Yerel gazetelerin bildirdiğine göre eBay’den biyometrik yakalama cihazları satın alan Alman araştırmacılar, hafıza kartlarında saklanan hassas ABD askeri verilerini buldular. Veriler, çoğu Irak ve Afganistan’dan olan kişilerin parmak izlerini, fotoğraflarını, isimlerini ve açıklamalarını içeriyor. Raporda, ABD ordusuyla çalışan kişilerin verilerini içeren cihazların, yanlış ellere geçerse bu kişilerin hedef alınacağına dikkat çekildi.
Bir grup araştırmacı, eBay’deki cihazlardan altı tanesini çoğu 200 doların altında bir fiyata satın aldı. Bu araştırmaya da ABD askeri biyometrik cihazlarına el koyulduğuna dair 2021 tarihli bir rapor teşvik etti. Bu yüzden, ABD ordusuna yardım eden kişiler hakkında onları riske atabilecek tanımlayıcı veriler içerip içermediklerini görmek istediler. Raporda ise şu bilgiler yer alıyor: Bir cihazın hafıza kartında 2 bin 632 kişinin isimlerini, uyruklarını, fotoğraflarını ve parmak izlerini buldular. Diğer meta veriler, 2012 yazında Afganistan’ın Kandahar yakınlarında kullanıldığını gösteriyor. 2013’te Ürdün’de kullanılan başka bir cihaz, küçük bir ABD askeri personeli grubunun parmak izlerini ve iris taramalarını içeriyordu.
Cihazlarla ilgili 2011 kılavuzuna göre, buna benzer cihazlar isyancıları tespit etmek, yerel ve üçüncü ülke vatandaşlarının ABD üslerine erişimini doğrulamak, insanları olaylarla ilişkilendirmek için kullanıldı. Uzmanlar ise konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “ABD ordusunun verileri korumaya çalışmaması bile rahatsız edici. Riski ya umursamadılar ya da görmezden geldiler.”
Bir cihaz ise askeri bir müzayedede satın alındı ve satıcı, cihazın hassas veriler içerdiğinden haberdar olmadığını söyledi. Hassas bilgiler bir hafıza kartında saklanıyordu, bu yüzden ABD ordusu, kartları satmadan önce basitçe çıkararak ya da imha ederek riski ortadan kaldırabilirdi. Buna ek olarak grup, bilgilerin hassasiyeti göz önüne alındığında, cihazlarda bulunan kişisel olarak tanımlanabilir bilgileri silmeyi planlıyor. Başka bir araştırmacı da bu tür cihazlarda bulunan kişilerin kimliklerini değiştirseler bile güvende olmadıklarını ve ABD hükümeti tarafından sığınma hakkı verilmesi gerektiğini belirtiyor.