Alcatel-Lucent Teletaş Yönetim Kurulu Başkanı Önder Sönmez, “Telekomünikasyon şirketleri, geleceğin kablosuz ağ teknolojilerinde olduğunu düşünüyorlardı. Ancak öyle olmadığını görmeye başladılar. Dünya ‘IP-Connected’ yapıya gidiyor” diyor.
Mobil iletişim teknolojisi, son 20 yıla üç nesli sığdıracak kadar hızlı bir dönüşüm geçirdi. Akıllı telefon devrimi sayesinde son kullanıcılar mobil ağlar üzerinden yapabilecekleriyle tanışırken; M2M, giyilebilir cihazlar, bulut bilişim gibi teknolojiler de kurumları tamamen dijital bir dünyaya taşımaya başladı. Bu dijital dünyada yavaşlığa, kesintilere ve tek bir ağa bağlı kalmaya yer yok.
Statista’nın verilerine göre bugün 6 milyara yakın insan cep telefonu kullanıcısı. Bu kullanıcıların 2,5 milyarı 3G, 350 milyona yakını ise 4G bağlantının getirdiği hızı günlük hayatında yaşayabiliyorlar. Tahminler 2020 yılında cep telefonu kullanıcı sayısının 9 milyarı, 4G bağlantıdan faydalanan kişi sayısının ise 2 milyarı bulacağı yönünde.
Gelişen mobil cihaz teknolojisi ve gigabit seviyelerine ulaşan mobil bağlantı hızına paralel olarak mobil veri trafiğinde de patlama var. Statista, 2014 itibariyle aylık 2.5 exabyte olan mobil veri trafiğinin 2019’da, neredeyse on kat artarak 24.3 exabyte’a ulaşacağı tahmininde bulunuyor.
5G bildiğiniz gibi değil
Teknoloji dünyasının, mobil trafiğin ve internete bağlanan cihaz sayısının her geçen gün arttığı bir dünyaya sunduğu en yeni çözüm ise 5G.
2008 yılında geliştirilmeye başlanan 5G, 3G ve 4G bağlantıların üzerinde yükseldiği büyük baz istasyonlu altyapılardan biraz daha farklı bir teknoloji bakış açısını içeriyor. Büyük baz istasyonlarının yerini router büyüklüğünde, daha sık yerleştirilen küçük vericilerinin aldığı bu sistemde, bant genişliği megahertz seviyelerinden 20 gigahertz düzeylerine, veri aktarım hızı ise gigabit/saniyelere çıkıyor. Bu teknoloji sayesinde şehirlerde giderek artan baz istasyonu kirliliğinden kurtulmak mümkün oluyor.
Dünyanın önde gelen network şirketleri 5G ile ilgili şirketleri denemelerini yapmaya başladılar. Teknoloji altyapısı ve standartlarının oluşturulabilmesi için özel işbirlikleri ve konsorsiyumlar da oluşmaya başladı. Bu konsorsiyumlardan biri olan 5G Public Private Partnership (5G PPP), Aralık 2013’te oluşturuldu ve üyeleri arasında Nokia Solutions and Network, Alcatel-Lucent, Ericsson gibi bu alanın önde gelen oyuncuları var.
Kablolu ile kablosuz yakınsanıyor
İletişim teknolojileri alanında dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeleri konuşmak üzere bir araya geldiğimiz Alcatel-Lucent Teletaş Yönetim Kurulu Başkanı Önder Sönmez, LTE ve 5G gibi ultra-genişbant olarak adlandırdıkları teknoloji ile birlikte kablolu ile kablosuz altyapının yakınsandığı bir mobil dünyaya geçiş yapmakta olduğumuzu anlatıyor: “’Long Term Evolution’ olarak ifade edilen LTE teknolojisi; radyo istasyonlarının, arka tarafta IP ile bağlandıkları bir modeli içeriyor. Kablolu ve kablosuz altyapılar yakınsanıyor, konsolide oluyor. Bulut teknolojiyle birlikte ‘Çekirdek Ağ’ (Core Network) modeline kayış var.”
“Telekomünikasyon şirketleri, geleceğin kablosuz ağ teknolojilerinde olduğunu düşünüyorlardı. Ancak öyle olmadığını görmeye başladılar. Büyük veri trafiğini, fiber ile desteklenmeyen bir kablosuz teknoloji ile sağlamanız mümkün değil. Çünkü frekanslar buna izin vermiyor. O nedenle dünya ‘IP-Connected’ yapıya gidiyor” diyen Sönmez, burada 5G’nin de oldukça etkili olacağını belirtiyor: “2020’de 50 milyar cihazın internete bağlanması bekleniyor. Böyle bir internet altyapısını sağlayabilmeniz için 5G olmak zorunda.”
109