Etkinlikte söz alan Vitel Genel Müdürü Deniz Eşiyok, yenilikçi çözümler bazında kendilerini katma değerli distribütör olarak konumladıklarını belirterek, “ManageEngine önde giden markamız. Şu an Türkiye’de 1200 civarında son kullanıcı müşteriye temas etmiş durumdayız. ManageEngine kullanan müşterilerimizde yenileme oranları çok yüksek. Rakiplerine göre önemli avantajlar sunuyor.” dedi.
ManageEngine ürünleri kullanmanın en büyük avantajlardan birinin, ilk aşamadan itibaren nasıl alınacağının bilinmesi olduğunu ifade eden Eşiyok şöyle devam etti: “Türkiye’de üretici ile bu imkanı yaratabildik. Full lisans dediğimiz yani kullanılan lisansı bütünüyle kurabiliyoruz. Bütün özellikleriyle belirli bir süre kullanabiliyorsunuz ve ondan sonra satın almaya karar verebilme imkanı sunuyoruz. Böylece sürpriz maliyetleri olmuyor. Bunun yanında; ürün çok esnek, çeşitli ihtiyaçlara, özel ihtiyaçlara cevap verebiliyor. Dünya genelinde çok sayıda kullanıcısı ve müşterileri var. Gelen tüm bu geri dönüşlerle beslenmiş, özellikli ürünleri hazır bir şekilde kullanılabilir buluyoruz. Üçüncü önemli avantajı da, teknik destek; üretici ile hiç temas kurmaya gerek kalmadan 7/24 biz sağlıyoruz.”
Vitel Yazılım Çözümleri Teknik Müdürü Emrah Akdeveci, ekiplerin CIO’lar için önemine vurgu yaparak, “MangeEngine mevcut altyapının sürdürülebilir bir şekilde devamının sağlanması, izlenebilir ve transparan bir halde raporlanması ve yönetilmesi için 40’ın üzerinde farklı ürün ile IT yöneticileri ile IT çalışanlarına hizmet sağlıyor. Bu bağlamda IT tarafındaki projelerin gerçekleştirilmesi için ölçeklenebilir bir yapıda, yapıyı incelemek ve yapının genişletilmesi yönünde sistem ölçütleri tavsiye şeklinde rapor verebiliyor. Çoğu müşterimizin ManageEngine tarafında kullanmış olduğu ürünlerle verimliliği artırdığını, üretkenliği yükselttiğini ve bu bağlamda da IT’den beklenen inovasyon süreçlerine çok daha fazla zaman ayırdıklarını söyleyebilirim.” dedi.
Vitel ManageEngine Satış Müdürü Aliye Şahin de, “Pandemide geleneksel yöntemlerden yavaş yavaş teknolojiye, dijital dönüşüme ayak uydurmak zorunda olduğumuzu gördük. Yenilikçi çözümler sunmaya ama en önemlisi katma değerli olmaya çok önem veriyoruz. Biz, ürünü size tanıtalım, kurulumunu yapalım ondan sonra kenara çekilelim demiyoruz. Beraber konuşalım, beraber çözüm önerisi bulalım, beraber kuralım ve sonrasında ürünü beraber yaşatalım istiyoruz.” diye konuştu.
“IT şirketin kılcal damarlarını biliyor!”
Divan Grup CIO’su ve Dijital Dönüşüm Direktörü Doğan Mersin ise, yenilikçilik noktasında CIO’dan beklentilerin değiştiğini belirterek, artık CIO’nun ya da CDO’nun rolüne yeni iş modelleri geliştirmeye, yeni kanallar açmaya, yeni ekosistemden start-upları ya da başka teknoloji ağırlıklı iş ortaklarını getirip ana işe nasıl katkı sağlayacağına yönelik yönlendirme gibi görevlerin de eklendiğini söyledi. Mersin, “Bu anlamda da kendinizi sürekli güncel tutmanız gerekiyor. Birçok operasyonel konuyu out-source edip daha yenilikçi iş ve pozisyonlara ağırlık vermeye çalışıyoruz. Diğer işlere de zaman ayırabilmek için orada doğru parti, doğru iş ortağıyla ve uzmanlarıyla, doğru işbirliklerini yapmak gerekiyor.”
Tam Finans CEO’su Hakan Karamanlı da, yıllarca banka altyapısı gören biri olarak orada sistem gruplarını yönettiğini, sistem gruplarını yöneten birinin de ManageEngine ürünlerini çok sık kullandığını belirterek, “Biz yıllarca bir süreç olsun, her şey kayıt altına girsin diyorduk. Bu IT’ye ilginç bir yetenek kazandırıyor. Son dönemde IT’nin bir yeteneği daha ortaya çıktı. Bütün akışı düzgün planlayabilmek için veriyi etkin kullanmak gerekiyor. C level diğer yöneticilerde görmeyip IT’cilerde etkin bir şekilde aciliyet duygusu görüyorum. Eğer bir sistem alarm verirse çok hızlı aksiyon almak durumundayız. Altyapı yönetimdeki edindiğimiz yetenekler oyunu kolaylaştırıcı unsurlar yaratıyor. Kendimize ekip arkadaşı olarak sistemcileri, diğer mühendis arkadaşlarımızı değil, C level kişileri görmeye başlamak gerekiyor.” diye konuştu.
Totoya CIO’su Erkan Aytürk ise, yenilikçi lider noktasında sürdürülebilir hale gelmenin önemine işaret ederek, bunun da bir ekip işi olduğunu vurguladı. Aytürk şöyle devam etti: “Şirketin kılcal damarlarını bilen kişiler olduğumuzu düşünüyorum. Bir finans uzmanı kadar finansı bilemeyiz bir pazarlama uzmanı kadar pazarlamaya hakim olamayız; ancak ‘back-up’ı kim olabilir?’ dediğimiz zaman IT uzmanı gösterilebilir. C level’daki networkü geliştirip sahip olduğumuz potansiyeli herkese hissettirebilirsek şirketi yönetmek anlamında bizden daha iyi bir aday neden olmasın?”
Kiğılı CIO’su Gürkan Taşkıran da bu bağlamda; bazı işlere zaman ayırırken, diğer işleri yetkin bir şekilde yapacak orta kademe yönetici eksikliği ya da teknik ekip problemi olduğundan bahsederek, Türkiye’de bu alandaki beyin göçünden yakındı. Taşkıran, “İşi delege edebileceğimiz insan kaynağı ile ilgili ciddi problemlerimiz olduğunu düşünüyorum. Bunu aşmak için MangeEngine ve benzeri salt projelerle bunları telafi etmeye çalışıyoruz. Bulut bizim kurtarıcılarımızdan biri. Biz yüzde 100 bulut altyapısıyla bütün işlemlerimizi devam ettiriyoruz. Bunun aksi bir durum olsa muhtemelen şu an harcadığım zamanımın yüzde 20’den daha fazlasını altyapıya harcıyor olurdum.” dedi.
“İç müşterimize IT’nin yapabilecekleri konusunda farkındalık yaratıyor olmamız lazım”
Otokar CIO’su Altuğ Soydan, “Bizim öncelikle kendi içimizdeki müşteri tarafında farkındalığını artırmamız gerekiyor. Biz her ne kadar bunlara dahil olup, yeni teknolojileri katıp, projeler yapmak istesek de IT ekiplerinin sürekli büyüyebilmesi gerekiyorken bu sağlanmadığında çok fazla önemi kalmıyor. Son dönemde Ar-Ge ile üretim bilişsel dönüşüm ekibi de bana bağlandı. Ekibimiz büyüyünce ManageEngine tarafında bir çalışmaya geçtik. Son derece faydasını da görüyoruz. IT olarak biz teknolojiye dahil olmak istiyoruz ancak; hem biraz daha esnek hem de kendi iç müşterimize IT’nin yapabilecekleri konusunda farkındalık yaratıyor olmamız lazım.” şeklinde konuştu.
Rutin konuların dışında IT birimlerinin her gün kendini geliştirmesi gerektiğine değinen Cengiz Holding CIO’su Sinan Özkan da şöyle konuştu: “Bizimle birlikte çalışan arkadaşların belli yetkinliklere sahip olması gerekiyor ki her işi bize sormadan tamamlayabilsinler. Biz de bunlarla ilgili sürekli görüşmeler yaptık. Hatta seçtiğimiz arkadaşlarda teknik bilginin yanında insan ilişkileri ve yönetimi gibi konulara da önem verdik. Rutin işlerimizin yanında kendimizi geliştirmemiz için de bu önemli. Yöneticilerle olan ilişkiler de çok kritik. Ben buna IT’nin PR’ı diyorum.”
Watsons CIO’su Şenol Ünen de şöyle konuştu: “Bir finans uzmanının yerine pazarlama uzmanı geçemez ama IT’den bir kişi geçebilir. Bu bence her koltukta geçerli. Ben de bunu tamamen destekliyorum. Eğer istiyorsa o tarafa da yönlendirmek gerekiyor. Dünyada pazarlama ile IT biraz daha entegre olmuş durumda. O tarafa doğru birleşmeyle bir CMO ile CIO bir araya gelebiliyor. Bir kişi CIO şapkasıyla rahatlıkla bir CEO pozisyonda oturabilir. Gerçekten hedefini o tarafa yönlendirmiş olan insanlar için bunu yapmak gayet kolay.”