Haklı davada haksız olmak (Anglo Grup, Winther Brown ve BML Davası)

Zafer BABÜR

Yazılım paketleri hazır olarak da alınabilir, kuruma özgün de geliştirilebilir. Ismarlama yaptırılan yazılımlarda müteahitin (yazılım evi) verilen talepleri anlaması ve buna göre üretim yapması beklenir.

 Bu tip yazılım üretimlerinde işveren (yazılımı kullanacak olan) taleplerinde değişiklik yapabilir ama bunu zamanında karşı tarafa iletmesi gerekir. Anlaşmazlık durumunda uzman görüşü ekinde dava açabilirsiniz, mamafih hakimin konuya nereden baktığına bağlı olarak davanın size geri dönüşü hayli farklı olabilir. Bu amaçla geçmiş yıllarda yaşanan bir davayı bu sayfalarda sizinle paylaşmak istedim.

… Winther Brown & Co Ltd (WB) bilgisayar sistemlerini BML (Ofis Bilgisayarı) Ltd (BML) şirketinden Anglo Group Plc’nin (Anglo) sağladığı leasing olanakları ile satın alır.

Yazımıza konu olan şirketlerden; WB tahta ve kalıp yöntemleri ile dekorasyon eşyaları üretim ve satışı yapan bir şirket, BML işletmelerin birçok ihtiyacına (satış, stok, kredi vs.) cevap veren Charisma adlı yazılımın satıcısı, Anglo ise alanında bilinen bir finansman şirketi.

Bu satın alma süreci de benzerleri gibi işler. WB sınırları kesin olmayan bir gereksinim listesini oluşturur, buna karşılık BML elindeki ürünü, Charisma, kendilerine önerir. Müzakereler Haziran’dan Aralık’a kadar devam eder, bu dönem zarfında sunum, demo, teknik görüşmeler yapılırken WB farklı firmaların ürünlerine de bakar. Ertesi sene Ocak’ta başlayacak kurulumun Haziran sonunda ürünün kullanılabilir hale geleceğinde el sıkışılır. Gerçekten de bu hedef tutturulur; ama akabinde de sistemin “limit”leri konusunda şikayet listeleri tedarikçiye gönderilmeye başlanır. Sorun olan sorunların çözüme kavuşturulması ciddi zaman almaya başlar.

Tarihler bir sonraki senin Ocak ayını gösterdiğinde, yani kontratın imzalanmasından tam bir yıl sonra, WB danışman bir firma ile anlaşarak yapılması gerekenlerin kritik işlerin listesini BML ile paylaşmasının ardından WB iki tarafa da gönderdiği ihtarda BML in işini layıkı ile yapmaması nedeni ile anlaşmadan feragat edeceğini ve hukuki yola başvuracağini bildirir.

Uzman görüşü ve karar

Hakim önce her iki tarafında konusunun uzmanlarına delillerini toplamalarını, görüşlerini oluşturmalarını ve raporlarını yazmasını ister. Hemen akabinde de tarafların uzman olarak daha önce verdikleri raporların bazılarına bakar. İşte o noktada uzmanlardan birinin bir uzmanın göstermesi gereken tarafsızlığı içinde yaşatmadığını düşünür ve konunun bağımsız bilirkişilerce de incelenmesini talep eder.

Hakim, bilgisayar dünyasında “iyi anlaşılmış” bir tasarım ve kurulum belgesinin hazırlanabilmesi için hem tedarikçi hem de müşterinin beraber çalışmasının gerekli olduğunu, gerçekleştirme safhasında önemsiz seviyede sorunların oluşabileceğini ve her iki tarafında iyi niyet ve makul kaynaklar kullanarak bunları çözdüğüne işaret eder. Standard anlaşma metni içinde gelenlere bakıldığında aşağıdaki maddelerin zaten bu noktaları içerdiğini ve bunlar yapmamanın hata ve eksiklik olarak değerlendirileceğinin altını çizer ki;

1.        Müşteri  tedarikçiye özgün ihtiyaçlarını iletmeli, tedarikçinin talebi doğru anladığından emin olmalı,

2.       Tedarikçi müşterinin taleplerinin ne kadar karşılandığını anladığından emin olmalı, eğer karşılanmıyorsa da bunu karşı tarafa bildirmeli,

Tedarikçi sistemin nasıl kullanılacağını karşı tarafa bir eğitim ile göstermeli,

Müşteri verilecek eğitime zaman ve kaynak ayırmalı,

Tedarikçi ve müşteri sorunları beraber çözmek için vakit harcamalı.

BML in Karnesi:

Hakime verilen raporda, “temin edildiği şekli ile  BML’in sistemi kullanılarak telesatış yapabildiği, siparişler alabildiği, stok control çalıştırılabildiği, bunların sonucunda muhasebesel kayıtların otomatik oluşabildiği, oluşan dataları kullanarak da MIS raporların çıktığı yer almış. Öte yandan; WB’nin arızalar listesinde onlarca hatanın olması, bunlardan kimisinin major, kimisinin de minor olarak yeralması, WB çalışanlarına eğitim verildiği halde bazı girişlerin sistemin kilitlenmesin yol açması, sorunların  hakime işin layıkı ile yapılmadığını, taahüt edilen fonksiyonların kısmi ya da tam çalışmıyor olması da sözleşme ihlali olacağını düşündürtür. Öte yandan; hakim küçük arızaların birleşerek sistemin durmasına neden olmasının sözleşme ihlali olarak yorumlanmaması bunun tedarikçi ve müşterinin ortak çalışarak çözmesi gereken bir sorun olduğuna kanaat getirir.

Anglo bu işin neresinde?

Hakime göre, Anglo sözleşme ihlalinde taraf olamaz. Zira WB sistemi alırken Anglo’yu kullanmak zorunda değildir, standard ürünü alan WB özgün iyileştirmeleri isterken bunun kendi tarafında da bir maliyet ve risk unsuru olduğunu da bilmektedir.  Ayrıca WB ve BML arasındaki müzakerelerde ANGLO yer almamıştır.

Hasar ve maddi zarar:

WB kardan oluşan zararın teminini, boşa giden yatırımın geri ödenmesini, bu iş çalışan elemanların maaşıını yeni alınacak uygulamanın maliyetini karşılamak için tedarikçiden talep etmeyi düşünürken. Hakim bunlardan sadece birisini talep edebileceğini, ayrıca sistemi iyileştirmek için talep yaparken bir başka sisteme geçmenin maliyetini tedarikçiden isteyemeyeceğini belirtir.

Hakimin kararları yüzlerce maddeye dayandırılsa da aşağıya aldığım bazı maddeler hakimlerin nasıl karar verdiği konusunda ipuçları içeriyor. Örneğin;

1.       Ortak çalışma gerektiren alanlarda sadece tek taraf sorumlu olamaz,kutudan çıkanı olduğu gibi kullanmak yerine değişiklikler istemek bunun beraberinde getireceği problemleri de kabul etmek demektir.

2.       Özgün yazılım sözleşmeleri ve standard sistem sözleşmeleri birbirinden özü itibari ile gerçekten ayrıdır.

3.       Her ne kadar yazılında defolar olsa da bunlar hasar veren unsur olarak kabul edilemez.

4.       Stok yönetiminde ölçü birimi metre olarak istenmiş olsa da ayak olarak çalışması kritik hata değildir, work-around 6 ay boyunca manuel giriş ile çözülebilmiştir.

Oysa bu tip hatalar yazılıma olan güveni sarstığı, hatalı kayıtların zaman kaybına neden olduğu bilindiği halde hakim tarafından önemsenmemiş ve “bilinen hata” olarak gözardı edilmiştir.

Hakim kararında ayrıca önemsiz ya da göreceli önemsiz maddelerin üzerinde çalışılmamasının tarafların yeterli özeni göstermeyip, düzenli biçimde sorun çözümü için çalışmadıkları olarak algılanmayacağını belirtmiştir. Bir sorun çözülmemiş ve gözardı edilmişse, sözleşmede yazan bir işlev tarif edildiği gibi çalışmıyorsa bu hasar oluşturacak nitelikte bir kontrat ihlalidir.

Yukarıda anlatılan davanın aşağıdaki gerekçeleri, kararı düşündürücü. Bu tip davalarda böylesi kararlara maruz kalmamak için yapılacaklar daha önceki yazılarımızda da yeraldı. Sözleşmelerinizi IT dünyasında gerçek birikimi olanlarlar beraber oluşturun…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu