Felaketten kurtarma için sırada ne var?

CommVault’un Sistem Mühendisliği Direktörü Mark Bentkower, felaketten kurtarmanın zorlukları ve stratejileri hakkında bir makale kaleme aldı. İşte o yazı;

Modern veri korumaya sıra geldiğinde, bütün veriler aynı şekilde işlem görmemeli. Dosyaların bir gece boyunca bir banda alınıp onun da kasaya konduğu günlerin üzerinden çok zaman geçti.

CommVault Sistem Mühendisliği Direktörü Mark Bentkower
CommVault Sistem Mühendisliği Direktörü Mark Bentkower

Bugünün organizasyonları yedekleme süreleri konusunda daha az kaygılılar, çünkü doğal veya insan kaynaklı bir felaket sonrasında uygulama verilerini ve iş servislerini hızla ve kolayca kurtaracaklarından eminler. SLA’nın (service-level agreement / servis seviyesi anlaşması) daha büyük miktarlardaki verileri kapsamaya başlaması ile birlikte, kurtarma süresi ve kurtarma noktası hedefleri daha kesin ve iddialı hale geliyor.

KOBİ kullanıcıları ile yapılan yeni bir IDC araştırmasında, bu şirketlerin yüzde 67’sinin kurtarma süresi gereksiniminin dört saatten daha az iken, yüzde 31’inin kurtarma süresi gereksiniminin iki saatten daha az olduğu açıklandı[1]. SAN snapshot’ları, hypervisor konukları ve sanallaştırılmış uygulamalar gibi birden fazla ortamdan yapılan kurtarmalar, verimliliği korumak ve bozulan SLA’lardan kaynaklanan yasal riskler ve ağır finansal cezalardan kaçınmak açısından kritiktir. Hızlı uygulama kurtarma, organizasyonlara bugünün bilgi çağında kritik önemde olan yeni çeviklik seviyeleri sağlayan hızlı tek seçenek.

Felaketten kurtarmanın zorluklarını tanıyalım

Ciddi enerji kesintilerinin ve doğal felaketlerin pek nadir olmadığı bir bölgede, geniş kapsamlı bir felaketten kurtarma planının eksikliği, bazı organizasyonların varlıklarının sürmesi açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Güneydoğu Asya’daki pek çok şirketin ya birleşik bir felaketten kurtarma stratejisi yok ya da onları işi sekteye uğratan bu risklerden yeterince koruyamayan bir stratejileri var. Aşağıda bölgede belirlenen önemli felaketten kurtarma zorluklarından bazılarını bulacaksınız.

Otomasyon eksikliği: Bilginin elle yönetimi önemli bir zaman yatırımını ve yedeklemeyi basitçe idare edecek ve sorunlar oluşunca onları çözecek teknik ekipleri gerektirir. Kritik görevliliğe dayanan farklı bir yaklaşım için zaman yok. Elle yönetilen sistemler, insan hatası, gizli verilerin açığa çıkması ve bilgi kaybına bağlı olarak daha fazla risk yaratırlar. Bugünün BT ekipleri, bilgi yaşam döngüsü otomasyon sistemleri ile özel SLA’lara daha fazla odaklanmalı ve yöneticilerin daha zorlu görevleri yerine getirmek üzere serbest kalmaları için, otomasyona öncelik vermeliler.

Bant kullanımı: Bantlar yavaş arşiv depolaması için iyiyken, felaketten kurtarmada geri yüklemenin hızlı adımları için, özellikle de uygulama seviyesinde çok yetersiz ve yavaştırlar. Bu alandaki değişimin hızlı adımlarını düşünün. Verilerin global olarak büyümesi açısından dünyada, var olan tüm verilerin yüzde 90’ı sadece son iki yılda üretildi. Bu, istatistiği değiştiren bir oyundur. Ancak Asya Pasifik’teki çoğu organizasyon hala önemli bir yedekleme kaynağı olarak bantlara güveniyor, aslında onlar, hem krizler de hem de pazar fırsatlarında çevik, esnek ve hızla yanıt verme yeteneklerini engelliyorlar.

Gereksiz veriler: Asya Pasifik organizasyonlarında veri depolarının yaygınlaşması, BT yöneticilerinin öngörülere dayanarak kararlar verme ve büyük veri havuzlarını etkin bir şekilde yönetme yeteneklerini engelliyor. Bu, artan BT maliyetleri, engellenen yenilikçilik ve kurumların parçalı bir görünümü ile sonuçlanıyor. Commvault’un sipariş ettiği ve IDC tarafından yapılan çalışmada, APAC’daki BT karar vericilerinin yüzde 40’ı, yedekleme, kurtarma, veri koruma ve analitik stratejilerinin hâlâ departman seviyesinde yönetildiğini söylüyorlar[2].

Ağ çıkmazları: Asya ve Pasifik, dünyanın doğal felaketlere en yatkın bölgeleri arasında. Dünyada 2004-2013 yılları arasında bildirilen doğal felaketlerin yüzde 41,2’si veya 1,690 olay Asya-Pasifik bölgesinde olmuş. Bununla birlikte Güneydoğu Asya ağırlıklı olarak, yavaş ve güvenilmez ağ bağlantılarına sahip azgelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerden oluşuyor. Örneğin Tayland’da kurumlar, geçen yıl ağ kesintilerinden gelirlerinin 297 milyon dolarını kaybettiler.

Kurtarmanın yeni durumunu tanımlama

Şirketler bu zorlukları aşıp modern felaketten kurtulma yaklaşımını nasıl benimseyebilirler? Organizasyonlar, artımlı değişimi yakalama (inremental change capture) ile yedeklenmiş verilerde, yönetilen snapshot ve iyileşmiş kurtarma ile blok seviyesi yöntemleri kullanmayı göz önünde bulundurabilirler. Bu teknoloji, veri koruma işlemleri boyunca ağa etkiyi oldukça azaltarak, sadece bilgilerdeki zaman artımlı değişimlerin düzenli snapshot’larını yakalar (her seferinde tüm ortamı almaktan ziyade). Artımlı değişim yakalama aynı zamanda, delta bloklarını okuyup taşıyarak ve sadece benzersiz değiştirilmiş blokları saklayarak, ağ ve depolama kullanımında veri akışında verimlilik sağlar. Bu, süren kurtarma işlemleri için bant genişliği ve depolama gereksinimlerini azaltır, RPO ve RTO’yu hızlandırır.

Organizasyonlar ayrıca, veri yönetimi stratejilerini geliştirme arayışındayken, kontrol listelerindeki artımlı değişim yakalamayı içerenlerden aşağıdaki kazançları kullanabilirler.

Tam yedekleme gerekmediğinden işe etkisi düşük olur – akan yedeklemeye kıyasla yüzde 90 daha az etki

Yedekleme için tipik olarak gereken iş yükü bilgi işlem kapasitesi, diğer iş ihtiyaçları için de hazır olacaktır

Bir saatlik kurtarma noktası, RPO’yu azaltarak riski en aza indirir

Verilerin tek bir kopyası çok amaçlı kullanılabileceğinden veri depolama alanı azalır

Veriler özel bir format yerine açık formatta saklandığından veri kurtarma daha hızlanır

Gelişme ihtiyaçlarını karşılamak için yenilikçilik

Her yerden bilgi işlemi kullanmak için buluta geçmek gibi mega trendler ve bütün endüstrilerde veri temizliğinin patlama derecesinde büyümesiyle, kurumsal beklentiler de gelişti. Kurumlar gittikçe veri kayıplarına ve servislerin devre dışı kalmasına hoşgörüsüz oluyorlar. Klasik felaketten kurtarma stratejilerinin yeniden belirlenmesi, rekabetçi yanı sürdürmek ve yenilikçiliğe izin vermek için temel olan bilgilerin sürekli hazır durumda olmasını garantiler.

[1] IDC, Technology Spotlight – Bulut Sürekliliği Platformu: Pek çok kullanım durumunun incelenmesi, Haziran 2015

[2] Commvault – Veri yönetiminin gerçeklik kontrolü: IDC araştırması, organizasyonların daha merkezi bir veri stratejisine ihtiyacı olduğunu buldu, Temmuz 2015

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu