Eğitim kurumlarının dijitalleşmesi için çalışmalar yapan Microsoft, bu alandaki çözümlerini 30 Kasım’da İstanbul’da düzenlenen Eğitim Teknolojileri Zirvesi’nde anlattı.
Minecraft Eğitim sürümü öğretmen demolarından Türkiye’de STEM eğitimine kadar birçok konunun ele alındığı panellerin yer aldığı zirve, Microsoft Genel Müdürü Murat Kansu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Günümüzde hayatın her alanını şekillendiren dijital teknolojiler, hem kurumlar hem de bireyler için yepyeni fırsatları da beraberinde getiriyor. Teknolojiyi toplumun bütününe taşımayı misyon edinen Microsoft, her kurum ve bireyi teknolojiyle güçlendirmeyi hedefliyor. Bu misyon çerçevesinde eğitim konusunda büyük önem veren Microsoft, Office 365 ve Windows 10 gibi ürünleriyle öğrencilerin bilgiye ulaşma yöntemleri ile öğretmenlerin sınıf içindeki rollerinin değişmesine katkıda bulunuyor. Yapılan araştırmalar, Office 365 ve OneNote kullanan öğrencilerin fen bilimleri problemlerini çözerken yüzde 25 ile 38 oranında daha başarılı olduğunu gösteriyor.
Kodlamaya Özel Önem
Kodlama eğitimlerinin erken yaşta müfredata girmesi ve sınıfların teknolojik çözümlerle donatılıp güvenli bir platform üzerinden eğitim olanağı için çalışmalarını sürdüren Microsoft, 450 özel eğitim kurumu ve Türkiye’de eğitime öncülük eden en başarılı 100 okuldan 75 ile güçlü işbirlikleri geliştiriyor. QNB Finansbank ve Habitat ile birlikte hayata geçirilen Minik Parmaklar Geleceği Programlıyor projesiyle çocuklara kod eğitimi veren Microsoft, geçtiğimiz ay kullanıma sunulan Minecraft Eğitim sürümüyle de öğrenciler kod yazmanın temellerini öğretiyor. Microsoft ayrıca, Öğretmen Elçileri Programı, Office 365 odaklı öğretmen mesleki gelişim eğitimleri, Hour of Code etkinlikleri ve Türkiye’nin ilk ve tek ücretsiz uygulama eğitimi veren en büyük sanal kampüsü Açık Akademi ile sınıflarda dijital dönüşümü sağlamak için girişimlerde bulunuyor.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, “Eğitimin bireylere daha fazla imkan sunan, onları başarıya ve mutluluğa götüren hale gelmesi için temek aktörler, bu konuya adanmış yöneticiler, mükemmel öğretmenler, motive ebeveynler ve öğrencilerdir. Teknoloji tüm bu aktörlere sonsuz olanaklar açan bir alandır” dedi. Türkiye’nin muazzam bir sosyal dönüşümden geçtiğini ve bu dönüşümün eğitimdeki ihtiyaçları da farklılaştırdığını belirten Kansu, “Nüfusunun yarısından fazlası genç olan, 10 milyondan fazla öğrencisi olan Türkiye’nin, 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için teknolojiye, yazılıma öncelik vermesi ve eğitimin doğal bir parçası haline getirmesi çok kritik” ifadelerini kullandı.
STEM Yaklaşımı Teknolojiyle Mümkün
Eğitimde son yıllarda dünyada ortaya çıkan fen, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplinlerinin birbiriyle bağlantılı şekilde ele alındığı STEM yaklaşımına değinen Kansu, “Bu yeni yaklaşım şimdi Türkiye’de de gündeme geliyor. TÜSİAD’ın STEM ile ilgili hazırladığı raporda, 2023 yılı için Türkiye’de yaklaşık 34 milyon toplam istihdamın yaklaşık 3.5 milyonunun STEM istihdamı olacağı öngörülüyor. Rapora göre, 2016-2023 döneminde ise STEM istihdam gereksiniminin 1 milyona yaklaşacağı ve bu ihtiyacın karşılanmasında lisans ile yüksek lisans mezunları esas alındığında yaklaşık yüzde 31 değerinde bir açık oluşacak” ifadelerini kullandı. Öğrenciler ve eğiticilerin becerilerinin teknolojiyle desteklenmesi konusunda çok büyük heyecan duyduklarını ve şirket olarak eğitim alanında birçok ürünle yeteneklerin desteklenmesine olanak sağladıklarını kaydeden Kansu, “STEM alanlarına karşılık gelen bölümlerde fen, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında pratik çözümler uygulama, inovasyonun gereksinimlerine karşılık verebilmek adına teknolojik gelişmeleri takip etme ve yenilikçi ve sorgulayıcı bakış açısına sahip olma becerileri ön plana çıkıyor” dedi.
Türkiye’nin her yıl kendi potansiyeline göre oldukça düşük sayıda bilgisayar mühendisi yetiştirmesinin önemli bir eksiklik olduğuna dikkat çeken Kansu, daha fazla bilgisayar mühendisine, yazılım yapan profesyonele ihtiyaç olduğunu ve bu nedenle Microsoft olarak eğitimde kodlamanın erken yaşlarda müfredata girmesi için çalıştıklarını söyledi. Tüm bu çalışmalarında tüm öğretmen ve öğrencilerin kendi becerilerini geliştirecek her yeniliğe büyük bir ilgiyle yaklaştığının altını çizen Kansu, bu durumun Türkiye’ye olan güvenlerini katbekat artırdığını belirtti.