IBM Türk Bulut Bilişim Kıdemli Danışmanı Bora Taşer, Bulut Bilişim konusuyla ilgili bir makale kaleme aldı. İşte o yazı:
Bulut hizmetleri, son yıllarda Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ’ler) arasındaki popülerliğini önemli ölçüde artırdı. Bulut platformları, küçük işletmeler ile yeni kurulan işletmeler için donanıma, yazılımlara veya teknik yeteneklere başlangıçta yatırım yapılmasını gerektirmeyen güvenli, ölçeklenebilir bir BT altyapısı üzerinde çeşitli iş uygulamalarına ve araçlarına erişim olanağı sunuyor. Bunlar aynı zamanda KOBİ’lerin, donanım ve şirket içi kaynak becerilerine sermaye yatırımı yapmaya gereksinim duymaksızın hizmetlere hızla erişmesine imkân tanıyor.
Tüm BT sistemlerinin çevrimiçi olması ve küçük işletmelerin farklı ofisler arasında ve sınır aşırı olarak gerçek zamanlı işbirliği içerisinde çalışabilmesi gibi ek avantajları ve aynı zamanda BT kaynaklarının gereksinim duyulduğu şekilde artırılması veya azaltılması sayesinde sağladığı ek esneklikle birleşen maliyetten ve zamandan tasarruf avantajları, bulutun benimsenmesinde önemli rol oynuyor.
Sermaye giderlerini önemli ölçüde azaltma becerisinin KOBİ’lerin bulutu tercih etmesine neden olan ilk etkenlerden biri olduğuna hiç şüphe yok… Artık şirket içerisindeki veri merkezlerinin bakımını gerçekleştirmeniz gerekli değil ve veri merkezi için ayırdığınız fiziksel alanı başka amaçlarla kullanabiliyorsunuz. Bulut 1.0 günlerinde, bu tamamen sunucu birleştirme ve sanallaştırma ile maliyetin düşürülmesiyle ilgiliydi. Bulut 2.0, ciro artışına odaklı daha stratejik bir bileşeni oyuna dâhil ediyor. Tepkisel olan maliyet düşürme yaklaşımından, proaktif olan dijital dönüşüm yaklaşımına geçişi yansıtıyor ve kuruluşların yalnızca maliyetleri düşürmesine değil, aynı zamanda yeni gelir kaynakları yaratmasına ve rekabet gücünü artırmasına olanak sağlıyor.
İleri görüşlü kuruluşlar, bulutun sunduğu sayısız iş inovasyonu fırsatlarından yararlanmaya başladı. 2017 yılında, bulut üzerinde ‘doğan’ uygulamaların sayısı giderek artacağı ve yeni uygulamaların %35’i bulutun olanak sağladığı kesintisiz teslimattan yararlanacağı öngörülüyor. Burada özellikle Türkiye’ de son zamanlarda sayıca hızla artan oyun ve uygulama geliştirme şirketlerinin liderliği elden bırakmadığını görüyoruz. Sadece Türkiye’ de bugün 500’ün üstünde firmanın, Android ve IOS tabanlı uygulamalarını aktif olarak Bulut Platformların üzerinde geliştirdikleri ve hatta bu uygulamaların birçoğunu da bu platformlar üzerinden host ettiklerini görebiliyoruz. Böylelikle bu firmalar Sermaye tarafında %40’ a, çalışan maliyeti tarafında %32’ ye ve enerji maliyetleri tarafında da %78’ e varan tasarruflar sağlarken diğer yandan büyüme ve gelen yüklerini anlık olarak eşit ve daha esnek modelde dağıtabilme imkanına da sahip oluyorlar. Bu da bu tür firmaların piyasadaki rekabet güçlerini ciddi oranda artırmış oluyor.
Günümüzde, bulut alanında genel olarak üç tip yenilikçi bulunuyor. Bunlar, KOBİ’lerin değer zincirlerini, iş çevikliklerini ve değişen müşteri taleplerini hızla karşılama kapasitelerini gerçek anlamda etkilemek amacıyla bulutu nasıl kullandıklarını yansıtıyor.
Bu yenilikçiler arasında, bizim kısaca “Optimize Ediciler” olarak tanımladığımız ilk grup, bulutu sundukları değeri iyileştirmek ve aynı zamanda kuruluşlarının verimliliğini artırmak için kullanıyor. Türkiye’de birçok kuruluş, özellikle ürün geliştirme ve test ortamlarını buluta taşıyarak yeni ürün geliştirme sürecinde en uzun ve zahmetli adım olan test ve validasyon adımlarını gerek altyapı katmanında çok hızlı ortam tedariği ile gerekse de tedarik edilen ortamlar için kendilerini sahip olma maliyetinden kurtararak test ve validasyon süreçlerini çok daha hızlı ve çok daha düşük maliyetlerle tamamlayabiliyorlar. Bu süreç sonunda bulutun getirdiği avantajları gören ve test eden şirketler, gerçek üretim ortamlarının da buluta taşınması ile ilgili somut adımlar atmaya başlıyorlar. Bunu örneklemek gerekirse, özellikle son dönemlerde birçok ERP kullanıcısı firmanın, ERP ortamlarını tamamen test ve geliştirme ortamları ile birlikte buluta taşıyarak eleman ve altyapı tarafında ciddi maliyet düşüşleri ve çeviklik elde ettiklerini görebiliyoruz.
İkinci grup, bulutun benimsenmesi aracılığıyla müşteriye sunulan değeri önemli ölçüde artıran ve bunun sonucunda yeni gelir akışları yaratan ve hatta mevcut sektör ekosistemi içerisindeki rollerini değiştiren “Yenilikçiler” grubu… Burada verilecek en uygun örneği, Türkiye’ de kendi BT operasyonları için veri merkezi yatırımı yapmış ancak bu yatırımı gelir getirici bir kanal yapısına dönüştürmeyi başarmış bazı organizasyonlar oluşturuyor. Bu organizasyonlara kendi iştiraklerine bulut hizmetleri veren çeşitli Holding şirketleri, finans sektörüne bulut hizmetleri sunacak olan güvenilir finans kuruluşlarını örnek gösterebiliriz. Bu organizasyonlar, temelde en iyi bildikleri işin yanında artık birer bulut servis sağlayıcısı rolünü de üstlenerek bulut pazarında diğer servis sağlayıcılar gibi yerlerini almayı hedefliyorlar.
Üçüncü grup ise sundukları değeri önemli ölçüde farklılaştırmak ve aynı zamanda yeni müşteri gereksinimleri, segmentleri ve hatta yeni sektör değer zincirleri yaratmak için bulutu kullanan “Devrimciler” grubu…. Bu grup, BT harcaması bakımından en hızlı büyüyen bulut tabanlı uygulama pazarlarından biri olarak ön plana çıkıyor ve KOBİ’lerin de 2016 yılında önemli ölçüde büyüyecek segmentlerden biri olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’ de yeni ve katma değerli bulut servislerinin hayata geçirilmesi hala beklenenin çok daha gerisinde gerçekleşiyor. Sektör spesifik katma değerli ürün ve servislerin bulut tabanlı olarak sektöre kazandırılmasına verilebilecek en kıymetli örneklerden biri, bu sene EuroCloud Ödüllerinde en innovatif bulut hizmetini kazanan CloudArena olarak karşımıza çıkıyor. Bu tür startup firmaları, Türkiye’ de devlet desteği ve karşılıksız teşvik kredileri ile daha da güçlenerek yurtdışı pazarlarda da rekabetçi olabilmeleri için ihtiyaç duydukları cansuyuna ulaşabiliyorlar.
Günümüzün beş inovasyon alanı:
Müşterilere küresel erişim sağlanması – Bulut aracılığıyla inovasyon müşterileri, iş ortaklarını ve diğer paydaşları bir araya getiriyor. Ayrıca, kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle KOBİ’lerin çok çevik bir şekilde çalışması gerekiyor ve mali bildirimlerin, çalışma zaman çizelgelerinin, tekliflerin buluta yüklenmesi ekiplerin bu öğelere herhangi bir yerden erişmesine ve bu öğeleri ülkenin ya da dünyanın diğer ucundaki meslektaşları ve müşterileri ile paylaşmasına olanak sağlıyor.
Girişin önündeki engellerin yıkılması – Bulut teknolojileri, KOBİ’lerin pazarlara erişmek için gereksinim duydukları sermaye harcamalarını ve fiziksel altyapıyı önemli ölçüde azaltıyor. Ayrıca, kognitif bilişim gibi en son teknolojileri anında erişebilecekleri şekilde parmaklarının ucuna getiriyor. Önemli örneklerden biri, fiziksel bir alan yerine çevrimiçi ortamda gerçekleştirilen sanal etkinliklere veya fuarlara yönelik eğilimin giderek artması olabilir. Bir diğeri, hem perakendecilik sektöründe hem de tüketici davranışında pek çok yönden devrim yaratan ve yenilikçi fikirlere sahip daha küçük oyuncuların daha büyük rakiplerle eşit şartlarda rekabet edebilmesine olanak sağlayan çevrimiçi alışveriş… Aynı şekilde bu, teknolojiye erişimi de demokratik hale getiriyor. Artık kuruluşların kognitif bilişim gibi en son teknolojilere erişmek için çok büyük veri merkezlerine ya da çok yüksek miktarda sermayeye sahip olması gerekli değil. Bulut, bu teknolojileri herhangi bir yerdeki, herhangi bir kişinin parmaklarının ucuna getiriyor.
Yeni fikirlerin test edilmesi/denenmesi için işbirliğine dayalı yöntemler – Bulutun hem iletişimi hem de işbirliğini iyileştirme şekline ilişkin örneklerden biri, yeni uygulamaların kullanıma sunulmadan önce, kavram aşamasında paylaşılmasına ve test edilmesine olanak sağlayan DevOps yaklaşımı. DevOps, yazılım geliştiricilerin ne ürettiklerini müşterilerine gerçek zamanlı olarak göstermelerine ve uygulamalar ile hizmetleri hızla geliştirmek için zamanında geribildirim almalarına olanak sağlıyor. Bu şekilde, geliştirme sürecindeki darboğazları azaltma, müşterilerin gereksinimlerini daha hızlı bir şekilde karşılama, aynı zamanda yazılımların oluşturulma, test edilme ve yayınlanma sıklığını ve güvenilirliğini artırabiliyorlar. Şirketler, DevOps yaklaşımı aracılığıyla uygulamaların daha hızlı yayınlanmasına olanak sağlayarak rekabet güçlerini artırabiliyorlar. Aynı zamanda, herhangi bir sermaye gideri söz konusu olmadığından hataların marjinal maliyetlerini azaltabiliyorlar. Bu sayede bulut, kuruluşların deneylere yönelik çok daha fazla toleransa sahip olmasına olanak sağlıyor.
Fikirlerin pazara daha hızlı sunulması – KOBİ’lerin bulut aracılığıyla toplayabildiği veriler, bu firmaların yeni fikirleri ve ürünleri pazara sunarken daha hızlı yanıt vermesine ve daha rekabetçi olmasına olanak sağlıyor. KOBİ’ler, müşteri gruplarına ilişkin öngörüleri dâhili paydaşlarla ve iş birimleriyle paylaşarak müşterilerinin gereksinimlerine ve tercihlerine ilişkin daha kapsamlı bir anlayış elde edebiliyor ve aynı zamanda ürünleri pazara daha hızlı ve çok daha hedefli bir biçimde sunabiliyorlar. Ayrıca, bulut üzerinden Twitter, hava durumu ya da diğer türdeki yapısal olmayan verileri de elde edebiliyorlar.
Uzun vadeli rekabet avantajı için öngörülerin açığa çıkarılması – Tüm sektörlerde rakiplere karşı avantaj elde edilmesi için bulut ve kognitif bilişim kullanılıyor. Örneğin, gelişmiş analitik ve kognitif, otomobil üreticilerinin sürücü ve araç verilerini tahmine dayalı araç bakımı için eyleme dönüştürülebilir öngörüler haline getirmesine yardımcı olurken, bankaların da daha iyi müşteri öngörüleri sayesinde çevrimiçi ve mobil bankacılık hizmetlerini hızlandırmasına yardımcı oluyor.