Pandemi zamanında tedarik zincirinde ciddi bir hasar görüldü. İnsanlar daha az tükettiler ve daha az ürün satın aldılar. Lojistik sektörü de bu ani değişim karşısında bocaladı. Ancak elbette yeni normal ile birlikte lojistik de kendini toparlayacak. Ancak çözüm bir anda insanların çılgınca sipariş verip tedarik zincirini harekete geçirmesinde yatmıyor. Çözüm daha ziyade bir ara geçişte…
Bu fikrin savunucularından biri Londra Üniversitesi’nde çalışan Profesör Omera Khan. “Bu süreçte tabir yerindeyse gözlerimiz açıldı ve daha az ile yetinmeyi öğrendik. Lojistik firmaları da kurşun geçirmez diye düşündükleri sistemlerinin aslında dijital dönüşüme ne kadar muhtaç olduğunu acı bir şekilde tecrübe etmiş oldu.” şeklinde süreci özetliyor…
Tedarik Zinciri 4.0
Londra Üniversitesi olarak yapılan bir çalışmada Khan bazı değişimlerin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. “Artık ilaç ve gıda gibi hassas ürünlerin taşınması ve güvenle depolanması konusunda firmaların güvence vermesi gerekecek. O kadar çok insan internetten sipariş veriyor ve vermeye devam edecek ki depo mantığında köklü bir değişim yaşanacak. Örneğin normalde merkezi ve büyük bir depodan ürün dağıtmak yerine, küçük ağ merkezleri kurup insanlara yakın olmak gerekiyor. Elbette büyük bir merkezi küçültüp sayıca çoğaltmak maliyetli bir iş fakat Tedarik Zinciri 4.0 dediğimiz yeni normalde hız önem kazanacak.”
Tsunami dersleri
Khan ayrıca Japonya’da yaşanan 2011 tsunamisinin de küçük ama çok sayıda merkeze bölünmek konusunda ders verdiğini söylüyor. “Tsunami özellikle otomobil sektörünün yoğunlaştığı Kuzey bölgesini vurmuştu. Ardından tüm markalar çok ciddi sorunlar yaşadı. Oysaki günümüzde olması gereken farklı bölgelere dağılmış küçük ama çok sayıda merkez. Böylece aslında daha kapsayıcı bir ağ kuruyorsunuz.”
