Sınır bilişim (edge computing) gibi yeni kavramlar, bulutun yanında düzenli olarak tartışılmaktadır. Ancak birini kullanmak diğerini kullanma yeteneğini ortadan kaldırmaz. Bazı insanlar sınır bilişimin, sonunda geleneksel bulut bilişimin yerini alacağına inanıyor ancak durum böyle değil. Her iki teknolojinin de bir BT ekosisteminde önemli ve ayırt edilebilir rolleri vardır.
Bununla birlikte özellikle de gecikme sorunlarının, operasyonel zorluğun ve güvenliğin üstesinden gelmek de dahil olmak üzere uzaktan çalışmadaki benzeri görülmemiş artış sırasında sınır bilişimin, geleneksel merkezi bulut altyapısına göre avantajları olan kullanım durumları vardır. Peki bu avantajlar nelerdir?
1- Operasyonel gerginliğin azaltılması
Geleneksel bulut bilişim ve sınır bilişim karşılaştırıldığında, temel fark veri işlemenin nasıl ve nerede gerçekleştiğidir. Bulut ile veriler merkezi bir konumda (genellikle bir veri merkezi) depolanır ve işlenirken sınır bilişim, kaynağın yakınındaki veri işlemeyi ifade eder.
IoT, 5G, giyilebilir cihazlar ve artırılmış gerçeklik (AR) gibi yeni teknolojilerin çoğalmasıyla, kullanıcıya yakın veya ağın sınırında büyük miktarda veri üreten, veri açısından zengin bir dünyada yaşıyoruz. Giderek daha fazla cihaz, ofis gibi merkezi konumların dışındaki şirket ağlarına erişmeye çalıştıkça uzaktan çalışma da bu veri üretimine ekleniyor. Bulutun kendisi önemli bilgi işlem ve çevrimiçi depolama yeteneklerine sahiptir ancak ağ bant genişliği üzerindeki bu tür bir baskı ile farklı bir altyapı türü gerektirir. Sınır bilişim tam da burada devreye girer.
Bu taleple başa çıkmak için BT altyapısının tamamen elden geçirilmesi işletmeler için pahalı ve kaynak ağır olabilir. Edge computing ile altyapıyı “kopyalayıp değiştirmeniz” gerekmez. Edge computing, şirketlerin bu zorluğu çözmesine olanak tanır çünkü sınırdaki verileri işlemek, bulut üzerindeki yükü azaltır. Edge veri merkezleri ile birlikte, edge computing daha yerelleştirilmiş veri işleme ile başa çıkabilir, daha genel amaçlı iş ihtiyaçları için bulutu serbest bırakabilir ve iş uygulamalarının daha hızlı performans göstermesine yardımcı olabilir.
2- Gecikme
Bulutun doğası gereği bilgi, veri merkezine geri aktarılır, işlenir ve ardından aygıtın bulunduğu ağın sınırına geri gönderilir. Bu durumda, verilerin ileri geri hareket etmesi zaman alabilir ve gecikmeye veya hızının kesilmesine neden olabilir. Verileri işleme ihtiyacının zaman açısından verimli olmadığı birçok kullanım durumunda bulut çok fazla işlem gücü, depolama ve büyük ölçekli veri analizi sunar. Bununla birlikte, bazı durumlarda bu gecikme uzaktan çalışanlar için zorluklara neden olabilir.
Ağla ilgili gecikmeler, saha çalışanları için daha zararlı bir etkiye sahip olabilir. Manuel sipariş toplama, sınıflandırma, envanter yönetimi ve mal girişleri gibi işlemler sırasında gecikme meydana gelirse ve çalışan gecikmiş bilgi alırsa, bu onların üretkenliğini önemli ölçüde engelleyebilir ve hatta sürekli olarak şirketin bilançosunu etkileyecek olan hatalara neden olabilir. Edge computing, veri işlemeyi ağın sınırındaki cihaza daha yakın bir yere yerleştirerek, gecikmeyi ortadan kaldırarak ve böylece ağ gecikmesi ile ilgili arıza vakalarını azaltarak buna bir çözüm sunar.
3- Güvenlik ve gizlilik
Daha fazla kişi ofisten uzaklaştıkça verilere uzaktan erişim artmaktadır. Artan uzaktan erişim vakaları siber suçlulara şirket verilerine erişmek ve içindeki bilgileri kötüye kullanmak için daha fazla fırsat sunuyor. Edge computing ile veriler, kuruluşun ağ çekirdeğine bulut yoluyla gönderilmeden önce merkezi bir veri merkezine göndermek yerine filtrelenir ve yerel olarak işlenir. Hassas veriler cihazlar ve bulut arasında daha az aktarılırsa, bu, işletmeler ve müşterileri için daha iyi güvenlik anlamına gelir.
COVID-19 şüphesiz iş dünyası liderlerinin uzaktan çalışma stratejilerini yeniden düşünmeleri gerektiği anlamına gelen çalışma ortamını değiştirmiştir. Bu dönemde bulut, verilerin kuruluşlar arasında güvenli bir şekilde paylaşılmasına izin verdi. Bununla birlikte, tartışıldığı gibi sınır bilişimin bant genişliğini hafifletmeye, ağ hızlarını artırmaya ve güvenlik sorunlarıyla mücadele etmeye yardımcı olabileceği durumlar vardır.
Sınır veya bulut bilişimin seçimi bir önerme değildir. Her iki teknolojinin de farklı amaçları ve kullanımları vardır ve öngörülebilir gelecek için önemli roller oynamaya devam edecektir. Uzaktan çalışma, işletmeler için yeni norm haline geldikçe, gelecekteki ağ altyapısının bu ikisini birleştireceği öngörülebilir.