Nesnelerin İnterneti (IoT) ile birlikte artan veri miktarı ve verinin ortaya çıktığı cihaz çeşitliliği veri merkezlerini dönüştürüyor. Bu dönüşüm sırasında dikkat edilmesi gerekenleri Radore açıklıyor.
Nesnelerin İnterneti kavramının yaygınlaşmasıyla birlikte hem iş hem de özel hayatımızın her alanında birbiriyle iletişim kuran cihazlar bulmaya başladık. Şimdiden yaşamımızı oldukça kolaylaştırmaya başlayan bu kavram, iş yaşamını ve teknoloji altyapısını da baştan aşağı değiştiriyor.
Geçtiğimiz son 5 yıl içerisinde veri trafiği tam 5 kat artış gösterdi. 2015’te yapılan bir çalışmaya göre ise dünya çapındaki IP trafiği zetabaytın üzerine çıkarak 2018 yılında 1,6 zetabayta ulaşacak. Bu trafiğin yarıdan fazlasını ise bilgisayar olarak tanımlanmayan cihazlar oluşturacak.
451 Research araştırmasına göre, işletmelerin yüzde 65’i ekipmanlardan, cihazlardan ve diğer uç nokta cihazlardan veri topluyor ve iş ihtiyaçlarına göre kullanıyorlar. IoT verilerinin büyük çoğunluğu ise veri merkezlerinden geliyor. IoT verisinin yarısından fazlası (yüzde 51) veri merkezindeki BT ekipmanlarından, yüzde 33’ü ise veri merkezi tesis ekipmanlarından oluşuyor.
Nesnelerin internetiyle birlikte ortaya çıkan tüm bu verilerin, veri merkezlerindeki yükü de artıracağını dile getiren Radore Veri Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol, “İşletmelerin, günümüz rekabet koşullarında ayakta kalabilmeleri için güvenlik kameraları, üretim tesislerindeki ekipmanlar, sensörler ve diğer tüm cihazlardan gelecek veri yığınlarını depolayıp, anlık olarak işleyerek işe yarayacak anlamlı bir bilgiye dönüştürmesi gerekiyor.” dedi.
Sürdürülebilir bir yapı için dikkat edilmesi gereken 3 ana konu
Akyol, sürekli artan veri miktarıyla bu operasyonu sürdürülebilir kılmak için dikkat edilmesi gereken 3 önemli konuyu şu şekilde sıraladı:
• Güvenlik. Kendi Cihazını Getir (BYOD) ve kendi ağına bağlı olmadığında cihazların güvenliği gibi konuların yanı sıra nesnelerin interneti ile birlikte uç noktalarda kullanılan cihazlar ve çeşitliliği artması güvenliği daha da zorlaştırıyor.
• Kapasite planlama. Geleneksel veri merkezinde gelecek taleplere göre kapasite planlaması yapılabiliyor ancak IoT ile birlikte yaşanacak ani artışta yapılacak yatırım ve veri merkezinin büyütülebilmesi gibi konuların planlanması gerekiyor.
• Yeterli bant genişliği. Hızlı ve güvenli veri akışını sağlayacak bant genişliğine sahip olunması önem kazanıyor.
Akyol’a göre, yüksek ilk yatırım maliyetleri ve sürekli genişleme ihtiyacı duyulan veri merkezi inşası yerine, bulut bilişimin fırsatlarını değerlendirmek gerekiyor. İşletmeler, toplam satın alma maliyetine hiç katlanmadan günlük olarak veri merkezi izleme ve bakımıyla ilgilenmek yerine işlerin daha iyi nasıl yapılabileceğine ve inovasyona odaklanabilirler.