Ödeme sistemleri alanında devrim yaşanmakta olduğunu söyleyen Monitise MEA COO’su Fırat İşbecer nakitsiz ve plastiksiz (kredi kartları) bir dünyaya gitmekte olduğumuzu belirterek “Yaptığımız her alışveriş, bir ödeme işlemini içeriyor ve internet alışverişlerimizde zaten nakit diye bir şey söz konusu değil. Buna ek olarak fiziksel ödeme noktalarında da nakit ve kredi kartları yerlerini alternatif ödeme sistemlerine bırakıyor. Yıldan yıla, hatta günden güne işlemlerimizi daha fazla dijital ortamda yapıyoruz” diyor. Kendisi ödeme sistemlerinde gelinen noktayı şu üç gelişmeyle açıklıyor:
- Apple yeni duyurduğu Apple Pay uygulamasıyla daha önce bünyesinde topladığı 500 milyon adetten fazla kredi kartı ve kullanıcısını mobil ödeme kullanıcısı haline getirdi. 1 milyonuncu aktivasyon duyurudan sadece 72 saat sonra gerçekleşti.
- 2013 yılında satılan 2 milyar cep telefonunun 1 milyardan fazlası akıllı telefondu.
- 2013’ün Noel gününde ABD’deki tüm online perakende trafiğinin yaklaşık yarısı mobil kanallardan gerçekleşti.
2014 sonunda 10 milyon mobil bankacılık uygulaması kullanıcısı
Türkiye’nin mobil bankacılığa geçiş açısından en çok potansiyeli vaat eden ülkelerin başında geldiğini kaydeden İşbecer, “Avrupa çapında internet kullanıcılarının mobil bankacılık kullanım oranları ortalama yüzde 37 civarında seyrederken, ülkemizde bu oran yüzde 49 civarında. Türkiye’deki bankaların teknolojiye ve müşteriye erişim kanallarına yaklaşımları göz önüne alındığında ortaya çıkan tablo ilgi çekici. Türkiye’de mobil bankacılık kullanan müşteri sayısında sürekli artış var ve Türkiye’de 2014 yılı sonunda yaklaşık 10 milyon banka müşterisinin mobil bankacılık uygulaması kullanacağını öngörebiliriz” açıklamasında bulunuyor.
Mobilin işlem giderlerini azaltması da mobil bankacılık penetrasyonunun yükselişine katkı sağlayan bir diğer etmen olarak göze çarpıyor. İşbecer’in verdiği bilgilere göre ABD’de işlem başına düşen maliyet fiziksel şubelerde 4,25 dolar civarında gerçekleşirken, mobil bankacılıkta işlem maliyeti birim başına 0,10 dolar olarak belirleniyor.
Hız ve işlevsellik tüm faktörlerin önünde
İşbecer, piyasanın henüz doyuma ulaşmadığını, ancak 10 yıl öncesine kıyasla çok daha iyi bir durumda olduğunu ve mobil bankacılığa yapılacak yatırımın bankalara yeni müşteri kazanımı olarak geri döneceğini söylüyor. “Yaptığımız araştırmalar gösteriyor ki, mobil bankacılık penetrasyonunda yaş faktörünün kullanım frekansıyla ilgisi yok. Bu durum mobilin bir alternatif kanal olmaktan çıkarak ‘ana’ kanal haline geldiğini göstermeye yetiyor. Bankalara bu noktada düşen ‘işlemlere’ ağırlık vermek, ‘hız ve güvenlik’ konusunda temel ihtiyaçları karşılamak ve mobilin potansiyelini açığa çıkarmaktır” açıklamasında bulunan İşbecer, Türkiye’de dijital bankacılığa bakışın geldiği noktayı da yaptıkları araştırmayla açıklıyor: “Türkiye’de yaptığımız araştırmalarda kullanıcıların bankacılık alışkanlıklarını da değerlendiriyoruz. Genç, eğitimli ve teknolojiye yatkın 342 kişi ile yaptığımız görüşmelerden elde edilen verilerde katılımcıların yüzde 86’sının, bankalarıyla kurdukları ilişkinin duygusal bağ tabanlı olduğunu gözlemledik. Elde ettiğimiz bulgulara göre banka müşterilerinin bankalarıyla olan ilişkilerinde tatmin odaklı faktörlerin başında güvenlik, hız ve erişim imkânları yer alıyor. Bununla birlikte fiziksel şube barındırmayan dijital bankacılık deneyimini benimsemeye olumlu yaklaşan kullanıcıların oranı yüzde 39 ve bu oran henüz birkaç yıl önce ortaya çıkan şubesiz bankacılık fenomeni için son derece etkileyici.” İşbecer, sözlerini “Tüketiciler er ya da geç, yenilikçi ödeme sistemlerine adapte olacaktır. Özellikle Türkiye’de güncel teknolojileri benimseme açısından Batı ülkelerine kıyasla çok daha yüksek bir performansa sahibiz. Bu noktada soru ‘nasıl’dan çok ‘ne zaman’ olarak şekilleniyor” diyerek tamamlıyor.
Bu yazı IT PRO’nun 179. sayısında yayınlanmıştır.