2020 yılı pandemi süreciyle birlikte dijitalleşmenin hızlandığı ve deyim yerindeyse çağ atladığı bir yıl oldu. Uzun vadeye yayılan tüm projeler bir yıl içerisinde gerçekleşmiş oldu. Süreçlerimize hızlı bir şekilde uzaktan çalışmayı ve e-ticareti entegre ettik. Tüketicinin de dijital olmasıyla birlikte artık sürdürülebilir, ölçeklenebilir, maliyetleri kontrol edilebilir ve daha da önemlisi yenilikçi çözümlere ihtiyaç artıyor. Bu noktada da doğru iş ortağını seçmek kritik hale geliyor.
Bu kapsamda; dijitalleşmenin stratejik bir inisiyatif olarak ortaya çıktığını söyleyen HPE Yönetilen Hizmetlerden Sorumlu Satış Yöneticisi Giray Keskin, “Herkesin büyüme, müşteri deneyimi geliştirme gibi hedefleri var ve dijitalleşme de bu yola giderken kullanılan önemli bir platform. Firmalar daha rekabetçi olmak ve değişen trendlere ayak uydurabilmek için dijitalleşmeye başlıyor. Fakat şimdiye kadar dijital dönüşüm farkındalığı doğru bir şekilde yaygınlaştırılmadı. Çünkü dijitalleşme kavramı firmaya, şartlara göre değişim gösteriyor. Pandemi sebebiyle birçok işletme dijitalleşmenin faydasını yeni fark ederken birçok firma çoktan dijitalleşme sürecine girmişti” dedi. Buna ek olarak, IT’nin hedefinin operasyonel verimliliği artırmak ve daha stratejik bir birim haline gelebilmek olduğundan da bahsetti.
Keskin, daha iyi sonuçlar için inovasyonu tavsiye ettiklerini ve kendilerinin dijital ekosistem içerisinde işletmelere avantaj sağlayan bir kurum olmayı hedeflediklerini söyledi.
“Dönüşümde en önemli adım: Strateji”
Destek AŞ Servis Direktörü Serkan Kılıçarslan ise dijital dönüşümün insanla başladığını belirterek, dijital dönüşümde en önemli adımın bir strateji belirlemek olduğunu söyledi ve ekledi: “Strateji belirlerken bir döngüye girebilirsiniz. Stratejiyi önce hayal etmelisiniz. Sonra bunu hayata geçirmeli ve işletmelisiniz. Ben bu süreci açık denizde bir rotaya ulaşmak gibi görüyorum. IT bu anlamda çok önemli bir konuma geliyor. Günümüzde IT, bütün dijitalleşmenin merkezinde yer alıyor.”
Kılıçarslan, dijitalleşme noktasında üretimin de müşteri odaklı yapılması gerektiğini ifade ederek, kendilerinin de katkı sağlayabilmek için sürece dahil olduklarını söyledi. Kılıçarslan konuşmasına yapılan bir araştırmadan örnek vererek devam etti: “Çin’de yapılan bir araştırma yüzde 3’ü hariç bütün şirketlerin dijital dönüşümü tamamladığını gösteriyor. Bizim ise piyasada biraz daha tercih edilebilir olmamız gerekiyor. Bu da yüzde 19 oranında müşteri odaklılığı gerektiriyor.”
“İşletmeler, teknoloji yardımıyla dijitalleşmeli”
Divan Grubu IT ve Dijital Dönüşüm Direktörü Doğan Necip Mersin de dijital dönüşümü stratejik inisiyatif olarak gördüğünü dile getirerek, işletmelerin teknolojiyi kullanarak çalışma sistemlerini değiştirmesini dijital dönüşüm kapsamında gördüğünü kaydetti. Mersin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dijitalleşmede en önemli nokta; somut KPI’lar ile yola çıkmak. Yani; 6 ayın sonunda bir dijital kanal size nasıl ciro sağladı, ne getiri sundu veya yüzde kaçlık tasarruf ettiniz gibi rakamlara ihtiyaç var. Bunları en başından hesaplamak yöneticiler için oldukça önemli.”
Mersin, dijital dönüşümün uzun vadeli bir program olduğuna dikkat çekerek, “Bir program içerisinde hızlı kazanım projeleri de olmalı; iki üç yıllık dönüşüm projelerinde kimi zaman işletmeler ve yöneticiler sonuçları beklerken yoruluyor. Araya giren sorunlar da programa olan inancı ve desteği yavaşlatabiliyor” şeklinde konuştu.
Mersin, Divan Grubu’nun da birçok açıdan dijitalleşmeyi sürdürdüğüne işaret ederek, ürün ve hizmetlerini, pandemi sonrası dijitalleşme ihtiyacıyla birlikte daha farklı şekilde pazara sunduklarını anlattı.
“Dijital dönüşümün temel bileşenleri çok önemli”
Dijital dönüşümün manuel yapılan işlerin dijitale geçirilmesi şeklinde düşünülmemesi gerektiğine dikkat çeken Türkiye Finans Katılım Bankası CIO’su Mustafa Bezeklioğlu da “Dijital dönüşüm sürdürülebilir ve uzun vadeli, bundan sonraki döneme de yön verecek, hızla değişen şartlara adapte olacak bir strateji” dedi. Ayrıca, bu stratejinin temel bileşenleri olduğundan da bahseden Bezeklioğlu, “İlk bileşen kurum içi iş süreçlerinin dönüşümü. Geleneksel yöntemler düşünülerek kurgulanmış süreçlerle dijitalleşmek, dijitalleşmenin başarısını engeller ve geciktirir. Bu yüzden işletmeler çevik bir organizasyon yapısına geçmeli. İkincisi, organizasyonun buna göre yapılanması. Hiyerarşik organizasyon yapısı bu çevikliği ve adaptasyonu yavaşlatan bir engeldir. O yüzden de organizasyon buna uygun bir şekilde dönüşüyor olmalı. Hepsinin kesintisiz yürütülebilmesi için sistem altyapısının son derece modern ve güncel teknolojileri barındırıyor olması lazım. Üçüncüsü ise uygulama katmanı. Uygulama mimarisi bütün uygulamaları çevik bir şekilde gerçekleştirebilmeli. Şu anda dijitalleşmenin en önemli paydaşlarından birisi FinTech, startup ve çözüm ortakları. Her biri farklı alanlarda öncü. FinTech işbirlikleri, startup’ların açacağı API’larla ve kuracağı entegrasyonlarla kendi ürün ve hizmetlerini dijital ekosistemin bir parçası haline getiriyor olmalı” şeklinde konuştu.
IT’de maliyetin büyük bir problem olduğunu söyleyen Bezeklioğlu, “IT altyapıları için harcanan para, kritik sistemlerin tamamına yakınının yurt dışından alınmasından dolayı, ister istemez fazla oluyor. Bu durum dijital dönüşümden bağımsız. Biz 3 yıl süren IT transformasyon programı uygulayarak bugünkü hale geldik. Ama teknoloji tek başına yeterli olmayacaktır. Onu kullanan insan gücü de çok önemli. Bu yüzden bizim en stratejik hamlemiz bütün ekiplerimize alt yapı bilgisi sunmamız oldu” diye konuştu.