Silikon Vadisi merkezli 500 Startups ağı altında faaliyet gösteren 500 İstanbul’un Yönetici Ortağı Rina Onur Şirinoğlu, dünya genelindeki teknoloji girişimlerine yatırım yaparak küresel startup ekonomisinin bir parçası olmak isteyen kişi ve kurumlara önerilerde bulundu.
Türkiye’nin ilk Silikon Vadisi merkezli girişim sermayesi fonu 500 İstanbul’un Yönetici Ortağı Rina Onur Şirinoğlu, küresel çapta startup’lara yatırım yapmak ve bu alandaki fırsatlardan yararlanmak isteyenlere önerilerde bulundu. Dünyanın en zenginleri arasında bulunan Warren Buffet’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı “Yıllar önce Google ve Amazon’a yatırım yapmadığım için pişmanım” açıklamasını anımsatan Şirinoğlu, “Dünya genelinde değeri 1 milyar doların üzerinde olan 183 teknoloji girişimi var, birçok işadamı startup aşamasında bu şirketlere yatırım yaparak, büyük kazançlar elde etti. Startup’lara inanmayan işadamları ise şimdi pişmanlıklarını dile getiriyor. Oysa şu anda da dünya üzerinde binlerce girişimci proje geliştiriyor. Bunlardan yine unicornlar yani milyar dolarlık şirketler çıkacak. Geleceğin unicorn’larına şimdiden ortak olmak, alternatif yatırım arayanlar için büyük fırsatlar barındırıyor” dedi.
Şirinoğlu, global yatırımcı olmak ve startup ekosistemine dahil olmak isteyen yatırımcılara 7 soruda nasıl hareket etmeleri gerektiğinin yanıtı verdi.
1-Finans piyasaları dışında alternatif yatırımlar yapmak, startup ekonomisindeki fırsatlardan yararlanmak isteyen yatırımcılar ne yapmalı?
Her işte olduğu gibi, alternatif yatırım kanalları yatırımlarında da deneyim ve sektör bilgisi büyük önem taşıyor. Teknoloji ve girişim sermayesi yatırımlarında da, yatırım yapılan alan hakkında know-how’a sahip bir ekip oluşturmak çok önemli. Bu tarz bir ekip oluşturmak için gerekli kaynaklar kurum içinde ayrılamıyorsa, yatırım stratejisi oluşturulması konusunda bilgili kişi veya kurumlardan danışmanlık alınabilir ya da işbirlikleri ile yol haritası oluşturulabilir. Ne tür şirketlere ne gibi aşamalarda ve hangi koşullarda yatırım yapılacağının belirlenerek şirket içi yatırım tezinin net bir şekilde oluşturulup tüm ekibe aşılanması da önemli. Türkiye ve çevre bölgelerle sınırlı kalmadan, dünyadaki gelişmiş ve diğer gelişmekte olan inovasyon ekosistemlerindeki trendler takip edilmeli. Tüm bunları yaparken, ekosistemdeki diğer oyuncuların kim olduğu, yatırım yaptıkları alanlar, stratejik oyuncu olup olmadığı gibi konuların haritası yatırımcının zihninde çok net olmalı.
2- Türkiye’de global fırsatları değerlendiren yatırımcılar var mı?
Türkiye’de özellikle teknoloji ekosisteminde global fırsatları değerlendiren yatırımcı sayısı çok fazla değil fakat bir artıştan söz edilebilir. Özellikle konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen kurumların oranında hızlı bir büyüme var. Buna bizim gibi global girişim sermayesi fonlarına yatırım yapan holdingler, bankalar ve sigorta şirketleri de dahil.
3- Global yatırımcılar en çok hangi sektörlere yatırım yapıyorlar? Bu yatırımcıların en temel özellikleri nedir?
Teknoloji bakış açısıyla değerlendirdiğimizde, global yatırımcılarda yatırım trendlerinin şu an yapay zeka ve makine öğrenimine yönelik olduğunu söyleyebiliriz. Artık dünyadaki hemen her sektörde çok hızlı ve efektif bir şekilde, çok yüksek oranda veri takibi yapılabiliyor. Şimdiye dek bu büyük veriyi geriye dönük şekilde inceleyip, geleceği tahmin etmeye çalıştığımız bir döngü söz konusuydu. Fakat artık akıllanan sistemler üzerinden, milyonlarca senaryoyu daha hızlı bir şekilde analiz edebilip, dünyanın en büyük problemlerini makine öğrenimi ile çözmeye çalışıyoruz. Buna kanseri yenmekten, bireylerin tasarruf problemlerini çözmeye, insansız araçtan DNA modifikasyonuna kadar birçok farklı konu giriyor.
4- Startup dünyasında hangi sektörler daha gözde?
Dünyadaki kurumsal firmalar, sektörleri teknoloji kullanımıyla altüst eden girişimlerin en büyük yatırımcıları arasında yer alıyor. Wall Street Journal’da belirtilen, değeri 1 milyar doları aşan özel teknoloji şirketlerinin yüzde 62’sinde kurumsal bir yatırımcı var. Buna şaşırmamak lazım, çünkü Forbes Global 500 listesindeki kurumların yüzde 68’i bir şekilde startup’larla yatırım, satın alım, stratejik işbirliği gibi konularda yakın temas içerisinde bulunuyor. Kurumlar artık sadece kendi alanlarında değil, teknolojiyi başka sektörlerde kullanan girişimlere de yatırım yapıyorlar. Amerika’da BBVA’in DocuSign’a yaptığı yatırım veya Coca-Cola’nın Spotify’a yaptığı yatırım bunlara güzel birer örnek.
5- Silikon Vadisi en çok bilinen merkez durumunda. Başka hangi pazarlar takip edilmeli?
Şu an dünya genelinde değeri 1 milyar doların üzerinde olan 183 teknoloji şirketi var. Bunların yüzde 55’i Amerika’da, yüzde 21’i Çin’de ve yüzde 4’ü de Hindistan’da. Bu nedenle Silikon Vadisi dışında takip edilmesi gereken önemli pazarlardan biri Uzak Doğu. Teknoloji trendlerinin en az Silikon Vadisi kadar uç noktalarına zorlandığı ekosistemler ise Tel Aviv ve Singapur.
6- Bir yatırımcı bir startup’a yatırım yaparken nasıl bir strateji uygulamalı? Belli bir bütçe üzerinden mi ilerlemeli, belli bir ülke ya da sektöre mi yoğunlaşmalı yoksa bir sepet mi yapmalı?
Yatırım stratejilerinin her türlüsünde en önemli prensiplerden biri çeşitlendirme olduğu için, startup yatırımlarında da bu önemli bir kriter. Sırf bu çeşitlendirmeyi yapmak önemli bir bilgi birikimi ve kaynak gerektirdiğinden dolayı, birçok kurum çözümü zaten bir portföy stratejisi olan girişim sermayesi fonlarında buluyor. Girişim sermayesi fonlarının hedefi, farklı evrelerde ve farklı sektörlerle çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturmak ve bu şirketlerin gereken desteği alıp, büyümelerine yardımcı olmak. Bu sebeple dünyada ve Türkiye’de birçok kurum, yatırımı direkt girişim sermayesi fonlarına yapıyor. Bu fonların know-how’ından faydalanıp, dilediği şirketlere direkt ortak da olabiliyor.
Kendi yatırım ağını kurmak isteyen şirketlerin takip etmesi gereken noktaları şöyle sıralayabiliriz:
• Yatırımları yapacak ve yatırımdan sonra portföy-şirket ilişkisini takip edecek ekibin oluşturulması.
• Yatırım tezinin (sektör, şirket evresi/yaşı, yatırım büyüklüğü) net bir şekilde belirlenmesi
• Yatırımdan beklentinin stratejik mi, finansal mı veya hibrit mi olması gerektiğinin kararlaştırılması.
• Yatırımdan beklenen hak ve yönetim şeklinin net bir çerçevede belirlenmiş olması.
• İlk yatırım ve sonraki ekstra yatırım turlarını kapsayacak toplu bir bütçe ve kaynağın şirket içinde ayrılmış olması.
7- Startup’lar yatırım yaparken kâr/zarar ve vade ilişkisi nasıl oluşturulmalı?
Startup ve fon yatırımları, kurumun yatırıma stratejik mi yoksa tamamen finansal mı baktığına göre değişkenlik gösterir. Mesela Toyota’nın Uber’e yatırım yapmasının arkasındaki motivasyon finansal getirinin üzerinde, geleceğe yönelik stratejik bir atılım. O sebeple, stratejik motivasyonla yapılan yatırımlardaki getiri beklentisi farklıdır. Fakat genel anlamda, teknoloji şirketlerine veya fonlara yapılan yatırımlar, borsa piyasası yatırımları gibi değildir; çünkü bunlar daha uzun vadeli ve likiditesi düşük yatırımlardır. O sebeple bu tip yatırımlara 5-10 yıllık yatırımlar olarak bakıp, getiriye bu tip bir zaman diliminde ulaşabilmeyi hedeflemek daha gerçekçidir. Riskli bir yatırım tipi olması sebebiyle, başarılı senaryolarda getirisi de çok yüksektir. Bu sebeple tüm sofistike yatırım şirketlerinin portföylerinde daha az riskli, fakat az getirili yatırım kanallarının yanında girişim sermayesi ve startup yatırımları da bulunur.