Tanınmış bir müzisyen, bir yandan kalbe ve hislere dokunan diğer yandan da dünya genelindeki trendlere uyan bir şarkı yaratmak için yapay zekâyı nasıl kullanır?
Bir düğün marşını, doğum günü şarkısını ve hatta cenazede çalınan marşı düşünürsek, müziğin hayatımızın birçok önemli anının merkezinde yer aldığını söyleyebiliriz. Müzik ile kişinin içinde bulunduğu durum ve ruh hali arasında çok sıkı bir bağ vardır; her şarkı ve her an dinleyene özeldir. Durum böyle olunca IBM’in yapay zekâsı Watson, geçen yıldan bu yana, müzikle ilgili temalar, müzik teorisi, duygu durumları, hisler ve bunların birbiriyle bağlantıları üzerine çalışarak elde ettiği anlamlı veriler ile müzik yapımı üzerine ilk çalışmasını hayata geçirdi.
Grammy ödüllü müzik yapımcısı Alex da Kid; Grammy ödüllü Elle King, X Ambassadors, Sam Harris ve Wiz Khalifa ile birlikte çalıştığı “Not Easy” adlı hit parçası için Watson ile işbirliği yaptı. Geçtiğimiz aylarda yayınlanan şarkı, 48 saat içinde iTunes “Alternatif” listelerinde 6. sıraya, iTunes “Popüler Parçalar” listesinde ise 4. sıraya yerleşti.
Watson, müzik yapımında nasıl yardımcı oldu?
Watson, her yılın “duygusal atmosferini” anlamak üzere 5 yılın kültürel verilerini analiz ederek, Alex’in yaratıcı sürecine yardımcı oldu. Sistem, Nobel Barış Ödülü konuşmaları, New York Times makaleleri, film senaryoları ve şarkı sözleri gibi kaynakların yanı sıra, Twitter ve bloglardaki ilgili yorumlara baktı. Daha sonra IBM’in Watson BEAT teknolojisi, son 5 yılın müzik dünyasındaki beste trendlerini anlamak için, en hit Billboard şarkılarının müzikal yapılarını analiz etti ve tüm bunları okumak ve anlamak için Watson Alchemy Language API’yi kullandı. Daha sonra Watson Tone Analyzer API bu temalarla ilgili oluşan algıyı anlamak için 2 milyonun üzerinde ilgili sosyal içerik satırını analiz etti. Bu iki API birlikte son 5 yılın her birinin “duygusal kimliğini” oluşturmaya yardımcı oldu ve Alex’in belirli bir duyguya göre yeni sesler denemesini ve yaratmasını sağladı.
Şarkıları analiz edebilen: Watson BEAT
Öğrenme algoritmalarını kullanabilen Watson BEAT, bir şarkının perde, zaman ve anahtar işaretlerini, nota sıralamasını ve hızını (bir notaya hangi sertlikle basıldığını) analiz ederek şarkılardan bir şeyler öğrenebiliyor. Müziğe verilen duygusal tepkiler hakkındaki teorilerle birlikte Watson BEAT, tercih edilen duygu durumlarının çeşitliliğine göre (eğlenceli, üzgün, kızgın, vb.) ya da hislere göre (gizemli, neşeli, tuhaf vb.) yepyeni şarkı notaları oluşturabiliyor. Bu teknolojiyi kullanan Alex, kendisine ilham veren sesi buluncaya kadar yeni parçalar oluşturabildi. Watson BEAT Alex’e, “Not Easy” parçasının yaratılmasının yanı sıra, müzik temalarını ve duyguları deneyimlemenin birçok yeni yolunu gösterdi.
Öngörülere daha çok ağırlık vermek üzere IBM ekibi Alex’e ilham veren resimler gösterdi; albüm çalışması ve renklere göre verilerin interaktif görselleştirmesini oluşturmak için Cognitive Color Design Tool aracı kullanıldı. Bu araç, kişiye özel bir renk paleti oluşturmak için görüntü estetiği, duygular arasındaki ilişkiler ve renklerin psikolojik etkilerinden yararlanıyor.
Yapay zekânın gücüyle kişinin yaratıcılığını besleyen “Kognitif Yaratıcılık” daha önce hayal bile edilemeyen kavramları, hikâyeleri ve fikirleri üretmeyi sağlıyor. Watson’ın doğal dil kullanarak anlama, öğrenme ve muhakeme yeteneği, mutfaktan (Chef Watson), modaya (Cognitive Dress) ve eğlenceye (Cognitive Movie Trailer) kadar birçok sektörde yaratıcılığın kaynağı olarak öne çıkmasını sağlıyor. Bugünlerde müzik alanında çalışan Watson’ın yeteneğinin erişeceği bir sonraki alanın neresi olacağı ise merakla bekleniyor.