İkiz kardeşine hediye almak için çıktığı yolda BuldumBuldum’u kurmaya karar veren Girişimci Güçlü Gökozan, ‘heyecanla’ kurduğu internet sitesinin de ismini yine bu ‘heyecandan’ esinlenerek buluyor. “Arşimet’in suyun kaldırma kuvvetini bulduğu anda ‘buldum buldum!’ diye haykırmasından esinlendik” diyen Gökozan’a göre, büyüyorlar çünkü; BuldumBuldum.com’da ürün değil mutluluk satıyorlar.
Derya COŞKUN
“Eğer yaptığınız iş bir sorunu çözüyorsa o zaman o gerçekten doğru bir iş oluyor.”
BuldumBuldum.com’un CEO’su Güçlü Gökozan’ın hikayesi de kendi sorununu fark ettiği anda başlıyor. İkiz kız kardeşine ilginç bir hediye almak için çıktığı yolda, BuldumBuldum’la birlikte kendine birçok yol arkadaşı edinmiş. Böylece, Güçlü Gökozan’ın yurt odasında başlayan e-ticaret macerası, kurduğu web sitesinin ismiyle taçlanmış. “BuldumBuldum’un ismi, Arşimet’in suyun kaldırma kuvvetini bulduğu anda ‘buldum buldum!’ diye haykırmasından geliyor” diyen Gökozan, ilginç ve farklı hediyelik ürünleri gören müşterilerin ‘buldum buldum’ diye haykıracağı iddiası da zaman içinde küçük bir oluşumun böylesine dev bir e-ticaret sitesine dönüşümüyle bir nevi kanıtlanmış oluyor.
İlk yıllarda, e-mailleri ve telefonları kendisi yanıtlayan Güçlü Gökozan’ın bugün 90 kişilik dinamik bir ekibi var. Üstelik yıl sonunda, 10 bin mağaza ve 1 milyon ürün hedefine odaklandıklarını ifade eden Gökozan, “Önümüzdeki yıl Türkiye’de en fazla ürünü olan ve bir o kadar da hızlı gönderim yapabilen tek marka olacağız” diyor ve ekliyor: “Büyüyoruz; çünkü ürün değil, mutluluk satıyoruz.”
BuldumBuldum.com CEO’su Güçlü Gökozan ile son dönem faaliyetlerini, 2016 planlarını, e-ticaretin Türkiye’deki sürecini ve girişimciliği konuştuk…
*Öğrenciyken, böyle bir girişimin kapısını aralamak nasıl bir deneyim oldu?
Girişimci olmak bence dünyadaki en iyi meslek ama her işte olduğu gibi stres ve yorgunluklar da söz konusu. Eğer yaptığınız iş bir sorunu çözüyorsa o zaman o gerçekten doğru bir iş oluyor. Benim sorunu bulmam kendi hikayemden başladı. Bu sorunu çok iyi ve yakından hissederek yaşadım. İkiz kız kardeşimle birbirimize o güne kadar hiç hediye almadık. 20 yaşına girerken, birbirimize hediye almaya karar verdik. Bir süre sonra konu yarışa döndü. Yurtdışından birkaç ürün buldum ama gümrükte takılabileceğini düşünerek almak istemedim. Sonunda düşündüm ve bir kadının en çok pahalı, ışıltılı bir kolyeden hoşlanacağına karar verdim. Ünlü bir mağazadan ışıltılı, güzel bir kolye aldım ve doğumgünü akşamı hediyemi verdim. Kız kardeşim ve arkadaşlarının kolyeye tepkisi elbette ki gayet olumlu oldu. Sonrasında, kız kardeşim de bana küçük bir kutu verdi. O sırada ünlü bir MP3 çaların ikinci jenerasyonu henüz Türkiye’ye gelmemişti ve kardeşim adımın da yazdığı kişiye özel bir notla bunu bana hediye etti. Bu armağan, benim hediyemin yarı değerindeydi ancak yine de çok özel bir hediyeydi. Aldığınız bir hediye sıradan bir ürünse onun ancak değeri maddi olarak ölçülüyor. Ama ürün kişiye özelse çok değerli oluyor. Ve ben bu olaydan yola çıkarak BuldumBuldum’u kurmaya karar verdim. BuldumBuldum Arşimet’in sözünden geliyor. Suyun kaldırma kuvvetini bulduğu anda “buldum buldum” diye heyecanla haykırmasından esinlendik. O kadar ilginç, farklı ürünler olacak ki, insanlar ‘buldum buldum’ diye haykırıp hediyesini seçerek bu siteden çıkacak. İlk yıllarda e-mailleri ve telefonları ben cevapladım. Üstelik o zamanlar internete güven daha azdı. ‘Böyle bir firma var mı, ürün stokta mı?’ diye internetten kontrol ediliyorduk.
*BuldumBuldum.com’un işleyişinden biraz bahseder misiniz? Rakamsal olarak tanımlarsanız Türkiye pazarında neredesiniz?
Üyelik zorunlu olmamasına rağmen, şu anda 1 milyondan fazla üyemiz var. Üyeliği kaldırdık ve kaldırdığımız anda siparişlerimiz inanılmaz arttı ancak üyeliklerimizde de herhangi bir azalma olmadı. Üyelik işlemini son adıma koyduk. Siparişiniz alındı dedikten sonra, küçük bilgilerle üye olma seçeneği koyuyoruz, üye olana da yüzde 10 indirim çeki veriyoruz. Aylık 3 ile 5 milyon arasında bir ziyaretçimiz mevcut. Bugün en kalabalık AVM’lerde bile aylık ziyaretçi sayısının 1,5-2 milyon olduğu düşünülürse, bizim bu rakamı katladığımızı söyleyebilirim. Şu an da 4 adet mağazamız var. Üçü İstanbul’da, biri Eskişehir ESPark’ta. Ancak şu anda mağazacılıkta büyümeyi düşünümüyoruz, çünkü online bizim amiral gemimiz. Siparişlerin yüzde 90’dan fazlası online’dan geliyor. Online’da Van’dan Eskişehir’e, Erzurum’dan Trabzon’a kadar transfer yapabiliyoruz. Bu anlamda, internetin çok daha kârlı ve doğru bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Çünkü eğer hizmetiniz doğruysa, iyi bir deponuz varsa ve süreci iyi yönetebiliyorsanız internette maliyetleriniz çok daha düşük oluyor. İnternetin popüler olmadığı bir dönemde operasyonumuzu fark etmeleri için şubeler açtık. Nitekim, ilk yıllarda insanlar BuldumBuldum’u şubelerden öğrendiler. Şu anda 90 kişilik bir ekibimiz var. Mağazalarımız içinde Eskişehir’i özellikle öğrenci şehri olduğu için tercih ettik.
*BuldumBuldum.com için, “ilginç ve farklı ürünler sektöründe Türkiye lideri” ifadesini kullanıyorsunuz. Bu sektörde hangi firmalarla rekabet halindesiniz?
Bu sektörde rekabet anlamında çok fazla alternatifimiz yok. Biz kişiye özel ürünler yapıyoruz ve kişinin zevkine özel ürünler gönderiyoruz. Dünyadaki kişiye özel üretim tesislerinden bir tanesini oluşturduk ve herkesi de buna ortak etmeye devam ediyoruz. En önemli rakibimiz hediyedenizi.com idi, onu da 2 yıl önce satın aldık.
“Bizim için her ürün yeni bir şirket anlamına geliyor”
*Siteniz için ne tür yatırımlar yapıyorsunuz?
İlk olarak pazarlama yatırımlarımız var. Google ve Facebook’ta birçok reklamımız mevcut. Türkiye’de 78 milyon insan var ancak internetle tanışmış kesim henüz 15 milyon ve biz bunun farkındayız. Hiçbir şey yapmasak bile beş kat büyüme potansiyeline sahip. İyi işler yapıp, yaptığımız ürünlerin kalitesini en iyi şekilde göstermek istiyoruz ki. Ekip konusunda da çok ciddi yatırımlar yapıyoruz. Direktörlerimizin çoğu en büyük şirketlerin eski yöneticileri. 90 kişilik bir şirkette 10-12 kişilik bir direktör grubumuz var ve asıl operasyonu o kişilerle yönetiyoruz. Biliyoruz ki çok hızlı olmalıyız. Bunun için dinamik bir ekip ile yönetiliyoruz. Yaş ortalamamız ise 26. BuldumBuldum çok hızlı büyüyor dolayısıyla bütün yatırımı şirkete yapıyoruz. Ürün skalamızı da artırıyoruz. Bizde her ürün yeni bir şirket demek. Matbaa kurduk ve şirketlere özel, kişiye odaklı ürünler üretmeye başladık. Kartvizit de bunlardan biri… Biz sadece bireysel hediye almak isteyen müşterilere değil, şirketlere de hizmet veriyoruz. Türkiye pazarını birkaç yıl içinde tamamen sahipleneceğimizi tahmin ediyorum. İki yıl önce çok daha hızlı büyümeye başladık ve yeni bir yatırım turuna odaklandık. 30 bin ürünümüz vardı, pazar yerini açtıktan sonra şu an 200 binden fazla ürünümüz var. 8 yılda geldiğimiz sayının 5 katına, 2 ayda ulaştık.
*e-Ticaret sektörünün Türkiye’deki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnternet kullanımı çok hızlı artıyor ve insanlar da görüyorlar ki, internetten işlerini çok kolay yapabiliyorlar. e-Ticarette de en büyük kolaylık hızlı ve pratik alışveriş. Bir tık ileride başka bir marka ve başka bir ucuz ürünü rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Üstelik Türkiye’de lojistik altyapısı da çok iyi. 24 saat içinde kolaylıkla teslim yapılabiliyor. Konforlu ve zaman kazandırıcı bir seçenek e-ticaret. e-Ticarette sayı bu yıl 20 milyona yaklaşıyor. Nüfusun yüzde 25’ini almış olacak. Yüzde 40’lara ulaştığında, artık kendi kendine artışa geçemeye başlayacak.
*Sosyal medya tarafını nasıl kullanıyorsunuz?
Sosyal medya şu anda en hızlı büyüyen alan. BuldumBuldum.com’un sosyal medya tarafı çok etkili. Bu alan için de ayrı bir ekibimiz var. Bütün bunların yanında, pazar yerimizde kendi mağazasını açan insanlar da sosyal medyada kitlesi olan insanlar. Bir anlamda onların kitlesi bizim de sosyal medya destekçimiz olabiliyor. Yılsonu hedefimiz pazar yerinde 10 bin mağaza ve 1 milyon ürün. Gelecek yıl Türkiye’de en fazla ürünü olan ve bir o kadar da hızlı gönderim yapabilen tek marka olacağız. Biz aslında ürün satmıyoruz, mutluluk satıyoruz. Nitekim, insanların en özel zamanlarında oradayız.
“İçinizde girişimcilik ateşi varsa her şeyin üstesinden gelirsiniz”
*İnternet alışverişlerinde “güvenlik” hayli önemli bir detay. Siber güvenlik konusunda kullanıcılarınıza nasıl bir ayrıcalık tanıyorsunuz?
Bu işin öncelikli kısmı güvenlik. Web sitesinin adeta yıkılmaz bir kale olması lazım. BuldumBuldum.com’da öncelikle hiçbir şekilde kredi kartı bilgisi tutmuyoruz. Biz kredi kartı bilgilerini 256 bit şifreleyip bankaya gönderiyoruz. Bankadan sadece kabul ya da red kodu alıyoruz ve bu doğrultuda işlemimizi gerçekleştiriyoruz. Biliyoruz ki, mevcut güvenlik teknolojimize kimse sızamaz.
*Girişimciler için tavsiyeleriniz neler?
Herkes ‘ben kendi kendimin patronu olacağım’ diye girişimci olmak ister ancak girişimcilik göründüğü kadar kolay değil ve bir anda olabilecek bir şey de değil. Gerçekten girişimci olmaya kararlı değilseniz tahmin edildiği gibi kolayca yapılabilecek bir iş değil. Burası çok dikenli tellerle dolu bir yol ve yolunuzdan saptırmak isteyen birçok insan oluyor. Kararlı olmak ve dahası planlı olmak gerekiyor. Dünyada neler yapılmış bunların araştırılması ve bilinmesi gerekiyor. Bunların dışında neleri doğru yapmışlar, neleri yanlış yapmışlar bunların da öğrenilmesi şart. Çünkü hangi hataların yapıldığını öğrenirseniz, o hataları bir daha yapmazsınız. Bu süreçte hergün farklı sorunlarla karşılaşabilirsiniz, ancak içinizde girişimcilik ateşi varsa, bunların üstesinden rahatlıkla gelebilirsiniz.
Kişiye özel pazar yerinde herkese istihdam sağlıyor
*Sizin benzer e-ticaret sitelerinden farkınız nedir?
Ortada bir başarı var ve bunun en büyük sebebi doğru ürünlerimiz. Biz Türkiye’nin kişiye özel en büyük hediye markasıyız. Bin metrekarelik bir fabrikamız, 3 bin metrekarelik bir operasyon merkezimiz var. Bin metrekarelik fabrikada 40’tan fazla makinemiz mevcut. Bizim teknolojimiz başka herhangi bir şirkette yok. 2 yıl önce Aslanoba Capital ile bir ortaklık gerçekleştirdik. Hasan Aslanoba çok vizyoner bir insan ve aynı zamanda teknolojiye yatırımı önemseyen biri. O dönemde Erikli suyun operasyon merkezi taşınmıştı, burasını hemen anlaşmamızın içine dahil ettik. Erikli’nin operasyon merkezi, bizim üretim ve yönetim merkezimiz oldu ve fabrikamızı açtık. Oscar ödülünü ilk kez Türkiye’ye biz getirdik. California’da gördüğüm bu ürünü, biz kişiye özel hale getirdik. Kendi kurduğumuz bir depo otomasyon sistemimiz var. Riske girmemek adına en gelişmiş otomasyon sistemini yaptık ve ürettiğimiz bir ürün, dünyada tek olan bir barkodla çıkıyor. Eğer bizim depo görevlilerimiz, o ürünü okutup siparişi eşleştiremezse, ürünü gönderemiyoruz. Bu yüzden de yüzde 1’le en düşük iade oranına sahip şirketiz. Bunun yanı sıra kişiye özel bir pazar yerimiz var. Bu pazar yerinde herkes kendi mağazasını açıp ürünlerini satabiliyor.
