Bahadır KUMRALLAR, IT Uzmanı
COVID-19 ile ilgili birçok arkadaşımla konuşuyor ve tartışıyoruz. COVID-19 sonrası birkaç iddia var. Yeni dünya düzeni gelecek, dünya eskisi gibi olmayacak, robotlar gelecek… gibi. Şu anda bu iddiaları ispatlamak çok zor ama herkes öncelikle çalışma düzeninden bahsediyor.
Uzaktan çalışma modeline geçeceğiz. Geçeceğiz geçmesine ama bu yeni bir şey değil ki. Tüm dünya zaten bunu uyguluyordu. Türkiye de ise start-up’lar ve birkaç e-ticaret firması bu şekilde çalışıyordu. Hatta ben dahil birçok kişi buna özeniyordu. Bu VPN düzeni birçok şirkette zaten vardı.Özellikle büyük şirketlerin hemen hemen yüzde 80’i bu altyapıyı kısıtlı kullanıcılarla veriyordu. COVID-19 sonrası bizi evden çalışmaya ve VPN ile bağlanmaya bizi zorladığı doğrudur. Ancak maalesef bu konu da başarısız bir geçiş yaptık. Çünkü 100 kişilik bir şekilde COVID-19 öncesi 15 kişide VPN varken sonrası şirketin bir çoğuna VPN vermek zorunda kaldık ve altyapı, lisans, mimari olarak problemler yaşadık. Network alt yapımız, server altyapımız, desktop sanallaştırmamız hazır değildi. COVID-19 Türkiye de açıklandığı haftanın bir sonraki haftası şirketler ancak pilotlarla başladı. Başlayanların da çoğu büyük firmalardı. Halen kurmaya çalışan orta ve küçük boyutlu şirketler var. Diğer taraftan patronlar “Çalışanlarım ne yapıyor?, kaç saat sistemde kalmış?” anlayışında; tabi bu da işin başka boyutu.
Bunun için yazılımlar araştırılıyor. Bir kısım aşırı yoğunluktan şikâyetçi bir kısım evde oturmaktan… Bu, COVID-19’un iş hayatındaki yansımaları oldu. Peki, günlük hayatımızda ne olacak? Kargo firmaları drone kullanacak mı? Evet kullanmalı; ama bu da Türkiye’nin şehircilik planına göre çok uygun değil. Bunun şu anlık için sorun yaratacağını düşünüyorum. Bunun bir formasyana girmesi en az 3 yılı gerektirecek. Uçuş rotalarının belirlenmesi, uçuşa yasak bölgelerin tekrar değerlendirilmesi, insanların bu yönteme alışması gibi çok fazla değerlendirilmesi gereken sorun var.
Tarım sektörü ise drone kullanmaya başladı ve çok efektif hale geleceğini düşünüyorum. Diğer taraftan 5G’ye geçme tartışması bu en iyi olasılıklardan biri gibi geliyor. VPN’nin ve mobil hayatın desteklenmesi ve veri hızının daha hızlı olması gerekiyor. Bu konuda mobil operatörlerin hızlı aksiyon alacağınız düşünüyorum. Diğer taraftan telefonlar da artık hafızasız olacak; çünkü artık bulut teknolojisiyle telefondaki bilgilerimiz sanal telefonlarda tutulacak. Bu da gerçekleşecek bir olasılık gibi görünüyor.
Peki ya robotlar hayatımızda olacak mı? Bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz robotlarla karşılaşacak mıyız? Aslında zaten bir kısım günlük hayatımıza girmeye başlamışlardı; ama diğer taraftan halen denemeler devam ediyor. Şu anda en azından uzaktan insanlar tarafından kontrol edilse de hastanelerde COVID-19 ile savaşta hastaları gözlemini yaparken kullanılmaya başladı. Yakın zamanda daha etkin bir şekilde kullanılacağını düşünüyorum. Diğer taraftan Yapay zeka ile bazı mesleklerin öleceği söyleniyor. Örneğin; avukatlık , doktorluk gibi… İstatistiklere göre; bir akciğer kanserini, yapılan tetkiklerle insan doktorlar yüzde 75’ini anlarken yapay zeka doktorlar yüzde 90 oranında doğru teşhis ettiğini söylüyor. Peki psikolojik olarak bir yazılıma bu kadar güvenmeye hazır mıyız? Tabii hayır. İnsan o doktoru beyaz önlüğüyle görmeden kendine güvenmez diye düşünüyorum, en azından şimdilik.
Üretimde ve sanayi de ise durumlar çok farklı değil. Robotların 20 sene önce görev yapmaya başladığı sanayide IoT teknoloji halen çok yeni, karanlık fabrikalar halen pilot aşamasında. Her halükarda insan gücüne ihtiyaç duyuluyor. Çoğu şirketler Level 2 makine parkuruna sahip değil. Genelde COVID-19 ortaya çıktığı Çin’den gelen robotlar kullanılıyor. Senelerden beri robot teknolojisinin uygulandığı bu sektörde halen kontrol insanlarda. IoT tarafında güzel projeler var; ama halen tamamen uygulayan çok az fabrika var. Bu kadar sorunun için de güzel şeylerden biri insansız hava araçlarını kullanmaya ve ihraç etmeye başladık. Milli gururumuz olan bu araçlar Türk mühendisliğinin bir eseridir.
İş hayatımıza ve günlük yaşantımıza teknolojilerin gireceğini konuşurken Endüstri 5.0’ın insan ve çevre odaklı yapısına ayak uydurabilecek miyiz? Bu da diğer bir soru işareti… Aslında bir o kadar da manidar buluyorum. İnsanlığın sağlık bakımında zor günler geçirdiği bugünlerde insan ve çevrenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor bize.
Sonuç olarak; bizler teknoloji tarafındaki tüm çözümlerimizi insanlık için yapıyoruz. Bu konuda bazı meslekler teknoloji sayesinde ölürken başka iş alanları da açılıyor. İsterseniz yeni dünya deyin isterseniz düzen değişecek zaten teknolojinin etkisiyle bu zaten değişiyordu. Bundan 10 sene önce sosyal medya yoktu ve son 5 seneye kadar bu kadar efektif kullanılmıyordu. Umarım teknoloji bize her şeyden önce insanlığın değerini artırır, daha güzel ve sağlıklı yaşamlar kazanmamızı sağlar.