlar

Sektörümüzdeki en büyük dönüşümün müşteri deneyiminde olmasını bekliyorum. Artan maliyetler nedeniyle tekrar evde tüketime yönelen misafirlerin ekstra maliyetlere katlanmayacağı rahat ve sıcak ortamlar ön plana çıkacaktır.

Yapay zekanın da üretim, pazarlama ve mağaza yönetimine katkısının müthiş olacağını düşünüyorum. Satış verilerinin detaylı analizinden elde edilecek sağlıklı üretim planlaması, kamera destekli ürün kalite kontrolü ile müşteri memnuniyetinin artırılması, rut ve araç verimliliğini artıracak sevkiyat planı, müşteri hizmet kalitesini artıracak kamera destekli servis yönetimi ve en önemlisi de müşteri alışkanlıklarını çok iyi analiz ederek kişisel pazarlama aktivitelerini yapay zeka ile planlayabilmek sektörde ciddi farklılık yaratacaktır. Pazarlama tarafında ekiplerimiz yapay zeka ile birçok tasarıma farklı dokunuş getiriyor. Sınırlarının olmadığı bir yaratıcılık dünyası her anlamda bizi bir adım öne taşıyacaktır. Sadece nerede nasıl hangi dengede kullanacağınız çok önemli. Markanız ile buluşturacağınız her yenilik marka stratejiniz ve duruşunuz ile örtüşen bir görüntüye sahip olmalı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu