Şirket verilerinizi siber suçlulardan nasıl koruyabilirsiniz?

Dünya üzerinde asla hiçbir dijital araç siber suça karşı %100 koruma sağlayamaz. Bu nedenle kuruluşlar güvenlik kültürünü oturtacak uzun vadeli bir stratejiden yana olmalı.

Müşterinizin verisi sizin için en kritik veri çünkü müşteri verisine gelecek zarar direkt olarak şirketinizi etkileyecek. Siber suçlar ise son yıllarda milyar dolarlık bir sektör haline geldi. Mevcut verilere göre, bu alanda faaliyet gösteren suçlular yılda 1.5 trilyon dolarlık gelir elde ediyor. Siber suçların pandemi döneminde tavan yapmasıyla müşteri bilgilerinin güvenliği de iyice önem kazanıyor. Artık müşteri güvenliği sadece BT uzmanlarının değil, pazarlamadan finansa her departmanın sorumluluğu haline geliyor. Özellikle pazarlama departmanının müşteri verisi ile olan yakın ilişkisi siber suçluların iştahını kabartıyor. Her ne kadar kulağa son derece basit gibi gelse de müşteri e-posta adresi dahil olmak üzere pazarlamacıların elinin altındaki tüm bilgilerin en yüksek seviyede korumaya ihtiyacı var. Yani müşterinin ayakkabı numarası bile yarın bir gün tehdit olarak karşınıza çıkabilir. Sonuç olarak müşteri verisini güvenlik altına almak için sürekli tetikte olmalı ve bu alanda yatırımdan vazgeçmemelisiniz. Fakat bu mesaiyi harcarken dijital araçların siber suça karşı %100 koruma sağlayamadığını ve güvenlik kültürünü oturtacak bir strateji belirlemeniz gerektiğini unutmamalısınız.

Veri kaybı nedir, nasıl önlenir?

Bilgi sistemleri zarar gördüğünde ya da silindiğinde geri dönüşü olmayan bir kayıp meydana gelir. Bu kaybın nedeni olarak genellikle depolama, aktarım ya da işleme süreçlerindeki aksama vardır. Bazen de güç kesintileri nedeniyle veriye erişimde sıkıntı yaşanabilir. Ancak veri kaybı ve veriye erişim iki farklı konudur. Bu yazımıza konu olan veri kaybında kişisel verilerin ihlali söz konusudur. Ancak siber suçlular genellikle hackleme sürecinde verinizi çaldıklarını belli etmedikleri için güvenlik birimlerinin tespiti gecikebilir. Hackerlar son derece sabırlı şekilde davranarak çaldıkları veriyi çok daha sonra başka ortamlarda satışa sunabilirler.

Güç kesintisi nedeniyle yaşanan veri erişim sorunları ise farklı bir konseptte ele alınmalıdır. Güç kayıpları genellikle depolama sistemlerinde elektronik ya da yazılım sorunlarına neden olduğu için veriye erişimde soruna neden olabilir. Dolayısıyla belirleyeceğiniz strateji ve atacağınız adımlar hem siber saldırıları ve hem de güç kesintilerine karşı koruma sağlamalıdır. Tüm senaryoları masaya yatırıp en kapsamlı çözümü geliştirmek için kolları sıvamalısınız. Asla günü kurtaran değil, uzun vadeli planlar yapmalısınız.

İlgili Makaleler

Güç kesintilerine karşı verinizi sağlama alın

Güç kaynağında yaşanan her türlü dalgalanma bilgisayar sistemini zorlar ve sıkıntıya sokar. Bu nedenle sisteminizin yüküne uygun kesintisiz bir güç kaynağını daima koruyucu bir kalkan olarak hazırda bulundurmalısınız. Böyle bir çözümün diğer önemli avantajı ise güç kaybı anında kritik dosyalarınızın kayıt edilmeden kapanmasını engellemektir. Güç dalgalanmasında jeneratör ya da kesintisiz güç kaynağına yönelen sistem, çalışanların dosyalarını kaydedip hatta bulut ortamına yedekleyebilecekleri bir süre tanır.

Sadece en önemli bilgileri toplayın

Veri havuzu uçsuz bucaksız bir konu. Dolayısıyla veri ağınızı gereksiz yere büyütürseniz aslında şirketinizin analiz gücü kaynaklarını boşa harcamış olursunuz. Ayrıca güvenlik açısından daha fazla veri daha büyük risk demektir. Sadece pazarlama amaçlarınız doğrultusunda veri toplarsanız onu saklama ve işleme maliyetlerini düşürüp müşteriye daha nokta atışı dönüşler yaparak onun güvenini kazanabilirsiniz.

Veri güvenliğinde fazla tercih edilmeyen strateji verinin değerini düşük tutmaktır. Siz, ileride ihtiyacım olur diye düşünerek çok fazla veri toplayarak aslında sadece siber korsanların hedefi haline gelirsiniz. Verinizin değeri korsanlar açısından ne kadar düşükse saldırıya uğraşama ihtimaliniz o derece düşüktür. Dolayısıyla veri okyanusu içerisinde boğulmadan iş yapmayı bir alışkanlık haline getirmelisiniz. Örneğin, bir tarafta sadece e-posta adreslerinin kayıtlı olduğu bir dosya, diğer taraftan adres, gelir, telefon gibi bilgilerin olduğu daha kapsamlı bir veritabanı olduğunu düşünün. Sizce hackerlar hangi hedefin peşinden gidecektir? Diğer taraftan işinize gerçekten yaramayacak bilgileri müşteriden almak, çoğunlukla müşterinin hoşuna giden bir durum değildir. Sadece gerekli bilgileri alarak müşteri ile aynı yöne baktığınız mesajını da verebilirsiniz.

Tüm yazılımlarınızı güncelleyin ve düzenli olarak yamalayın

Yazılımlar karmaşık hale geldikçe kodlama süreci de hatalara açık oluyor. Bu açıklar da hackerlar için bulunmaz nimet ve davetiye anlamına geliyor. Bazı durumlarda açıkların kapatılması yıllar alabiliyor. Bu nedenle sistemlerinizi çok güvenilir ellere teslim etmelisiniz. Tarayıcılar, işletim sistemleri ve hatta ofis programları başta olmak üzere işinize özel kullanılan tüm yazılımların profesyonel şekilde elden geçmesi ve güncellenmesi gerekiyor.

Veri erişimini kısıtlayın

Genellikle atlanan bir konu da veriye kimlerin erişeceğidir. Örneğin, pazarlama departmanının başı da şirkete yeni başlayan bir stajyer de aynı veriye ulaşabiliyorsa ortada bir sorun ve düzensizlik var demektir. Elbette veri tektir ancak herkes işi doğrultusunda verinin ilgili bölümüne erişebilmelidir. Veri akışını sınırlayıcı daha doğrusu düzenleyici bir sistem kurarak sistem zaaflarını biraz daha gidermiş olursunuz. Özellikle uzaktan çalışma ortamında hesaba katılmayan ağ noktaları da devreye girdiğinde veri erişim izinleri, olası bir kötü senaryoda emniyet kemeri görevi görecektir.

Temel güvenlik ihtiyaçlarınızı belirleyin

Verinizin güvenliği aslında kullandığınız güvenlik araçlarının gücü ve etkinliği ile doğru orantılıdır. SaaS aracı kullanıyor ve verinin sadece bir kısmını korumaya alıyorsanız aslında sisteminin tümünü riske atıyorsunuz demektir. Bu sorunu gidermek adına ileriye dönük ihtiyaçlarınızı da göz önüne alarak güvenlik ihtiyaçlarınızı belirleyin. Kullanacağınız araçların mutlaka SOC 2 veya ISO 27001 standartları ile uyumlu olduğundan emin olun. Bu iki standardı sağlayan şirketlerin veri güvenliğini düzenli olarak geliştirdiklerinden emin olabilirsiniz. Bu arada mevcut güvenlik protokolünüzü de iyi analiz edin. Dışarıdan siber güvenlik desteği alacaksınız yine SOC 2 veya ISO 27001 önceliğiniz olsun.

Siber güvenlik uzmanları ile çalışın

Elbette siber güvenlik ve veri güvenlik konusunu kendi içinizde halledebileceğiniz gibi, bu konuyu tamamen bu işte uzman bir şirkete devredebilirsiniz. Bu alana kendinizin yatırım yapıp doğru ekibi kurmaktansa, dışarıdan bir profesyonel çözüm daha hızlı ve etkili sonuçlar sağlayabilir. Bu tarz şirketler birçok farklı sektöre hizmet verdikleri için aslında son derece geniş bir bilgi ve tecrübeye sahiptirler. Onların bu vizyonunu hesaba katarak stratejilerinizi belirleme konusunda yardım da alabilirsiniz. Bu tarz bir şirket ile el sıkıştığınızda ilk olarak sisteminizi analiz edip gerekli eksikleri ve yapılabilecekleri ortaya koyarlar. Aslında bu süreci risk analizi ön raporu gibi düşünüp ciddiye alırsanız ilerisi için daha güvenli bir yol benimsemiş olursunuz.

Veri güvenliği konusunda başınıza kötü bir olay gelmeden masaya etraflıca yatırarak siber korsanlara koz vermekten kendinizi korumak için 2004 yılından bu yana bilişim sektöründeki tecrübeleriyle kurumlara üst düzey hizmet veren NSC Soft’un, saldırı tespitinden ağ erişim kontrolü ve güvenlik testlerine kadar uzman ekibiyle sunduğu çözümleri incleyebilirsiniz. NSC Soft’un geniş çözüm ve hizmet portföyüne ulaşmak için tıklayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu