Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile gerçekleştirdiği görüşmede, Avrupa Birliği’nin (AB) Çinli elektrikli araçlara uyguladığı tarifelerin çözümü için destek talep etti. Bu durum, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Xi, bu konunun çözülmesinin hem Çin hem de Avrupa için kritik olduğunu vurguladı. Elektrikli araçlar, günümüzde otomotiv endüstrisindeki en önemli trendlerden biri haline geldi. Çin, bu alanda küresel bir lider olma yolunda hızla ilerliyor. Ancak, Avrupa’nın uyguladığı yüksek tarifeler, Çinli üreticilerin pazara girişini zorlaştırıyor. Bu durum, Xi’nin Scholz’dan yardım istemesinin arka planında yatan temel nedenlerden biri olarak öne çıkıyor.
Görüşmede, iki liderin elektrikli araç pazarındaki rekabetin yanı sıra, iklim değişikliği ile mücadele konularında da iş birliği yapma isteği dile getirildi. Xi, Almanya’nın teknoloji ve mühendislik alanındaki tecrübesinin, Çin’in elektrikli araç endüstrisinin gelişimine katkıda bulunabileceğini belirtti. Bu noktada, iki ülkenin ortak projeler geliştirmesi gerektiği üzerinde duruldu. Almanya, Avrupa’nın en büyük otomotiv pazarına sahip olması nedeniyle, Çinli elektrikli araç üreticileri için önemli bir hedef konumunda. Ancak, AB’nin uyguladığı yüksek ithalat tarifeleri, bu hedefe ulaşmayı zorlaştırıyor. Xi, bu tarifelerin düşürülmesi gerektiğini savunarak, karşılıklı fayda sağlayacak bir çözüm bulunmasını umduğunu ifade etti.
Scholz ise, Avrupa’nın kendi pazarını koruma gerekliliğine dikkat çekti. Ancak, ticaretin serbestleşmesi ve iş birliğinin artırılması gerektiğini de vurguladı. Almanya, Çin ile olan ticari ilişkilerini geliştirmek isterken, aynı zamanda yerel üreticilerini de koruma çabası içinde. Bu dengeyi sağlamak, iki ülke için de büyük bir zorluk oluşturuyor. Görüşmenin ardından yapılan açıklamalarda, her iki liderin de karşılıklı anlayış ve iş birliği konusundaki kararlılıkları öne çıktı. Xi ve Scholz, elektrikli araçlar alanında daha fazla ortaklık geliştirilmesi gerektiği konusunda hemfikir oldular. Bu durum, gelecekte iki ülke arasındaki ticaretin daha da derinleşeceğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.