Firmanın teknoloji stratejisi başkanının açıklamasına göre Rolls-Royce jet motorlarına yönelik daha hafif bileşenler oluşturmak için 3D yazıcı teknolojisini de kullanmayı düşünüyor.
Shell ve Volkswagen’den pilot proje: Uzaktan yakıt alma ve ödeme
Petrol devi Shell sürücülere arabalarından inmeden yakıt alıp ödeme yapabilmelerine olanak sağlayacak yeni yolları keşfetmek üzere Volkswagen ve SAP ile birlikte bir pilot uygulama üzerinde çalışıyor. İngiltere’de hedefe yönelik hizmetler sunmak için müşteri bilgilerini analiz ederek model çıkaran akaryakıt şirketi, müşteri alışkanları hakkında da daha fazla bilgi edinmeye çalışıyor.
Şirketin ürün ve teknoloji CIO’su Amy Suhl, Shell’in zaten müşterileri için giyilebilir ve mobil ödeme sistemlerini araştırdığını söylüyor. “Nesnelerin interneti araçlara bağlantı sunmak için sensörlerle kaplı bir ortam yaratılmasına yardımcı oluyor. Yol, araç, benzin istasyonu; binlerce bilgi bileşenine sahip olabilirsiniz” diye açıklamasını sürdürüyor. Diğer yandan Suhl’un ifadesine göre Shell, Volkswagen ve SAP ile ortaklık yapmadan bunu gerçekleştirme kapasitesine sahip değildi. “Bunu birleşik bir grup olarak yapmalısınız. Hiçbir firma bunu tek başına yapamaz” diyor.
İki milyon İngiliz sürücünün verisi
Almanya’nın Hannover kentinde devam etmekte olan pilot proje, bulut tabanlı sistem tarafından destekleniyor. Shell’in Teknik ve Rekabetçi IT Bölümü İnovasyon Başkan Yardımcısı Rene Hong, “Müşterilerimizin Shell istasyonlarındayken deneyimlerini zenginleştirmede ağa bağlı araçlarının önemli olduğunu düşünüyoruz. Yürütmekte olduğumuz bu proje de olağanüstü bir müşteri hizmeti sağlamamıza yardımcı olacak” şeklinde konuşuyor
Volkswagen Elektronik Geliştirme Yöneticisi Dr. Volkmar Tanneberger de “Endüstriler arası etkileşimin başarılı bir örneği olan proje, mobil konseptlerin potansiyel uygulamaların, müşterilerimize sunacağı hizmetleri ve faydaları ortaya koyuyor” diyor. “Bu pilot projeyle müşterilerimizden sağlayacağımız geri bildirim, bizim için önemli; çünkü gelecekte mobil konseptlerin kullanımını nasıl genişletebileceğimizi değerlendirmemize yardımcı oluyor” diye ekliyor.
Shell’in Driver’s Club adlı kulübü iki milyon İngiliz sürücüden oluşan zengin bir veri havuzuna sahip.
WPP, IBM’le 1.25 milyarlık dolarlık hibrit bulut anlaşması imzaladı
Dünyanın en büyük iletişim, pazarlama ve reklam gruplarından birisi olan WPP, hibrit bir bulut altyapısı kurmak için üzere IBM’le 1.25 milyar dolar değerinde yedi yıllık bir sözleşme imzaladı. Projenin amacı WPP’nin sahip olduğu markalar arasındaki işbirliğini büyütmesine imkan tanımak ve yeni dijital servislerin geliştirilmesine yönelik bir platform sağlamak. WPP, proje sayesinde ayrıca büyük veri ve analitik kullanımını artırmayı hedefliyor.
WPP satın almalarla 300’ü aşkın iletişim ve reklam ajansını bünyesine katarak hızla büyüdü. Yakın dönemde ise IT altyapısını birleştirip dönüştürmesi için Robin Dargue’yi Grup CIO’su olarak görevlendirdi. Darque, “Dünyanın en büyük iletişim grubu olarak 111 ülkedeki müşterilerimize sağladığımız servis ve ürünlere değer katmamıza, yenilikler yapmamıza imkan tanıması için IBM’in bulut bilgiişlem uzmanlığından yararlanma arayışındayız” şeklinde konuşuyor. WPP, bu anlaşmadan önce de IBM’in hizmet ve çözümlerinden yararlanıyordu. Bu anlaşma ile birlikte IBM’in özel ve genel bulut hizmetlerinden daha fazla yararlanıyor olacak.
IBM, geçtiğimiz aylarda çok sayıda hizmet anlaşması yaptığını duyurmuştu. Bunlara Alman havayolu Lufthansa’yla yapılan 1 milyar dolarlık ve Hollanda bankası ABN Amro ile on yıl süreli “multi milyar dolarlık” anlaşma da dahil. IBM geçtiğimiz yıl servis olarak altyapı sağlayıcısı Softlayer’ı satın almasından sonra bulut sunumlarını arttırdı. Firma aynı zamanda Londra’daki yeni bir veri merkezi ile erişimini genişletmeye de yatırım yaptı.
Harvard Business Publishing’in buluttan edindiği dersler
Harvard Üniversitesi’nin yönetim eğitimi materyalleri yayınlayan kâr gözetmeyen alt kuruluşu Harvard Business Publishing’in tepe yönetimi 2012 yılında tümüyle buluta geçmeye karar verdi. “Artık donanım değiştirmek istemiyoruz” diyen Harvard Business Publishing’in IT operasyonları direktörü Ken Griffin “Şu andan itibaren 12 ay sonra o sunucular kapatılacak” açıklamasında bulunuyor.
Şirket bütün operasyonlarını buluta geçirmeye yönelik 3 yıllık planın ikinci yılında. Söz konusu plan 650 kadar çalışan ve katkıda bulunanlar tarafından kullanılan 70’i aşkın uygulamanın buluta geçirilmesini kapsıyor. Griffin Interop New York konferansında yolculukları boyunca kendisi ve ekibinin öğrendiği derslerin bazılarını paylaştı.
Buluta geçiş, yazılımı ve veriyi barındırılan servis üzerine kopyalama gibi basit bir yaklaşımdan daha karmaşık, diyor Griffin. Griffin organizasyonların değişime açık olması gerektiğini belirtiyor. Bulut içinde bir şey yapmanın en etkin yolu onu yerinde yapmaya göre radikal bir biçimde farklı bir yaklaşımı içerebilir.
Griffin, posta servislerini Office365’e aktarmak gibi geçişlerin bazılarının oldukça kolay olduğunu söylüyor. Operasyonları buluta kaydırma kararından evvel çalışanların zaten ne kadar çok bulut servisini kullanıyor olduğunu görmek ise Griffin’i şaşırtmıştı. Çalışanlar Jive, Jira, Dropbox ile birlikte çeşitli ticari tüketici ve kurumsal servisleri kullanıyordu.
Seçilen mimari önemli
Amazon Web Services (AWS) üzerine kurulu temel altyapı ise daha fazla planlamaya ihtiyaç duyuyordu. İlk başta Harvard Business Publishing AWS’nin altyapı servislerini yerinde sistemler içinde yinelemeyi ve herhangi bir mimari değişim yapmamayı planladı. Bu yaklaşımın verimli olmadığı kısa sürede kanıtlandı.
Bugün Harvard Business Publishing’in bulut operasyonlarında hiçbir web sunucu yer almıyor. İçerik doğrudan Amazon’un Simple Storage Service (S3)’üne gönderiliyor ve dağıtım talepteki büyüyüp küçülmeye göre otomatik olarak ölçeklenebiliyor. AWS’de “mimari önemli” diyor Griffin. Zayıf bulut sistem tasarımı “sıkıntılı bir dünyada olacağınız” diye de uyarıyor.