Western Digital Gömülü ve Entegre Çözümlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Christopher Bergey, 2017 yılının mobil endüstride veri depolama konusunda heyecan verici bir yıl olacağını söylüyor. Bergey, 2017’nin mobil trendleriyle ilgili bir makale kaleme aldı. İşte o yazı.
Akıllı telefonlar dünya genelinde tüketiciler için vazgeçilmez cihazlara dönüştükçe, akıllı telefonlarda depolama performansı ve kapasitesi de ciddi şekilde artmaya devam ediyor. Durum böyle olunca, dünya genelindeki mobil üreticiler her yıl cihaz kapasitelerini yaklaşık iki kat arttırıyor. Artık bazı dizüstü bilgisayarlardan daha fazla kapasiteye (256GB) sahip üst seviye akıllı telefonlar görüyoruz.
Akıllı telefon hafıza kartlarının ve mobil hafızaların sağladığı bu yüksek kapasiteler ve arttırılmış okuma/yazma ve transfer hızları nedeniyle, tüketicilerin çok daha fazla fotoğraf ve video çekip bu içeriklere ulaşmasının etkisiyle akıllı telefonlarda daha fazla performansa olan ihtiyaç da 2016 yılının trendleri arasına girdi. Sanal gerçeklik (VR) ve arttırılmış gerçeklik (AR) teknolojilerinin, 3D fotoğrafçılığın ve 4K Ultra Yüksek Çözünürlüklü (UHD) videoların ortaya çıkışı akıllı telefonlardaki içeriklerin kullanım şeklini de değiştirdi. Bu kullanım amaçları, olabildiğince hızlı çalışan işlemci ve hafızları bir gereklilik haline getirdi. İnternet trafiğinin önümüzdeki beş yılda üç kat artacağı tahmin edilirken1, bir UHD filmini indirmek için 80GB’ye kadar alan ihtiyacı ortaya çıkıyor ki bu depolama kapasitesi, daha hızlı ağları ve bu içeriklerin depolanıp erişilebilmesi için ek cihazları gerekli hale getiriyor.
2017 yılındaki mobil trendlere baktığımızda, daha hızlı 5G standardı, akıllı telefonlarda daha fazla depolama kapasiteleri ve cihazdan-buluta depolama modelleri listenin ilk sıralarında bulunuyor.
5G nihayet gerçeğe dönüşmek üzere
Mobil endüstrisi bir süredir 5G’nin bir sonraki telekomünikasyon standardı olacağını konuşuyor. Daha hızlı internet bağlantı hızları ve gelişmiş veri hacmine ek olarak, 5G ayrıca mevcut 4G ağlara kıyasla alan başına daha fazla mobil genişbant kullanıcısı sağlarken neredeyse sınırsız veri tüketimini de mümkün hale getiriyor. 5G ile kullanıcılar mobil cihazları üzerinden gün içerisinde çok daha fazla süre yüksek çözünürlüklü medya yayını yapabilecek. Wi-Fi noktaları erişim dışında olduğunda 5G, 4G platformlarından daha gelişmiş cihazdan-cihaza iletişim desteği, daha düşük gecikme süresi ve daha az pil tüketimi sunacak.
5G bağlantısı, ayrıca sadece akıllı telefonlarla sınırlı kalmayıp, “diğer” internet cihazlarını sensörler ile birbirine bağlayacak. 5G, akıllı telefonların da ötesine geçerek gündelik yaşantımızdaki nesnelerin içerisine gömülü cihazlara taşınacak ve bu cihazların veri toplamalarını, göndermelerini ve almalarını sağlayacak. Nesnelerin interneti teknolojisi pazarının 2016 ve 2022 yılları arasında %32,4 yıllık bileşik büyüme oranıyla 130 milyar dolarlık gelirden 883 milyar dolar gelir büyüklüğüne ulaşması ve gelişmiş depolama özelliklerine sahip farklı 5G ürünlerini barındıracak donanım, platform, yazılım çözüm ve servislerini kapsaması bekleniyor.
1 TB kapasite geliyor
Uygulama işlemcileri, işlem teknolojisi ve mikro mimarilerdeki gelişmelerin avantajlarından faydalanırken akıllı telefonlarda işlem gücü de gelişmeye devam ediyor. Depolama da aynı modeli takip ediyor. Günümüzde, 256GB kapasiteye sahip akıllı telefonlar bulunuyor. (Bu kapasite aslında dahili depolama ve microSDs birleşimi ile 512GB’ye kadar genişletilebiliyor.) Bundan birkaç yıl öncesine kadar bu kapasite, gereksiz ve fazla görülüyordu. Ancak tüketiciler günümüzde ister uygulama, fotoğraf ve dokuman olsun veya ister oyun olsun neredeyse hiçbir içeriklerini artık silmek istemiyor. Sanal gerçeklik de dahil edildiğinde akıllı telefonlarda çalışacak dosyaların boyutu daha da çarpıcı seviyeye yükselecek. Bu nedenle depolamanın da tıpkı işlem gücü gibi artması gerekiyor.
Artık depolamanın minyatür halini görüyoruz. Örneğin Western Digital’in 256GB mikroSD kartları bir başparmağın tırnağı kadar küçük ve güç tüketiminde de oldukça verimli. Bu boyuttaki depolama; kameralar, giyilebilir cihazlar ve tabii ki akıllı telefonlar için şart. Endüstri akıllı telefonlarda 1TB depolama kapasitelerine çok uzakta değil. Biliyoruz ki yakında tüketiciler mobil cihazlarında terabayt kapasiteler istemeyecek aynı zamanda bu kapasitelere olmazsa olmaz gözü ile bakacak.
Cihazdan-buluta depolama
Sürücüsüz araçlardan insansız hava araçlarına, akıllı telefonlara kadar, makine istihbaratı bilgisayar görüşü ve çeşitli sensörler üzerine inşa ediliyor. Kaliteli görüntülere öncelik verildiğinden kamaralarda farklılaşmaya daha fazla önem veriliyor. Çoğu kişi ise tüm bu verilerin doğrudan buluta gideceğini düşünüyor. Ancak bu doğru değil, çünkü yeni IoT modeli çok daha kompleks.
Bulut; esnek ve her yerden ulaşılabilir. Ayrıca toplanmış veriler içerisinde gizlenmiş sırları keşfetmeye yardımcı olabilecek analiz araçlarına sahip. Diğer yandan toplanan verilerin miktarı ve bant genişliğinden kaynaklanan zorluklar nedeniyle bulut tabanlı veriler üzerinde gerçek zamanlı analizler yapılamaz. Veriler bulut içerisine girdiğinde artık tarih oluyor ve gerçek zamanlı bilgiler kullanılarak zamanında yanıt vermeyi ortadan kaldırıyor.
Hemen yanıt gerektiren birçok durum yaşandığından bazılarının “sis” dediği bulutun hemen eşiğindeki ağ geçitleri ve toplama sistemleri formları içerisinde çalışan, gerçek zamanlı analizlere ihtiyaç duyuluyor. Bu gerçekleştiğinde, mobil cihazlar analizler yapacak ve acil durumlara gerçek zamanlı yanıtlar verecek şekilde donatılacak. Daha iyi veri istihbaratı ve model tanımlama araçları tüm IoT alanlarında bir gereklilik haline gelirken ister bulut içerisinde olsun ister cihazda olsun elde edilen veriler içerisindeki değerler daha iyi anlamlandırılacak.
Bundan ötürü, verilerin ve işlemlerin çoğu buluttan çok cihazlarda gerçekleşecek. Paylaşılan bazı veriler, makine öğrenimi veya yapay zeka formunda bulut içerisine taşınacak ancak bu senaryoda, cihaz depolama ve cihaz işlem modelleri, verileri toplayarak ve mobil cihaz içerisindeki algoritmaları temel alan yerinde kararların alınmasını sağlayarak bulutu tamamlayacak. Böylece bulut gerçekten öğrenme için kullanılacak. Sonuç olarak karar algoritmaları, yerinde karar alımları için cihazlara taşınacak ve böylece mobil kullanıcılar neleri daha iyi yaptıklarını ve neleri iyi yapamadıklarını öğrenecek. Tüm bunlar da cihazlarda ve bulut eşiğinde daha fazla depolama gerektiriyor.
Özetlemek gerekirse
5G’nin gerçeğe dönüşmesinden akıllı telefonlarda mega kapasitelere ve cihazdan-buluta depolama modellerine kadar 2017 yılı, mobil endüstride veri depolama konusunda heyecan verici bir yıl olacak. Aslında, OEM’lerin artık kaliteli görüntü üretmek için mobil cihazlarına CMOS sensörleri yerleştirmeye başladıklarını dikkate aldığımızda, depolama artık birçok tüketicinin önem verdiği özelliklerin başında yer alıyor. Artık olay sadece 2D görüntüleri kaydetmekle ilgili değil, 3D görüntüler, sanal gerçeklik, arttırılmış gerçeklik, video ve daha zengin içerikler söz konusu. Bu da daha fazla depolama hatta bunun yanı sıra daha yüksek performanslı depolama gerektiren daha büyük dosyalar anlamına geliyor.