Oracle OpenWorld Dubai 2020 etkinliğinde konuştuğumuz Oracle ürün yönetiminden sorumlu başkan yardımcısı Suhas Uliyar, dijital asistanlar ile işletmelerin çok daha yenilikçi olduklarını belirtti. Bu yolculukta işletmelerin öncelikle verilerine bir çekidüzen vermeleri gerektiğini belirten Uliyar şöyle dedi: “Günümüzde işletmeler hibrit bir dünyada yaşıyor. On-premise uygulamaları çalıştırmaya devam ederken bir yandan da hızlarını artırmak için buluta taşınmaya çalışıyorlar. Bulut ortamında birden çok seçenekleri var. Bulutu bir altyapı olarak kullanabilecekleri gibi, bulut tabanlı birçok yazılım üzerinden de işlerini sürdürebiliyorlar. Bu aşamada akıllarına şu soru geliyor; benim verim nerede ve bu kadar çeşitlilikte verimin izini nasıl takip edebilirim. Çünkü birden çok bulut sağlayıcısına ek olarak kendi içinizdeki veri merkezlerinde tuttuğunuz tüm verilerin birbirleri ile uyumlu bir şekilde çalışması gerekiyor. Oracle Integration Cloud olarak bizler işletmelerin ve teknoloji yöneticilerinin bu ihtiyaçlarını çözüyoruz. Yerden buluta ya da buluttan yere veri akışını doğru bir şekilde kontrol edebilmelerini sağlıyoruz.”
Herkes daha iyisini istiyor
Hem çalışanların hem de müşterilerin şirketlerden çok daha iyi bir ilişki ve deneyim beklediğini belirten Uliyar, ancak akıllı dijital asistanlar ile bunun mümkün olduğunu belirtiyor. Makina öğrenimi, bulut, doğru platform ve büyük bir veri havuzu ile işlerin başarıya ulaşabileceğini söyleyen Uliyar, müşteri beklentilerinin yıllar içinde değiştiğini şöyle anlatıyor: “İşletmelerin bir diğer önemli konusu, hem müşterileri hem de çalışanları artık çok daha iyi bir deneyim talep ediyor. Bu değişim ilk önce web tabanlı olarak başladı. Ardından daha iyi bir mobil deneyim tercih ettiler. Şimdi ise sesli konuşma yaparak daha iyi bir iletişim deneyimi yaşamak istiyorlar. Bu aşamada makina öğrenimi devreye giriyor. Oracle’ın diğer şirketlerden ayıran en önemli özellik, her iki alanda da ciddi bir bilgi birikimine ve işletmeler için hazır çözümlere sahip olması.”
Suhas Uliyar, dijital asistan ve otonom işler konusunda işletmelerin hepsinde aynı teknoloji olgunluğu olamayabileceğini söyleyerek şöyle dedi; “Bizim klasik müşterimiz aslında geleneksel bir geliştiricidir. Oracle olarak hem platform, hem veritabanı hem de uygulama ayağında oldukça güçlüyüz. Burada önemli olan şu, uygulama ayağımız aynı zamanda kendi platformumuz ve veritabanımız için güçlü uygulamalar geliştiriyor. Tüm uygulamalarımız için kullanıma hazır dijital asistanlar geliştiriyoruz. Dolayısıyla işletmelerin kendi bilgileri yoksa bile dijital asistanları hızlı bir şekilde kurumlarına adapte edebiliyorlar.”
Akıllı chatbotlar zamanı
Artık chatbotların da akıllı olması ve proaktif davranması gerektiğini belirten Uliyar şöyle dedi: “Chatbot dünyasına baktığınızda aslında çok temel bir arz talep iletişimini yürütürler. Örneğin banka hesabınızda ne kadar para kaldığını, bir uçak bileti fiyatını ya da bir hizmet ile ilgili bilgiyi sorarsınız. Oracle olarak biz bu işe akıl katıyoruz. Eğer birisi bilet fiyatı soruyorsa, muhtemelen tatile gitmeyi hedefliyordur. Bu durumda ona aynı zamanda bilet sorduğu lokasyondaki otel fiyatlarını da önerebilirsiniz. Bu bireysel olabileceği gibi aynı zamanda kurumsal bir çözüm olarak da geliştiriyoruz. Örneğin müşterilerimizden biri satın almalar ile birden çok şirketin sahibi oldu. Toplamda 30 bin kişilik bir şirketi var ve bu çalışanların sosyal hakları konusunda çok daha dikkatli ve proaktif olmak zorundasınız. Bir çalışanınız evlendiğinde ya da çocuğu olduğunda ona sunacağınız sosyal hakları hızlı bir şekilde önerebilmeniz ve bunların hemen işleme geçmesi gerekiyor. Makina öğrenimi ve dijital asistanlar bu devrede çalışan mutluluğu açısından da çok önem taşıyor.”
Kullanıcıyı gözeterek ürün geliştirmelisiniz
Suhas Uliyar, şirketlerin daha yenilikçi dijital asistanlar geliştirmeleri için mutlaka kullanıcıları işin içine katmaları gerektiğini belirterek şöyle diyor: “Biz dijital asistan hizmeti vereceğimiz şirketler ile öncelikle “Conversational Design Experience Workshop” adını verdiğimiz bir çalışma yapıyoruz. Burda dijital asistanların nasıl bir yöntem izleyeceğimize ve şirketin iş süreçlerine bakıyoruz. Örneğin bir mobil uygulama geliştirirken eğer kullanıcıları hesaba katmazsanız başarısız olursunuz. Birçok chatbot uygulaması da yalnızca geliştiriciler tarafından dizayn ediliyor. Bu güzel birşey ama günün sonunda kullanıcı taleplerini dinlemezseniz kullanışlı olmuyor. Diyelim ki bir banka için chatbot geliştirdiniz ve müşteri telefonu açtığında hava durumunu soruyor. Bankanın işi hava durumunu cevaplamak değildir ama şunu düşünmelisiniz, bir insan müşteri temsilcisi bu soruya nasıl cevap verirdi. En alakasız soruları bile kurumsal itibarınıza uygun bir şekilde cevaplamamız gerekiyor. Bu durumda müşteri, kullanıcı ve geliştiricinin beklentileri ve istikametinin aynı yönde olması gerekiyor.”