Herkesin işini değiştirme hakkı olabilir mi? Bir iş yerinde öğrendiğin bilgi ile bu işe yeni başlayacak kişinin dayanılmaz teklifine gider misin? Ya arkandan dava açılırsa?
Rivayet o ki, Cumhuriyet’in ilk kurulduğu yıllar ve Ankara’da bir bakkal kösele ticareti yapan komşusunun çok kar ettiğini görünce o da o işe girmek istemiş ama bilgi birikimi olmadığından komşusunda yıllardır çalışan kişiye yüksek kazanç vaat ederek onu işe almış. Tedarikçileri, müşterileri ve işin sırrını öğrendikten sonra işe aldığı kişiye ne yapmış bilmiyoruz; ama bu işten herhalde hayli kâr ettiği tahmin ediliyor zira diğer komşu kepenk indirmek zorunda kalmış.
PayTV işini Türkiye’de çalıştığım holdingin yatırımı sayesinde öğrendim. Rakip bir şirket piyasaya geldi ve daha önce PayTV şirketinde olan futbol maçlarının yayın hakkını ihalede aldılar. Kısa bir süre sonra bana da yeni şirketin C seviyesi pozisyonu teklifi geldi. Holdingin sahibinin izni olmadan gelemeyeceğimi söyledim. Patron ile konuşmaya gittim, istemiyorum dedi her zamanki gibi “r”leri tasarruf ederek, “bak beddua ederim, biliyorsun bankanının eski Genel Müdürü ve ailesi ne hallere geldi” dedi. Bu kadar içten söylenen cümleler karşısında tabi ki diğer şirkete gitmedim. Aynı holdingden başkalarına da teklif etmiş onlar ise o tekliften patrondan hallice “bonus” aldıktan sonra vazgeçmişler.
Yine çalıştığım bir holdingin şirketlerinden birinin yönetim kurulu azası aynı zamanda halen çalıştığım şirketin yönetim kurulu azası daha önce çalıştığım işyerindeki müşterilerinden nitelikli olanları diğer şirketlerine tanıştırmamı talep ettiğinde böylesi bir iş için girmediğimi kendisine lisani münasiple söyledim, ama canım da sıkıldı.
Hasselblad bayisi olduğu fotograf makinalarını satarken ayno makinenin kartuşlu şeklini yapmak başkaları ile yaparak karlı işlerinden birini yapmış ve bayisi olduğu şirketi ayazda bırakmıştı. Değerle kültürden kültüre değişiyor tabi. Kaliforniyada da farklı değil, bir yerde öğrenilen bir başka yerde kullanılıyor bu şekilde bilgi ve birikim şirketler arasında gayri resmi biçimde akıyor.
Anthony Levandowski, Google otonom arabaların gurusu olarak bilinirken Uber’e geçişi sonrası ticari sır hırsızlığı suçlaması ile hakim önündeydi. Şaka değil geçiş öncesi binlerce Google dokümanı Levandowski’nin diskine kopyalanmıştı. Kimine göre değeri düşük bilgilerdi. Dört gün süren davanın sonunda Google havlu attı ve dava bitti. Levandowski’de Uber den çıkarıldı. Kim kime ne kadar ödedi bilmiyoruz tabi.
Oysa Silikon Vadisi’nin geçmişi bu tip geçişler ve esinlenmeler ile dolu değil mi? Windows 1.0 un grafik arayüzü Apple dan değil miyidi? Apple’ın faresi Xerox dan değil miydi? Dendiği gibi yenilikçi fikirler/uygulamalar başkalarının fikirleri, uygulamaları ya da donanımlarının üzerine inşa edilmiyor mu?
Silikon vadisinin meşhur FairChild yarı iletken tesislerinden ayrılan meşhur 8li sayesinde Intel kurulmadı mı?
Aslında Kaliforniya kanunları aldatmayı, çalmayı kolay hale getirdiği için mi o kadar yatırımcıyı kendine çekebildi diye de sormak gerek? Ticari kanunları şirketlerin “centilmenlik anlaşması” yapmasını yasaklamadığından mı küçük şirket çalışanları sırlar hafızalarında bir şirketten bir başkasına zıplıyorlar? Devler ise beni bırakır rakibe gidersen davalar da peşinden gelir deyip mi kendilerini koruyorlar. 1966 ya kadar US savcısı vatandaşını ticari sır aldı iddiası hakim önüne çıkartamazken, IP savaşları sırasında ekonomik casusluk paketi savcıların şirket sırları için vatandaşları dava etmesini olası kıldı. Kanun her ne kadar dış ülkelerdeki kişiler için yazılmış olsa da US vatandaşlarını da kapsıyordu. Söylenilene göre iki yüzlü Silikon Vadisi şirketleri bir yerde savcıya iddianameyi hazırlıyor, basına ise mahkemeler buraya bulaşmasın diye konuşurmuş.
Herkes işini değiştirmekte hürdür, ama kapıdan çıkarken kafalarımızda ve ceplerimize bir önceki şirketimizden ne aldığımızın ciddi önemi var.