4G olmadan asla
5G teknolojisinde standartların 2020’e kadar oluşturulması öngörülüyor. Teknolojinin yaygınlaşması ise 2025’i bulabilir. Ancak Sönmez’e göre arabalardan, evlere ve giyilebilir cihazlara kadar her şeyin internete bağlanacağı bir dünyada bu sürecin çok daha erkene çekilmesi muhtemel.
Sönmez, aslında bir ara çözüm olarak gördüğü 4G’yi atlayarak 5G’ye doğrudan geçiş yapmanın da mümkün olmadığına dikkat çekiyor: “4G’e daha uzun vadeli bakmamız gerekiyor. Ultra-genişbant vizyonunun önemli bir parçası olarak ele alınabilir. Ayrıca 5G gelene kadar 4G ile zaman kazanmak zorundayız.”
LTE şebekeleri ile uyumlu çalışan 5G’ye geçiş yapılabilmesi için 4G altyapısının oluşturulması önem taşıyor. Oysa Türkiye, 4G teknolojisine geçmeyen dünyada az sayıda ülke arasında yer alıyor. 26 Mayıs 2015’te yapılması planlanan ve ani bir kararla 26 Ağustos 2015’e ertelenen 4G ihalesinin gerçekleştirip gerçekleştirilemeyeceği bu yazı yazılana kadar belirsizliğini koruyordu.
1+1=3
Kökleri eskilere uzanan Alcatel’in, Aralık 2006’da Lucent Technologies ile birleşmesiyle oluşan Alcatel-Lucent, Türkiye’de Alcatel-Lucent Teletaş adıyla yüzde 35’i halka açık olmak üzere faaliyetlerini sürdürüyor. IP ağ oluşturma alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden olan Alcatel-Lucent’in, nisan ayında, kablosuz teknolojilerde uzman olan Nokia Networks tarafından satın alınması sektörde büyük bir yankı yarattı.
Satın alma konusunda Önder Sönmez, “LTE ve 5G ile birlikte kablolu ile kablosuz teknolojilerin yakınsandığı bir dönemde, kablosuz iletişim teknolojilerine odaklanan bir firma olarak Nokia’nın, IP alanında uzman Alcatel-Lucent’i satın alması oldukça isabetli bir karar” diyor.
Sönmez’e göre bu satın almanın, Nokia’nın Amerika pazarına açılması noktasında da anlamı büyük… “Kablosuz sistemlerde Nokia’nın Kuzey Amerika’da pek müşterisi yoktu. Diğer yandan Alcatel-Lucent’in bu bölgede Verizon, AT&T gibi baya büyük müşterileri var. Dolayısıyla Nokia, Alcatel-Lucent ile birlikte Kuzey Amerika’daki önemli müşteri tabanını da satın almış oldu” açıklamasında bulunan Sönmez, “Çok başarılı bir birleşme. Hem ürünler hem de bölgesel dağılım açısından 1+1=3 bence” diyerek noktayı koyuyor.
İhaleye davet edilen şirketlerden biri de Alcatel-Lucent. “Türkiye, telekomünikasyon teknolojilerinde hızlı. Sadece 4G’de biraz geç kaldı” diyen Sönmez, eninde sonunda 4G ihalesinin gerçekleştirilip bu yönde gerekli adımların atılacağına inanıyor.
Şirket olarak 4G alanında projeleri Türkiye’de hayata geçirmeye başladıklarını belirten Sönmez, “Avea ile birlikte İzmir’de 16 bölgede 16 baz istasyonu kurduk. 300 megabit/saniye hız gördük” açıklamasında bulunuyor.
“Devlet, fiber yatırımı yapmalı”
4G teknolojisini, 5G’ye yakınlaştıran unsur ise fiber altyapı ile desteklenmesi ihtiyacı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 2015’in ilk çeyreği için yayınladığı verilere göre Türkiye’deki fiber uzunluğu 251 bin kilometreye ulaşmış durumda. Bu altyapı, toplam 9 milyona yakın sabit genişbant internet abonesinden 1,5 milyonun fiber internet abonesi olması sağlayarak pazarda yüzde 16 düzeyinde bir penetrasyon oranı sunuyor. Dünyada bu alanda Japonya (yüzde 72,7), Güney Kore (yüzde 68) ve İsveç (yüzde 43,7) ile liderlik ederken OECD ülkeleri ortalamasının yüzde 18’e yakın olduğu görülüyor.
Ar-Ge’de büyüyecek
Mobil ve sabit iletişim teknolojileri, IP ve optik sistemler alanında çözümler sunan Alcatel-Lucent, Türkiye’de 750 çalışana sahip. Türkiye’deki Ar-Ge merkezini 2010’da açan şirketin bu alandaki çalışan sayısı ise 100’e ulaşmış durumda. Önder Sönmez, Ar-Ge ekiplerinin büyüdüğünü, çalışan sayısının 150’e doğru ilerlediğini söylüyor.