Princeton Üniversitesi’ndeki iki araştırma görevlisi mimar Stefana Parascho ve mühendis Sigrid Adriaenssens robotları yardımıyla mimari açıdan çok daha karmaşık yapıya sahip ve yapılması önceleri imkansız olarak kabul edilen eserleri ortaya çıkarmayı hayal ettiler ve bu uğurda uğraş verdiler. “İnsan için çok zorlu olmanın yanında çevreye saygılı ve sürdürülebilir bir üretim şekli tasarladık.” diyor ikili. Profesörler daha sonra Skidmore, Owings ve Merill isimli üç mimarlık ve mühendislik firması ile anlaşarak baş harflerinden oluşan SOM isimli bir girişime imza attılar.
İkilinin ilk başarısı yaklaşık 2 metre yüksekliğinde, 3.5 metre genişliğinde ve 6.5 metre uzunluğunda bir kemer inşa etmek oldu. Kemerin asıl özelliği 338 şeffaf cam tuğladan oluşmuş olmasıydı. Işık Kemeri (LightVault) adı verilen yapı gerçekten büyüleyici bir özelliğe sahip. Robotların hassas ve hatasız işlemesi sonucu kemerde yapılması çok ama çok zor olan bazı kıvrım ve kavislerin çok daha zahmetsiz, hızlı ve daha az malzeme kullanılarak üretilmesi asıl alkış toplayan nokta oldu.
“İnsanlar bugüne kadar kendi yetenekleri doğrultusunda mimari eserleri tasarlıyordu. Ben de robot gibi güçlü, hassas ve hatasız bir yapı işçisi ile neler yapılabildiğine odaklandım.” diyor Parascho ve ekliyor, “Elbette burada amacımız insan faktörünü ortadan kaldırmak değil. Örneğin, tuğlayı hareketsiz şekilde 7 dakika boyunca sabit bir noktada hiçbir insan tutamaz. Robot sayesinde istediğimiz gibi tutup alçının ya da yapıştırıcı maddenin gerçek anlamda işini yapmasını sağlayıp, daha güçlü yapılar inşa edebiliriz.” diyerek sözlerini tamamlıyor.