Birçok bakımdan tüm dünya kocaman bir okul; doğduğumuz evden, okuduğumuz okula, çalıştığımız işyerine, hastanelere, ta ki minerallere ayrılmak üzere toprağa bırakılana kadar sürekli öğreniyoruz.
Kimileri daha ilkokula başladığında hedefini belirlemiş oluyor, kimisi bir problemi çözmek, kimisi para sahibi olmak, kimisi daha başka şeylere ulaşmak için sertifikalar, icazetler alıp hayata atılıyor, yuva kuruyor, paraya, nirvanaya bir türlü ulaşıyor ya da ulaşamadan 120 senelik ideal kalp vurması 70’li yaşlarda onun için bitiveriyor.
Yaşamda sizi bir yerlere getirecek olan okulda öğrendiklerinden ziyade yaşamda öğrendikleriniz. Olmak istediğiniz yere sizi taşıyacak olan ilişkileriniz, liderlik kapasiteniz, yöntem ve günlük alışkanlıklarınız. İlk dersleriniz anne kucağında, sonra aile içinde, bilahare arkadaşlarınız ile olan ilişkilerde oluşuyor. Sonrasında doğal olarak okul, kol çalışmaları, müsabakalar da edindiğiniz tecrübeler. İlk iş yerinizdeki deneyimler, arkadaşlıklar önemli, ilk patron daha da önemli. Onlardan alacağınız dersler sizi ileri daha hızlı taşır veya aşağıda tutar.
Birçok insan için ilk işi pek de arzu edilen, imrenilerek bakılan yer değildir. Büyük şirketin en alt katında muhaberat odasında mektupları açıp ilgili birimlere dağıtmak, fotokopi çekmek, bir lokantanın bulaşıkcısı gibi bir daha yapmak istemeyeceğiniz işler olabilir. İlkokulda kantinde kasa işletmesi, telefon santral imalati, arıza-bakım servisi, üniversitede eğitmenlik sonrasında şirketler dünyası olarak değişen iş hayatımda ilk patronlarımda aklımda kalan düsturlar; “herkesden önce atelye açılacak, herkesden sonra kepenk indirilecek, akşam tüm takımlar yerinde olacak, temizlik yapılacak, zamanından önce müşteride olunacak, analı atalı iş yapacaksınız, herkese nazik olacaksınız, muayenelerden geçmemiş ürünü müşteriye göstermeyeceksiniz, çalıştırdığınız yevmiyecilerin hakkını alın teri soğumadan vereceksiniz, önce işçi, sonra kira ve verginizi ayırdıktan sonra geri kalanını işe ondan sonra kendinize ayıracaksınız” Tabi ki bunların içinde hiç biri üstlerini ve altlarını nasıl yöneteceksin yoktu. Uzun yıllar da solo olarak çalıştım.
Üniversitelerden derece ile mezun olmak, becerileri geliştirmek, hatasız kod yazmak, ilişki ağını büyütmek, tanınmak, isim yapmak, pazarı yönlendirmek için STK’larda görev almak. Hepsi ama hepsi aynı yere dönüyor ilk ustalara, ilk patronlara.
İster enternasyonel kurumun yöneticisi olun, ister şöhret olun, ister yerli bir firmanın yöneticisi genelde hayata basit işlerden başlanıyor. Alpin Kemal Dağsöz İTÜ Gümüssuyu dersliğinde bize söylediği “Ben Alpin Kemal Dağsöz olarak gökten zembille inmedim. Bu derslik yurt idi ve pencere kenarı benim değildi…” aklımda kalan sözlerdendi. Bir başka örnek Süleyman Demirel’in çobanlığı, Barack Obama’nın dondurmacı olması.
ABD’nin tanınmış komedyenlerinden Handler “en iyi garson değildim ama eksik eleman olunca ilk çağırdıkları elemandım. Başarım güvenilir olmamdandır. Komedilerde her zaman sahneye çıktım” der.
Dünya çapında meşhur bir aşcının hayatı amcasının balıkçı teknesinde miço olarak çalışması ile başlamış. Erken gel, hızlı hareket et, dikkat et, meraklı ol kavramlarını bu sırada öğrenmiş. Diğer çocuklar motorsiklete binerken, makinaları söküp parçalarken o tat, koku ve pişirme üzerine deneyim kazanmış.
Duayen haber spikeri stajer olarak alındığı yerde kendisinde talep edilen ilk iş faks gönderilmesi olmuş ama kendisi faks makinasının nasıl çalıştığını bile bilmiyormuş, kimseye sormaya da cesaret edememiş. O zaman, ben gazeteci olacaksam çekinmeden soru sormayı öğrenmem lazım demiş. O günden beri soru sormaktan hiç çekinmemiş.
ABD’nin en büyük telco şirketinin CEO’su bu noktaya gelmesinde kendisinden önce C seviyesine gelmiş kişileren kendisine zaman ayırarak bu şekilde ona yatırım yapmış birkaç önemli kişinin olduğunu söylüyor.
Tanınmış bir portalin CEO’su hayata 12 yaşında gazete dağıtıcısı olarak başladığını, hayatın zorluklarını bir bir geçmenin ve kibar olmanın kendisinin öğretmeni olduğunu söylüyor.
Bill Gates’in çalışanların araçlarının plaka numaralarını ezberlediği ve park yerine kim önce geldiği kim en son çıktığını takip ettiği, acımasız olduğu vb. rivayet edilir, böylesi bir patronun çalışanlarına ne öğrettiği, yaşamı nasıl gördüğünü aile hayatında da gördük. Onun yanında çalışanların ondan ne öğrenebileceği de manidar.
Ezcümle; mentor almadan yola çıkmayın, hatta gerekirse birkaç danışmana danışarak yol haritanızı çizin. Sizden önce tökezlemiş, düşmüş olanların da hikayeleri dinleyin.